Yüksekova Güncel

12 HAZİRAN'IN ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇTİ

Güncel

12 Haziran 2011 genel seçimleri üzerinden bir yıl geçti

Askeri ve siyasi operasyonlar her geçen gün artırılırken, yaşanan hak ihlalleri ise 90'lı yılları aratmayacak nitelikte. Seçilmiş Kürt siyasetçilerin neredeyse tamamının tutuklu bulunduğu ülkede, Roboski'de 34 yurttaşın katledilmesi üzerinden 6 ay geçmesine rağmen yürütüldüğü belirtilen soruşmada hala bir ilerleme yok.

12 Haziran 2011'de yapılan genel seçimlerin üzerinden tam bir yıl geçti. Mecliste grubu olan ya da olmayan birçok siyasi parti, yüzde 10 seçim barajına rağmen pusuladaki yerini almaya çalışırken, her seçim olduğu gibi seçmene sunulan en büyük vaat "temel hak ve hürriyet" oldu. Aralarında BDP'nin de bulunduğu birçok siyasi partinin oluşturduğu "Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu", seçime yüzde 10 barajı nedeniyle bağımsız girdi. 2009 yerel seçimlerinde kapatılan DTP'nin elde ettiği seçim zaferinin benzerini tüm baskı ve engellemelere rağmen blok adayları ile sağlayan BDP'nin başarısı, yargı ve yürütmenin hedefi haline geldi. "KCK" adı altındaki operasyonlara benzer bir baskı ile karşılaşan BDP'ye ilk engel seçime 2 aydan az bir süre kala YSK'nin 12 bağımsız milletvekili adayı ile ilgili verdiği veto kararı oldu.

YSK'yi protesto edenler tutuklandı Oruç'u katledenler bulunamadı

YSK'nin 20 Nisan 2011'de verdiği karar yurt genelinde düzenlenen gösteriler ile protesto edildi. Polisin yetersiz kaldığı müdahaleye özel harekat timleri ve askerlerde dahil olurken, gösteriler sonucu Bismil'de lise öğrencisi Halil İbrahim Oruç polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Yüzlerce yurttaşın yaralandığı ve çoğu çocuk yüzlercesinin de gözaltına alındığı olaylar ile ilgili yürütülen soruşturmada gözaltına alınanların çoğu tutuklanırken, Oruç'u katledenler ise halen bulunamadı. "Veto" protestolarından sonra geri adım atmak zorunda kalan YSK, gösterilerin bir nebze durmasını sağlarken, durumdan vazife çıkaran polis ise seçime bir aydan az süre kala "YSK protestocuları"na yönelik onlarca operasyon düzenledi. Baskılara rağmen 39 ilde 60 bağımsız milletvekili adayı gösteren "Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu", 36 milletvekili çıkardı. Kapatılan DTP'nin 2009 yerel seçimlerinde almış olduğu 2 milyon 272 bin oyunun BDP'nin dahil olduğu bloğun 2011 yılı genel seçimlerinde 2 milyon 843 bine çıkarması ülkede şok etkisi yarattı.

YSK Dicle'den düşürülen vekilliği AKP'li Eronat'a verdi

Bloğun elde ettiği başarının kutlandığı merkezlerden biri Diyarbakır oldu. BDP Diyarbakır il binası önünde toplanan onbinlerce yurttaşa polis gaz bombaları ile müdahale etti. Seçim sonrası bu kez de "KCK" adı altında tutuklu bulunan DEP eski Milletvekili Hatip Dicle, Kemal Aktaş, Selma Irmak, İbrahim Ayhan ile Faysal Sarıyıldız ile ilgili mazbata tartışmaları yaşandı. Yine kamuoyunun tepkisine neden olan tartışmalar sonrası 5 milletvekiline mazbataları verilirken, bu kez de YSK, 22 Haziran'da DEP eski Milletvekili Hatip Dicle'nin "örgüt propagandası yapmak" suçundan aldığı 1 yıl 8 aylık hapis cezasını gerekçe göstererek milletvekilliğini düşürdü. Dicle'nin vekilliğini düşüren YSK, AKP'nin Diyarbakır'da 6. sıra milletvekili adayı Oya Eronat'a vekilliği verdi. Tepkilere neden olan kararın hemen ertesi günü yani 23 Haziran tarihinde Diyarbakır'da olağan üstü toplanan "Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu" milletvekilleri, aldığı 80 bin oya rağmen milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle için meclise gitmeme kararı aldı. Grup toplantılarını Diyarbakır'da sürdüren BDP, 28 Eylül tarihinde düzenlediği basın toplantısı ile 1 Ekim tarihinden itibaren meclise gitme kararı aldı.

