Yüksekova Güncel

'Ankara'ya hesap sormaya gidiyoruz'

Genel

Polis şiddeti mağduru aileler, polise zor ve silah kullanma yetkisi veren PSVK'nin değiştirilmesi ve adalet arayışı için 7 Aralık'ta Ankara'ya giderek milletvekilleri ve STK'lerle üç gün boyunca bir dizi görüşme gerçekleştirecek.

Polis kurşunuyla ölen Baran Tursun'nun babası ve Baran-Sav Vakfı Başkanı Mehmet Tursun, 2007 yılında düzenlenen PSVK'nin ardından geçen beş yıl içerisinde 125 kişinin polis kurşunuyla yaşamını yitirdiğini belirterek, "Artık polis insanları işkenceyle değil kameraların önünde kendi silahlarıyla öldürüyor. Bunun için biz artık yeter diyoruz. Ankara'ya hesap sormaya ve adalet aramaya gidiyoruz" dedi.

Polis şiddeti mağduru aileler, Baran Tursun İnsani Yardım Vakfı (Baran-Sav) öncülüğünde 7, 8 ve 9 Aralık tarihleri arasında Ankara'ya giderek polise zor ve silah kullanma yetkisini veren Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun (PVSK) değiştirilmesi için TBMM'de grubu bulunan partilerin milletvekilleri, Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ve STK'lerle görüşecek. Polis şiddeti mağduru ailelerin Ankara'ya yapacağı ziyaret ile ilgili konuşan Baran-Sav Vakfı Başkanı Mehmet Tursun, Ankara'ya yapacakları üç günlük ziyarette polise keyfi bir şekilde silah kullanma yetkisini veren PSVK nedeniyle yaşam hakları ihlal edilen yurttaşların durumunu gündeme getireceklerini belirterek, "Sağ, sol bakmaksızın meclisteki bütün milletvekilleriyle görüşeceğiz. Biz milletvekillerinin bize acıyın hesabıyla gitmeyeceğiz. Biz hesap sormaya gideceğiz. Onlara diyeceğiz ki siz elinizle PSVK'yi çıkartınız. Bizim elimizde ise PSVK nedeniyle öldürülen çocuklarımızın listesinin bulunduğu bir dosya olacak. Onlara diyeceğiz ki bu dosyadaki listede PSVK nedeniyle öldürülen 125 çocuk var, siz bu sayının 300 ya da 400 olmasını mı bekliyorsunuz, bunun bir sınırı yok mu, kaç kişi daha ölürse PVSK’yi değiştireceksiniz? sorularını yönelteceğiz" diye belirtti. 

'Artık bizde adam öldürmenin 'Polisin görevi' olduğu düşüncesi oluştu'

Polisin artık kameralar önünde insanları öldürecek kadar bir "hoyratlık" içerisine girdiğini ifade eden Tursun, polisin sıktığı dört kurşunla öldürülen Emrah Barlak olayını örnek vererek sözlerine şöyle sürdürdü: "Polisin meydanlarda haklarını arayan işçilere, öğrencilere, insanlara kameralar önünde gaz sıktığını, copladığını gördük. Ama polisin kameralar önünde insanı öldürecek bir hoyratlık içinde olabileceğini düşünememiştik. Artık polis insanları işkenceyle değil kendi silahlarıyla kameraların önünde öldürüyor. Bunun için biz artık yeter diyoruz. Ankara'ya hesap sormaya ve adalet aramaya gidiyoruz" ifadesini kullandı. 2007 yılında değiştirilen PSVK sonrasında mahkemeye taşınan bütün polis cinayetlerinde bütün polislerin "Ben görevimi yaptım" dediğini aktaran Tursun, " Onlar 'biz görevimizi yaptık' diyince bizim aklımıza polisin' görevi adam öldürmek midir?' sorusu geldi. Ancak bu ölüm olaylarında yargılanan polisler sembolik cezalarla kurtulunca ve bu cezalar Yargıtay tarafından da onaylanınca, artık bizde adam öldürmenin 'polisin grevi' olduğu düşüncesi oluştu. Her ne kadar bu sorun PSVK'dan kaynaklanıyor olsa da asıl sorunun sistemden ve onun oluşturduğu zihniyetten bağımsız olmadığını da biliyoruz" diye kaydetti. PVSK'nin Birleşmiş Milletlerin (BM) 7 Eylül 1990 tarihinde kabul ettiği "Polisin Güç ve Ateşli Silahlar Kullanmasına İlişkin Temel İlkeler" adlı belgesinde yer aldığı şekliyle değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Tursun, PSVK'nin bu çerçevede düzenlenmesi durumunda polis cinayetlerinde azalma olacağı ancak bitmeyeceğinin altını çizdi. 

