CAHİT YİĞİT - YÜKSEKOVA GÜNCEL
Hakkâri’de uzun süredir kamuoyunun gündeminde yer alan, İŞKUR üzerinden yürütülen geçici istihdam programlarına ilişkin kayırmacılık, nepotizm ve siyasal kadrolaşma iddiaları, bölgede ciddi bir toplumsal rahatsızlığa dönüşmüş durumda. Düzenlenen basın toplantısında, bu iddiaların artık yapısal bir nitelik kazandığı vurgulanarak kamu kurumlarında şeffaflığın kaybolduğu ifade edildi.
Son beş yılda İŞKUR eliyle yürütülen TYP, İUP ve çeşitli geçici istihdam programlarında kura yerine “liste yöntemi”nin kural hâline getirildiği, sonuçların kamuoyuyla paylaşılmadığı, kriterlerin ise belirsiz bırakıldığı belirtildi. Özellikle 2024’te 2.000 kişilik TYP, 2025 Ağustos’unda 340 kişilik TYP, 2025 Eylül’ünde engelli kontenjanı için ayrılan 35 kişilik alımın tamamında kura yönteminin kullanılmaması tepkileri artırdı.
Ayrıca, 21–25 Ekim 2025’te başvuruları alınan 3.000 kişilik İUP programında da açıkça “liste yöntemi kullanılacak” denilerek listelerin kamuya açılmayacağının ilan edilmesi, şeffaflık ilkesinin ihlali olarak değerlendirildi. 254 kişilik kura listelerinde aynı soyadlı çok sayıda kişinin bulunması ise kamuoyunda “aile bazlı kayırmacılık” iddialarını güçlendirdi.
Sahadan gelen bilgilerde ise daha ağır iddialar yer aldı:
• AKP’ye üye yapılmak şartıyla iş vaadi verildiği,
• Aynı aileden kişilerin topluca partiye kaydedilerek İŞKUR listelerine alındığı,
• İl ve ilçe teşkilatlarının liste oluşturup İŞKUR’a sunduğu,
• Liste yönteminin siyasal kadrolaşmayı kolaylaştırdığı iddia edildi.
“İstihdam değil, siyasi kontrol mekanizması”
Hakkâri, Türkiye’nin işsizlik oranlarında en zor durumda olan illerinden biri olmasına rağmen, geçici istihdam programlarının siyasi saiklerle yönetildiği iddiası kamuoyunda büyük tepki çekiyor. İŞKUR yetkilileriyle yapılan görüşmelerde, 2025 yılı için planlanan 9.000 kişilik istihdamın yalnızca 3.000 kişiyle sınırlı kaldığı, 6.000 kişinin ise 2026’ya devredileceği ifade edildi. Bu durumun teknik değil, siyasal tasarruflarla şekillendiği belirtiliyor.
Durankaya Belediyesi’ne ilişkin basına yansıyan, İŞKUR işçilerinin kamu hizmeti yerine belediye başkanının şahsi işlerinde çalıştırıldığı iddiası ise tartışmayı büyüttü. Başkan iddiaları reddetse de tanıklıklar kamuoyunda ciddi soru işaretleri oluşturuyor.
En çarpıcı iddia ise İŞKUR üzerinden işe alınan bazı yurttaşların maaşlarının bir kısmına aracılar tarafından el konulduğu yönünde. Bu iddia doğruysa, kamu kaynaklarının örgütlü biçimde suistimal edildiği anlamına geliyor.
Yetkililere yöneltilen sorular
Basın açıklamasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hakkâri Valiliği ve İŞKUR Genel Müdürlüğü’ne şu sorular yöneltildi:
- Liste yönteminin gerekçesi nedir?
- Siyasi parti üyeliği karşılığında iş vaadi iddiaları araştırılmış mıdır?
- Aynı aileden toplu alımlar nasıl açıklanmaktadır?
- Maaşlardan pay alındığı iddiası hakkında soruşturma var mıdır?
- Engelli kontenjanı dahil birçok programda kura neden uygulanmamıştır?
- Neden kamuoyuna açık, denetlenebilir bir sistem oluşturulmamaktadır?
Basın açıklaması, “Hakkâri halkı sadaka değil, hukuka uygun, adil ve denetlenebilir istihdam süreçleri talep etmektedir” ifadeleriyle son buldu.