FERİHA HAN/YAZDI
Feriha Han okuyucuları için "Acının Teşhiri: Ekranlarımızdaki İnsanlık Krizi" İsimli Yazısını Kaleme Aldı.
FERİHA HAN'IN YAZISI ŞÖYLE:
Hepimizin birbirini tanıdığı, acıların bile elden ele dolaştığı o küçücük şehirlerde yaşıyoruz. Yüksekova'dan tutun da Anadolu'nun en ücra köşesine kadar bu durum, bizim toplumsal DNA'mızın bir parçası. Komşunun derdi, hepimizin derdi olur. Olurdu... Ta ki sosyal medyanın hız ve sorumsuzluk virusü, bu hassas yapımızı bozmaya başlayana dek.
Son zamanlarda, cep telefonu ekranlarımıza düşen görüntüler, insanın en temel sınırlarını zorlar hâle geldi. Bir intihar, bir kaza, bir kayıp ya da bir saldırı haberi... Daha olayın yaşandığı anın dumanı tüterken, o anların görüntüleri, sesleri ve en mahrem detayları hiçbir vicdan süzgecinden geçirilmeden hoyratça paylaşılıyor. Gazeteci olsun, olmasın; "elime geçti, hemen yaymalıyım" dürtüsü, yerini büyük bir etik boşluğa bırakmış durumda.
“Paylaşılabilir İçerik Değil, Büyük Bir Saygısızlık”
Unutulmamalıdır ki, ne intihar anı, ne kaza görüntüleri, ne de bir kavga sahnesi "paylaşılabilir" basit bir içerik değildir. Bunlar, insan hayatının en travmatik, en kırılgan anlarıdır. Bu görüntülerin sırf merak uğruna dolaşıma sokulması, yalnızca bir “tık” almak için yapılan bir eylem değil, hem yaşamını yitiren kişinin onuruna hem de geride kalan ailelerin sıcak acısına yapılan büyük bir saygısızlıktır.
O videonun, o fotoğrafın hemen ardında, acısı henüz dinmemiş bir anne, bir baba, eş ya da evlat var. Biz, o anları izlerken sadece bir "olay" izlediğimizi düşünüyoruz. Oysa, o kareler o aile için ömür boyu kapanmayacak, her tekrar izlenişte yeniden kanayacak bir yaradan ibarettir. Onların yaşadığı acıyı büyütmek, en mahrem travmalarını açık açık sergilemek ne meslektir ne de insanlıktır.
“Vicdanın Sesi: Durma Vakti”
Ben bugün Yüksekova'dan, Hakkari'den, bu sorumsuzluğa tanık olan her yerden tüm halkımıza sesleniyorum: Acının teşhir edilmesi normal değildir! Bu bir haber değil, bu bir dedikodu değil, bu sadece ve sadece vicdansızlıktır.
Birinin ölümünü, kaybını, yaralanmasını veya düşüşünü paylaşmadan önce, o parmağınız "Gönder" tuşuna basmadan önce, lütfen durun.
Bazen susmak, en büyük erdemdir. Bazen bir görüntüyü, bir bilgiyi paylaşmamak, en büyük insanlık eylemidir. Bu, sizin medeniyetinizdir, sizin vicdanınızdır. Merak uğruna başkalarının acısına basıp geçme lüksümüz yok.
İnsanlığın değeri, attığımız ve atmayı tercih ettiğimiz her adımda, paylaşımlarımızda ve susmayı tercih ettiğimiz yerde belli olur. Artık bu sorumsuzluk zincirini kırmalıyız. Lütfen, önce insan!