'Polis yaralamadan yargılanacak' 

PSVK'nin kaynaklanan polis ve asker şiddetinin yanında yargının bu davalarda verdiği kararların da sorun olduğuna işarete eden Tursun, polislerin soruşturma ve kovuşturma aşamalarında korunduğunu, polislere sembolik cezalar verildiğine dikkat çekti. 2007'de Antalya'da "dur" ihtarına uymadığı iddiasıyla polis kurşunuyla ensesinden vurularak yaşamını yitiren Çağdaş Gemik davasını örnek veren Tursun, "Yargılamayı yapan mahkeme polise 'olası kastla adam öldürmek' suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası veriyor. Yargıtay'da mahkemeye Gemik'i ensesinden vuran polise 'yaralama' suçundan ceza vereceksin diyor. Kararında direnen mahkeme, Yargıtay’ın bu kararı nedeniyle Gemik'i vuran polisi tahliye etmek zorunda kaldı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun verdiği karar içtihat niteliğindedir. Bundan sonra polis kimi öldürürse öldürsün, adam öldürmek suçundan değil yaralama suçundan ceza alacak. Bizler PSVK’nin değiştirilerek polisin işlediği cinayetlerin ve yaptığı hoyratlığın önüne geçmeye çalıştığımız bir dönemde, yargı bu cinayetleri işleyen kişilerin sembolik cezalarla kurtulması için içtihat oluşturuyor" dedi. 

BM Baran-Sav Vakfı'na yargısız infazlar konusunda statü verdi

Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler’in (BM) yargısız infazlar konusundaki özel raportörü Christof Heyns ve beraberindeki heyetle yaptığı görüşmeyle ilgili bilgi veren Tursun, Türkiye'de işlenen polis cinayetleriyle ilgili bilgi verdiği Heyns ve beraberindeki heyetin hayretler içerisinde kaldığını söyledi. BM'nin dün itibariyle Baran-Sav Vakfına yargısız infazlar konusunda statü verdiğini belirten Tursun, BM'nin verdiği statünün, Baran-Sav Vakfı'nın raporlarını değerlendirebilecek kuruluşlar arasına alma anlamını taşıdığını söyledi. Tursun, bundan sonra polis ve asker cinayetleriyle ilgili hazırlayacakları raporları BM'ye göndereceklerini söyledi. Türkiye'nin AHİM'e taşınan Baran Tursun davasına savunma yapamadığını söyleyen Tursun, "AHİM'e Türkiye'de yaşanan polis ve asker cinayetlerini tüm yönleriyle anlatan 4 bin 500 sayfalık dava dosyası gönderdiklerini söyledi. Türkiye'nin, AHİM'e gönderdikleri 4 bin 500 sayfalık dava dosyasına cevap veremediği için ikinci defadır süre talebinde bulunuyor. Bir devletin bir dava hakkında savunma yapmak için süre istemesi olağan değildir. Türkiye'nin savunma için AHİM'den istediği süre uzatım talebinin süresi 3 Aralık'ta doldu. AHİM'e cevap verip vermediklerini bilmiyoruz. Bunu ilk defa size söylüyorum" diye kaydetti. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.