Yüksekova Güncel

Ilısu barajı inşaatı hemen durdurulmalı

Genel

Tarihi Antik Kent Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı için Anayasa Mahkemesi’nin ÇED raporu olmadan ‘baraj yapılamaz’ kararının ardından baraj inşaatının derhal durdurulması gerektiğini ifade eden DTK Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komisyonu Üyesi Mimar Necati Pirinççioğlu, Kürdistan coğrafyasının küresel sermayeye peşkeş çekilmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

 Hasankeyf’te Anayasa Mahkemesi’nin ÇED raporu olmadığı gerekçesiyle baraj inşaatın durdurulması kararına rağmen Ilısu Baraj inşaatı devam ediyor.

Konu ile ilgili ANF’ye bilgi veren DTK Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komisyonu Üyesi Mimar Necati Pirinççioğlu, verilen kararın gecikmeli olduğuna dikkat çekerek, “21 Mayıs 2013 tarihli torba yasaya eklenen ve 2872 Sayılı Çevre Kanununda getirilen ‘23 Haziran 1997’den önce yatırım programına alınmış olup bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle planlama aşaması geçmiş veya ihalesi yapılmış olan veya üretim veya işletmeye başlamış projeler ile bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu olan yapı ve tesisler ÇED kapsamı dışındadır’ düzenlemesini, gecikmeli de olsa anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Böylece 3.Havaalanı, 3.Köprü, Gebze Otoyolu, Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santraller (HES) ve benzeri gibi birçok projeler Çevresel Etki Değerlendirmesi Muafiyeti korumasından çıkmıştır” dedi.

Doğa katliamını ekonomik istikrar olarak değerlendiren hükumetin rant sağlamaya çalıştığına dikkat çeken Pirinççioğlu, “ Çevresel Etki Değerlendirmesi yapılması ve olumlu rapor alması zorunlu hale gelen bu projeler iktidarın ekonomik istikrar söylemleriyle rant sağlamak amacıyla yapılaşmaya açtığı doğal alanlarda yer almaktadır. İktidar; yatırımcı ve uluslararası şirketler, çevresel ve sosyal maliyetleri üstlenmek istemedikleri için büyük projelerin ÇED sürecinden muaf tutulması talebini; Çevre Kanunu’nda getirdiği değişiklikle düzenlemiş ve Danıştay’ın yetki alanından çıkararak daha önce durdurulan uygulamanın önünü açmıştı” dedi.

İktidarın sürdürdüğü politikalarla ülkenin tamamında rant alanları oluşturulduğunu söyleyen Pirinççioğlu, yer altı ve yer üstü su kaynakların da kirlendiğini belerterek sözlerini şöyle sürdürdü: “ Kentsel ve kırsal alanları, tabiat varlıkları, bütün koruma alanları, ormanlar, kıyılar, milli parklar, doğal sit alanları, meralar, yaylalar, kışlaklar vb. tüm çevre rant alanları haline getirilmekte ve doğal kaynaklar yok olmakta, yeraltı ve yer üstü su kaynakları kirletilmekte, kentsel, kırsal çevre sorunları hızla artmaktadır. Buna karşın, birbiri ardına planlanan ve yürürlüğe sokulan bu projelerle ilgili meslek odaları ve hatta kamu kurumları tarafından düzenlenen raporlar göz ardı edilmektedir” diye konuştu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.