Demokratik Özerkliğin ilan edildiği gün Silvan'da çatışma

Tam da bunlar yaşanırken, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), 14 Temmuz 2011 tarihinde "Uluslararası insan hakları belgelerinin tanımladığı haklar ışığında ortak vatan anlayışı temelinde toprak bütünlüğüne ve demokratik ulus perspektifi temelinde Türkiye halklarının ulusal bütünlüğüne bağlı kalarak Kürt halkı olarak" Demokratik Özerkliği ilan ettiklerini duyurdu. Tüm gözler DTK'nin ilan ettiği Özerklik projesinde iken, aynı saatlerde Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde operasyona çıkan askerler ile PKK'liler arasında meydana gelen çatışma haberleri geldi. Alanın Kobra tipi helikopterleri tarafından bombalandığı olayda 13 asker ile 3 PKK'li ve halen kimlikleri açıklanmayan fakat kontra oldukları öne sürülen 5 kişi yaşamını yitirdi. Operasyon ve çatışma ile ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Diyarbakır Askeri Mahkemesi'nde dava açılırken, soruşturma kapsamında ifade veren er ve erbaşlar olayda yem olarak kullanıldıklarını öne sürdü.

Başbakandan 'KCK' operasyonlarına tam destek

Diğer yandan seçime ırkçı söylemlerle giren AKP ise, seçim boyunca üzerinde durduğu konu "Yeni Anayasa" oldu. "Üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü" inşa edeceklerini iddia eden Başbakan Erdoğan'ın ilk icraatı ise, BDP'ye yönelik operasyon talimatları oldu. Demokratik siyaseti sonuna kadar tercih ettiklerini her fırsatta tekrar eden BDP'nin ise, meclise dönme kararı birçok çevre tarafından olumlu karşılandı. Bu kez de adeta "Meclise neden geldiniz?" dercesine BDP'nin üye ve yöneticilerine yönelik "KCK" adı altındaki operasyon içi düğmeye basıldı. İlki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2009 yılında "Güzel şeyler olacak" sözleri ile başlayan "KCK" operasyonları, tam gaz devam etti. Başbakan Erdoğan'ın "KCK operasyonlarını destekliyorum" açıklamaları ile hız verilen operasyonlarda adeta "siyasallaşan yargı" Kürtlere, akademisyenlere, insan hakları savunucularına, gazetecilere, hukukçulara, doktorlara ve öğrencilere yönelik operasyonları daha kapsamlı hale getirdi. Seçim sonrası ilk "KCK" operasyonu BDP'nin Siyaset Akademilerine yönelik gerçekleştirildi.

Ersanlı ve Zarakolu'da 'Örgüt' ile ilintilendi

5 Ekim 2011 ve 28 Ekim 2011 tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 193 kişiden Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi ve BDP Anayasa Komisyonu üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı ile yayıncı Ragıp Zarakolu'nun da aralarında bulunduğu 147 kişi tutuklandı. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 2 bin 400 sayfalık iddianamede Ersanlı ile birlikte 51 kişi için "Örgüt yöneticiliği" iddiasıyla 23 yıla kadar hapis, yayıncı Ragıp Zarakolu için ise, "Örgüte üye olmak" iddiasıyla 15 yıla kadar hapis isteniyor.

