Peki bunlar tesadüfi mi oluyor? Ya da IŞİD canı sıkılıyor ve şurayı alayım mı diyor?
Elbette ki değil. Olup biten her şey bir strateji dahilinde yürüyor. Ve bu savaş bir taraftan kimin ne hesabının olduğunu ortaya çıkarırken, savaşan güçler de pozisyonlarını yeniden belirliyor. Tabir yerindeyse saflar daha da netleşiyor.
Adeta bir satranç oyunu gibi yaşananlar. Hamleler bir bir yapılıyor ve rakibin hamlesine göre yeni hamleler planlanıyor ve uygulamaya konuyor.
Son iki ay içerisinde Rojava ve Güney Kürdistan’da yaşanan gelişmeler, IŞİD’in nasıl bir proje olduğunu ve uluslararası güçlerin yanı sıra bölgesel güçlerin de IŞİD’i kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme çabalarını gözler önüne serdi.
İRAN’IN IŞİD’İ UZAK TUTMA PLANI
Bölgemizde önemi bir siyasal aktör olan İran, tarihten günümüze kadar hep “savaşını dışarıda yürütme” stratejisi izlemiştir. Günümüzde de aynı siyaseti izliyor. Ancak bölgede yaşanan son gelişmeler İran’ın “belayı kendisinden uzak tutma” çabalarının çok da sonuç vermediğini gösteriyor.
İran, Musul’un alınmasından sonra Bağdat’a savaş uçaklarını gönderdi. Öte yandan savaşın Kürdistan’da yürütülüyor olması Kürt örgütlerinin pozisyonunu daha da önemli kılıyordu. İran bundan kaynaklı bir taraftan Kürdistan’da ilişkilerinin güçlü olduğu YNK’nin IŞİD ile savaşmasını desteklerken; öte yandan şu ana kadar Sünni blokta yer alan ve Türkiye, İsrail ve ABD ile ilişkilerinden kaynaklı olarak IŞİD ile dirsek temasında olan KDP’yi zayıflatmaya çalıştı. Bunu da Irak merkezi hükümeti üzerinden yaptı.
IŞİD NEDEN YNK’YE SALDIRIYOR?
IŞİD’in, Şengal saldırısından çok önce Mart ayında, YNK’nin denetiminde bulunan Xaneqin’e saldırması ve bombaların burada patlaması bu ilişki ve ittifakların bir parçasıydı. Öte yandan IŞİD’in Mahmur’a saldırması ve Erbil’i tehdit etmesi, KDP’nin de yeniden hesap yapmasına yol açtı.
NEDEN CELEWLA?
IŞİD’in Celewla’yı alması İran siyaseti ve bölgesel savaşın yönünü tayin etmek açısından önemli bir gelişmedir. Çünkü IŞİD eğer bu bölgede denetim kurabilirse hem Bağdat üzerinde basınç oluşturabilecek hem de İran’la komşu olacak. IŞİD böylece bir taşla iki kuş vurmuş olacak. Bu durumda Bağdat ve Tahran hükümetlerinin ortak hareket etmesi yüksek olasılık. Şu ana kadar Irak merkezi hükümetiyle arası açık olan Güney Kürdistan hükümetinin ve Kürt partilerinin nasıl tavır alacağı da önemli bir konu.
IŞİD’İN YENİ HEDEFİ İRAN MI?
Sonuç olarak; Eğer IŞİD, Celewla’da hakimiyet kurabilirse, İran’ın Xuzistan ve İlam eyaletleriyle komşu olacak. Sünni Arapların yaşadığı Xuzistan ve Sünni Kürtlerin yaşadığı İlam eyaletleri, İran İslam Cumhuriyeti’ne etnik ve mezhepsel sebeplerle muhalif. Eğer IŞİD, Celewla hattından her iki eyalete geçmeyi başarırsa İsrail planı gerçekleşmiş olacak. Ve savaş gerçek anlamıyla İran’a taşınacak.
SAFLAR NETLEŞİYOR
PKK’nin de bu savaşa dahil olmasıyla, bölgesel aktörlerin pozisyonu belli oranda netleşti. Şimdi İsrail planını uygulamayı esas alan IŞİD, Türkiye’nin ve Suudi Arabistan’ın başını çektiği Sünni blok temsilcisi olarak bölgede savaşıyor. Bu bloka karşı, Şii cephe ve ittifakları oluşmuş durumda.
DENGELERİ PKK ALT ÜST ETTİ
Öte yandan Kürtler, bir taraf olarak bu savaşımda yer alıyor. Bu durum doğal olarak bölgede önemli bir aktör olan PKK’nin de sürece müdahil olmasına yol açtı. PKK, Güney Kürdistan’a ve Irak’a gerilla güçlerini göndererek var olan siyasi, askeri ve diplomatik dengeleri altüst etti. Öyle ki hem İran hem de Türk devleti bölge ve Kürt siyasetini yeniden gözden geçirmek durumunda kalıyor.
İLİŞKİLER TAKTİK Mİ?
Kürtler, IŞİD ile savaşarak İran için doğal müttefik oldular. Çelişkili olan birçok güç, IŞİD’i ortak tehlike olarak görmeye başladı. PKK, IŞİD’e karşı savaşıyor. Şengal’de yaşanan katliama sessiz kalan ABD ve İsrail, tam da bu dönemde harekete geçti ve IŞİD’i bombalıyorlar. ABD’nin peşmergeye silah yardımında bulunması gündemde.
Öte yandan Irak merkezi hükümeti de güney Kürdistan ile çelişkilerini bir tarafa bırakarak, IŞİD güçlerine yönelik hava saldırısı düzenliyor. İran, IŞİD’e karşı sınır bölgelerine askeri yığınak yapıyor.
KÜRTLER BELİRLEYİCİ OLACAK
Günübirlik değişen taktik ilişkilerin ne kadar kalıcı olacağı veya hangilerinin stratejik ittifaklara dönüşeceği muamma. Ancak kesin olan bir şey var ki, o da Kürtler eğer birlik olmayı başarırsa hem Kürtlerin kaderini belirleyebilecekler; hem de Ortadoğu’nun yeni şekillenmesinde önemli bir rol oynayacaklardır. Bu durum, her iki güç bloku arasındaki savaşın kaderini de belirleyecektir.