“Failler belli, kayıplar nerede?” yazılı pankartı açan ve üzerine kırmızı karanfiller bırakan Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.
Bu haftaki eylemde, 12 Eylül 1980 darbesinde gözaltına alınarak kaybedilen ilk kayıplardan Cemil Kırbayır’ın akıbeti soruldu.
“Devlet en büyük yalanı analara söyledi”
Kırbayır ailesinin avukatı Eren Keskin, “Devlet her zaman halklara yalan söyledi. En büyük yalanı da analara söyledi” dedi, bunlardan birinin 105 yaşında, oğlunun kemiklerine kavuşamadan yaşamını yitiren Berfo Kırbayır olduğunu hatırlattı.
Hala Cemil Kırbayır’ın kaybedilmesine ilişkin bir dava dahi açılmadığını belirten Keskin, AİHM’e yaptıkları başvurunun kabul edilebilir bulunduğunu ve yanıt beklediklerini bildirdi.
Haftanın basın açıklamasını ise 21 Kasım 1980’de İstanbul’da gözaltına alınarak kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren okudu.
12 Eylül darbecilerinin, darbe sürecinde yaşanan hak ihlallerinin ve işlenen suçların failleri olarak yargılanması gerektiğinin altını çizen Eren, “Darbe ile hesaplaşan ülkelerde olduğu gibi bu topraklarda da devleti yönetenler, ‘Darbe devlet terörüdür, bir daha asla’ demelidir. Aksi halde bu topraklarda darbeci gelenek yaşamaya devam edecektir” dedi.İmc
Cemil Kırbayır’a ne oldu?
12 Eylül askeri darbesinin ertesi günü, 13 Eylül’de askerler ailesinin evini basarak Cemil Kırbayır’ı gözaltına aldı. Önce Göle’ye, oradan da Kars Askeri Gözetimevi’ne götürülen Kırbayır, Eğitim Enstitüsü’nde işkence ile sorgulandı. Onu işkencede koma halinde gören çok sayıda tanık vardı ama ailesine “Firar etti, onu bir daha bize sormayın” denildi ve Kırbayır’dan bir daha haber alınamadı.
Kırbayır ailesi ve İHD’nin ısrarlı takibi ile 2011 yılında hazırlanan Meclis İnsan Hakları Komisyonu raporunda; Cemil Kırbayır’ın gözaltında öldürüldüğü ve bedenin bilinmeyen bir şekilde yok edildiği kararına varıldı.
Raporda kaybetme suçuna karışan asker, polis ve MİT mensuplarının açık kimlikleri yer aldı.
Komisyon tüm belge, bilgi ve beyanları göndererek Kars Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Ancak, Kars Cumhuriyet Başsavcılığı aradan geçen 5 yıla rağmen sorumlular hakkında dava açmadı.
Dosya, Anayasa Mahkemesi’ne ve İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı. İnsan Hakları Mahkemesi Kırbayır dosyasında kabul edilebilir kararı verdi.