Öcalan'ın avukatları için de 'Önderlik Komitesi' kılıfı

İstanbul'un ardından Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilde de "Siyaset Akademileri"ne yönelik düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda yüzü aşkın kişi tutuklandı. İkinci dalga "KCK" operasyonu bu kez 23 Aralık 2011 tarihinde 16 ili kapsayan ve "Önderlik Konseyi" üyesi oldukları iddia edilen avukatlara yönelik yapıldı. Gözaltına alınan 49'u avukat 88 kişiden 36 avukat tutuklanırken, 36'sı tutuklu 52 kişi hakkında ise dava açıldı. Özel Yetkili İstanbul 16 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 890 sayfalık iddianame kapsamında Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından İbrahim Bilmez, Ömer Güneş, Hatice Korkut, Cengiz Çiçek, Emran Emekçi ve Gündem Gazetesi yazarı Cengiz Kapmaz hakkında "Örgüt yöneticisi" iddiasıyla 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapis istenirken, eski Milletvekili Mahmut Alınak'ın da aralarında bulunduğu 44 sanık için ise 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Özgür basına darbe girişimi

2011 yılının sonlarına doğru yapılan ikinci büyük dalga "KCK" operasyonunda bu kez hedefe gazeteci mesleğini icra eden basın emekçileri alındı. İstanbul Özel Yetkili 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı ile Dicle Haber Ajansı'nın (DİHA) tüm büroları ile Gündem Gazetesi, Demokratik Modernite Dergisi ve Etik Ajans'ın bürolarına yönelik 20 Aralık 2011'de düzenlenen baskınlarda bürolarda bulunan tüm haber materyallerine el konuldu. "KCK-Basın Komitesi" adı altında büro ve evlere düzenlenen baskınlarda haber müdürü, yazı işleri müdürü, editör ve muhabirlerin de aralarında bulunduğu 49 basın emekçisi gözaltına alındı. 36'sı tutuklu 44 gazeteci hakkında İstanbul 15'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, "örgüt üyeliği" ve "örgüt yöneticiliği" iddiaları ile hapis cezaları talep ediliyor.

Roboski'de 34 yurttaş savaş uçakları tarafından katledildi

Ülkeyi kasıp kavuran ve "siyasi soykırım" olarak adlandırılan "KCK" operasyonlarına ilişkin tartışmalar yapılırken, bu kez katliam haberi 28 Aralık 2011'de Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne bağlı Ortasu (Roboski) Köyü'nden geldi. 34 sivil yurttaşın savaş uçakları tarafından katledildiği olaya ilişkin yürütülen soruşturmada bu güne kadar somut hiçbir adım atılmazken, "özür" taleplerine karşın Başbakan Erdoğan'ın "Her kürtaj bir Uludere'dir" söylemi ülkede büyük tepkilere neden oldu.

Çatışmalar yayıldı hak ihlalleri tavan yaptı

Bu süre zarfında yine bölge illeri ağırlıklı yürütülen soruşturma kapsamında adı değişen, fakat içerik itibari ile aynı amacın güdüldüğü operasyonlarda kapatılan DTP gibi BDP'nin tüm parti ve seçim çalışmaları polis eli ile savcılık ve mahkemeler tarafından illegal kılındı. Kürt siyasetçilerine yönelik AKP hükümetinden de tam destek alan siyasi operasyonların yanında özellikle kış ayı itibari ile askeri operasyonlarda yoğunlaştırıldı. Hemen her gün çatışma ve cenaze haberlerinin geldiği bölge illerinde hak ihlalleri de tavan yaptı. İHD Diyarbakır Şubesi'nin hazırladığı "Hak ihlali raporu"nda da son bir yıl içinde yaşanan hak ihlalleri tüm çıplaklığı ile ortaya çıktı. 2011 yılı içinde polis ve jandarma, "Keyfi öldürme, silah kullanma yetkisinin ihlali ve dur ihtarına uymadığı" gerekçesi ile 47 kişiyi öldürürken, 86 kişiyi ise yaraladı. Aynı yıl içinde bir yurttaşı katleden korcular 20 yurttaşı ise yaraladı. Biri çocuk 20 yurttaşın faili meçhul cinayete kurban gittiği süreçte saldırı sonucu yaralandı. 13 kişinin cezaevinde yaşamını yitirdiği yıl içinde meydana gelen silahlı çatışmalarda ise, 149'u kolluk 169'u ise PKK'li olmak üzere 339 kişi yaşamını yitirirken, 295'i kolluk 6'sı PKK'li 325 kişi ise yaralandı. Gözaltında işkence ve kötü muamele gören kişi sayısı 85, köy korucuları tarafından işkenceye maruz kalan kişi sayısı 43 gözaltı yeri dışında işkence kötü muameleye tabi tutulan kişi sayısı 249, tehdit ve ajanlaştırılmaya maruz kalan kişi sayısı ise 14 olarak belirtildi. Toplumsal gösterilere yönelik müdahalede sonucu darp edilen kişi sayısının 932 olarak belirtildiği raporda, ayrıca 2 bin 326 eve baskın düzenlendiği, 6 bin 306 kişinin gözaltına alındığı ve 1917 kişinin ise tutuklandığı kaydedildi.

