Yüksekova Güncel

Yüksekova'da F Tipi okullar!

Eğitim

Yüksekova ilçesinde öğrencilerin boykotunun ardından okullarda, sac kepenk, tel örgü ve yüksek duvar dönemi başladı

İlçede okullar, F Tipi cezaevlerine benzetilirken, bu duruma tepki gösteren Yüksekova Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı İrfan Sarı, hükümetin ve yerel yöneticilerin uyguladıkları yöntemin, psikolojik, sosyolojik ve siyasal olarak olumsuz etkiler yaratarak ayrışmaya neden olduğunu söyledi. 

2012-2013 eğitim-öğretim döneminin başladığı Eylül ayında anadilde eğitime dikkat çekmek amacıyla Yüksekova'da öğrencilerin büyük bölümü okulları boykot etti. Anadilde eğitim talebi ve yaşanan protestolara karşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü çözümü okulları kışlaya çevirmekte buldu. Sürekli protesto gösterilerin yaşandığı ilçede başta Orman Mahallesi'ndeki Gazi İlköğretim Okulu'nun camları kepenk takılarak kapatılırken, Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nun çevresi ise tel örgü ile kapatıldı. Okulların çevresindeki istinat duvarları yükseltilerek 4 metreye kadar çıkarıldı. Çok katlı okulların kepenkli ve tel örgülü penceresinden dışarıyı izleyen öğrencilerin görüntüsü cezaevlerindeki tutukluların dışarıyı izlemesini andırıyor. Öğrenciler, kepenkli pencereden yolda geçenlere zafer işareti yaparak yaşanan duruma dikkat çekerken, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bu uygulamasına da en büyük tepki öğrencilerden geldi. Öğrenciler, cezaevine dönüşen okul değil, anadilde eğitim verecek ortamların yaratılmasını istedi. Okul güvenliği adı altında zırhlı araçlarla bekleyen polisler ise, sürekli öğrencileri durdurarak, aramadan geçirmesi sık sık öğrencilerin tepkisine neden oluyor. 

'İnkar ve baskıya reaksiyon cezaevi yöntemini ortaya çıkarmıştır'

Okullardaki durumu değerlendiren Yüksekova Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı İrfan Sarı, "Hükümetin ve yerel yönetimlerin uyguladıkları yöntemin, psikolojik, sosyolojik ve siyasal olumsuz etkileri yaratarak ayrışmaya neden olduğunu dile getirdi. Sarı, "Kürtlere yönelik baskı ve inkâr politikalarının artmasıyla beraber, toplumda sokak dili artırmıştır. Alanlara inen ve inkar, baskıyı protesto edenlerin okullara reaksiyon göstermiştir. Buna rağmen hükümet ve yerel yönetimlerin okullara uyguladıkları cezaevi yöntemi, toplumun nabzını yükseltirken, öğrenci psikolojisini de çok olumsuz etkilemektedir. Bu uygulamanın çocukların yaşama ve topuma hazırlamakta eksiklik yaratacak, çocukta adeta baskıcı, inkarcı ve mahkumiyetçi bir nesil yetişmesine neden olacaktır. Hükümetin ve yerel yönetimlerin uyguladıkları bu yöntemin, psikolojik, sosyolojik ve siyasal olumsuz etkileri yaratarak ayrışmaya neden olacaktır" dedi.

'AKP hükümeti sorunları baskı yoluyla çözmeyi esas almaktadır'


Yüksekova Eğitim Sen Temsilcisi Rıdvan Önder ise, AKP'nin güvenlikçi politikalarının okullara da yansıdığını söyleyerek, "Okullarımızdaki kepenkli, tel örgü ve şişlerle korunmasını güvenlikçi mantığı esas alıyor. AKP hükümeti müzakere değil sorunları baskı yoluyla çözmeyi esas almaktadır. Bu yıl onlarca okul yandı. Ama hükümet bu okulların niye yandığını, ne istendiğini araştırmadı. Sadece teröristler okul yaktı diyerek sorgulama gereğine dahi ihtiyaç duymadı. Okullar niye yakıldı, ne isteniliyor diye sorulmadı. Ancak biliniyor ki bu gençler anadilinde eğitim istediğini sesi çıktıkça haykırıyor. Yakmalar veya okulu kepenk, tel örgü veya demir şişli uygulamada giderken, biz öğretmenlerden, sivil toplum örgütlerinden veya muhataplardan görüş alma gereği dahi duymadı" dedi. Yüksekova Lisesi önünde ve etrafındaki güvenlik çemberine de değinen Öner, "Okula giden ara sokak ile okul önündeki yoğun güvenlik son iki yıldan beri en üst düzeye çıkarılmıştır. Her gün normalde 2 zırhlı aracın durduğu noktada, öğrencilerin okul çıkışında bu rakam ona kadar çıkabilmektedir. Bu uygulamanın esasında gençler üzerinde baskı oluşturarak, özgür düşünene gençlerin olmamasını, sürekli korkan ve biat eden bir gençlik yaratılmak istenmesidir" diye konuştu. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.