Obama: Saldırıyı Esad rejimi yaptı
Obama: Saldırıyı Esad rejimi yaptı
New York'ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda konuşan ABD Başkanı Barack Obama, Suriye rejiminin 21 Ağustos’ta kimyasal silah kullandığına dair kanıtların açık olduğunu söylerken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise, "BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’de asli sorumluluğunu yerine getirmedeki başarısızlığı utanç vericidir" dedi.
‘İran ile ilişkilerde diplomatik yol denenmeli’
Obama, Irak’ın kendilerine sadece güç kullanılarak, hedeflere ulaşılamayacağını gösterdiğini söyleyen Obama, “ABD'nin yakın gelecekteki Ortadoğu politikası iki noktaya odaklanacak: İran'ın nükleer programı ve Arap-İsrail çatışması. Bu sorunlar, bölgesel sorunların temelinde yatıyor. İran'la ilişkilerde diplomatik yol denenmeli. ABD Mısır'daki geçici hükümetle yapıcı bir ilişkiye sahip olacak. Ancak Mısır'daki askeri yönetim demokrasiyle bağdaşmayan kararlar verdi. ABD'nin Mısır'a desteği demokratik gelişime bağlıdır” diye konuştu.
‘ABD İsrail’in güvenliğinden asla vazgeçmeyecek’
Obama, "ABD, İsrail'in güvenliğinden asla vazgeçmeyecek. Bir Yahudi devletinin varlığı asla yadsınamayacak. İsrail'de Batı Şeria'nın işgali, olumsuzdur fakat İsrailli çocuklar, barış içerisinde yaşamalıdır. Onların evlerine roketlerin atılmasını kabul edemeyiz” dedi.
Gül, BM’yi eleştirdi
Öte yandan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de konuşmasının büyük bir bölümünü Suriye’de yaşananlara ayırdı. “Yönetilenlerin yönetenlerden rızalarını çekmelerinden kaynaklanan siyasi meşruiyet sorunlarına dayalı bu tür çatışmalar, ülke içi düzenlerin sarsılmasına yol açmaktadır” diyen Gül, Suriye’de yaşananları da buna bağladı. Güçlü, etkin ve güvenilir bir BM’ye herkesin ihtiyacı olduğunu söyleyen Gül, “Böyle bir BM, uluslararası barış ve güvenliğin muhafazası için harekete geçme yeteneğine sahip olmalıdır. Güvenliği, adaleti ve insanların temel hak ve özgürlüklerini koruyabilmelidir. Kuvvete dayanan siyaset uğruna bu asli sorumluluğunu asla terk etmemelidir. Güvenlik Konseyi’nin tepkisiz kalmasının, saldırgan rejimleri cesaretlendirdiğinin bilincinde olmalıyız. Acımasız eylemlerin faillerini adalete ve hukuka teslim etmeye muktedir bir BM’ye ihtiyacımız var. BM’nin kurucularının tasavvur ettiği gerçek barışçı bir dünyaya ancak böyle bir BM’yle ulaşabiliriz. Bu asli bir hedef olmanın ötesinde, acil bir ihtiyaçtır” diye konuştu.
Suriye antlaşması için Güvenlik Konseyi kararı isteği
Gül, Türkiye’nin, Suriye’nin kimyasal silah stokunun tasfiyesi için ABD ile Rusya arasında varılan anlaşmayı memnuniyetle karşılamakta ve desteklemekte olduğunu savunarak, “Bu anlaşma, somut bir BM Güvenlik Konseyi kararına tahvil edilmelidir. Bu stok tamamıyla imha edildiğinde, Suriye halkı ve bölge rahat bir nefes alacaktır. Suriye’nin komşusu olarak Türkiye, bu silahların tamamen ve doğrulanabilir şekilde imhasını herkesten daha fazla istemektedir. Ancak, bu silahların daha bir ay önce Suriyeli sivillere karşı kullanıldığını göz ardı edemeyiz. İnsanlığa karşı işlenen bu suçun faillerinin, yaptıklarının hesabını vermesi ve adalete teslim edilmesi gerekmektedir” dedi. Gül, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Suriye’de asli sorumluluğunu yerine getirmedeki başarısızlığı utanç vericidir” dedi.
Gül, isim vermeden aşırı güçlerin nasıl beslendiklerini bildiklerini söyleyerek, “Aşırı gruplar bir ülkede kök saldıklarında, özerk yapılar oluştururlar ve sadece o ülkede değil, o ülkenin sınırları dışında da, ciddi bir güvenlik tehdidine dönüşürler. Sonuçta, bu tür örgütlerin tasfiyesi, bir ülkede güvenliğin sağlanmasının önündeki en büyük zorluk olur. Bu tehdidin farkında olmalıyız ve kararsız kalarak kaybedilen her gün, Suriye’de barışa ulaşma imkanından biraz daha uzaklaşıldığını idrak etmeliyiz” ifadesini kullandı. Gül, Kıbrıs’a ilişkin olarak ise şunları kaydetti: “Türkiye, garantör devlet olarak, adil ve müzakere edilmiş bir çözüm bulunması hedefine tam anlamıyla ve samimiyetle bağlıdır. Bu nedenle uluslararası toplumun, sonuca odaklı ve belirli zaman çerçevesine bağlı müzakerelere iyi niyetle başlanmasını Kıbrıslı Rumlara kabul ettirmesini bekliyoruz. Bu sorunu çözmesi gerekenler Kıbrıslı Türkler ve Rumlardır. ‘Eğer’ler ve ‘ama’lar olmaksızın, en geç önümüzdeki ay müzakerelere başlamalarını bekliyoruz.”
Gül, Türkiye’nin 2015-2016 döneminde BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adal oyduğunu belirterek, “Seçildiği takdirde Türkiye, Güvenlik Konseyi’ne herkesi dinleyen ve diyalog yoluyla kapsamlı ve kalıcı çözümler bulmaya çalışan bağımsız bir ses getirecektir. Adaylığımız için tüm üyelerin desteğini bekliyoruz” dedi. DİHA