2012'nin ilk infazı Diyarbakır'dan

2011 yılını hak ihlali ile kapatan Türkiye, 2012 hak ihlali sayfasını da erken açtı. 20 Ocak 2012 tarihinde İHD Diyarbakır Şubesi'ne başvuran Nesip Kar isimli yurttaş 31 Aralık 2011 tarihinde TEM ve Özel Harekat Timleri tarafından evlerine düzenlenen baskında gözaltına alınan kardeşi Mekin Kar ile yanında bulunan arkadaşı Agit Altan isimli PKK'lilerin gözaltı sırasında infaz edildiğini bildirdi. Konuya ilişkin bilgi vermekten çekinen görgü tanıklarından edindiği bilgileri derneğe aktaran Kar, kardeşinin kafasına silahla ateş edildiğini yere düştükten sonra da tekmelendiğini kaçmak isteyen arkadaşının ise açılan ateş sonucu öldürüldüğünü duyduklarını ifade etti.

AKP'nin 'işkenceye sıfır' toleransı!

İHD Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan ve 2012 yılının ilk 4 ayını kapsayan "Yaşam Hak İhlalleri" raporunda da tırmanışa geçen ihlaller tüm çıplaklığı ile ortaya çıktı. Sadece bölgeyi kapsayan hak ihlali raporunda ilk 4 ay içinde polis ve jandarma tarafından "keyfi öldürme, silah kullanma yetkisinin ihlali ve dur ihtarına uymadığı" gerekçesi ile 4 kişinin öldürüldüğü 15 kişi de çeşitli yerlerinde yaralandığı belirtildi. Tüm çağrılara rağmen hasta tutuklular ile ilgili adım atılmaması nedeniyle 4 siyasi tutsağın cezaevinde yaşamını yitirdiği bildirilen raporda 2'si çocuk 6 kişinin faili meçhul saldırı sonucu yaşamını yitirdiği 2'si kadın 33 kişinin de yaralandığı bildirildi. Yine ilk 4 ay içinde meydana gelen şüpheli asker ve polis ölümleri kısmında 2'si intihara teşebbüs 9 kişinin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Bölgede yürütülen operasyonlar kapsamında çıkan çatışmalarda 67 PKK'linin yaşamını yitirdiği belirtilirken, 20 kolluk görevlisinin de aynı operasyonlarda yaşamını yitirdiği kaydedildi. Yine 4'ü PKK'li 44'ü kolluk görevlisi 1'i sivil yurttaş toplam 49 kişinin yaralandığı belirtilen çatışmalarda mayın ve sahipsiz bombalar nedeniyle 1 çocuğun yaşamını yitirdiği 1'inin de yaralandığı ifade edildi. Çatışmalı ortam nedeniyle yıl içinde arazi, yayla, mera ve otlak yasağının yaşandığı 2012 yılı içinde operasyonda yaşamını yitiren 18 PKK'linin naşının verilmediği 7'sinin naşına yönelik ise fiziki tahribat yapıldığının altı çizildi.

Anadile ve düşünce özgürlüğüne de kelepçe vuruldu

37 kişinin gözaltında işkence ve kötü muamele gördüğü 4 aylık süre zarfında bir kişinin köy korucuları tarafından kötü muameleye maruz kaldığı ifade edildi. Raporda kişi özgürlüğü ve güvenliğine yönelik ihlallerde ise 109'u çocuk 2 bin 34 kişinin gözaltına alındığı ifade edildi. Bunlardan 33'ü çocuk 733 kişi tutuklandı. "KCK" operasyonlarına hız verilen süre zarfında bin 198 eve baskın düzenlendi. Birçok demokratik eylem ve etkinliğin yasaklandığı yıl içerisinde 629 yayın hakkında toplatma ve yasaklama kararı çıkarıldı. 176 kez anadilde savunmaya yönelik yasağın getirildiği süreçte düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda soruşturma ve davalar ile cezai yaptırımlar tavan yaptı. Diha
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.