Yüksekova Güncel

'4. Yargı Paketi de beklentileri karşılamaktan uzak'

Güncel

BDP Hukuk Komisyonu'ndan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Meclis'te kabul edilen 4. Yargı Paketi'nin demokratik siyaset önündeki engellerin kalkması noktasında bir duruşu olmadığını belirterek, eksik bir düzenleme olduğunu söyledi. Adalet Komisyonu üyesi Adana Milletvekili Murat Bozlak ise, paketin beklenti içinde olan herkesi hayal kırıklığına uğrattığını ifade etti.

 Meclis Genel Kurulu'nda, kamuoyunda "4. Yargı Paketi" olarak bilinen İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 1-14 maddelerini içeren birinci bölümü yasalaştı. Tasarıda, AKP'nin kabul edilen değişiklik önergesiyle, TCK'de değişiklik de yapılarak, "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılması ve örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek cezanın yarısına kadar indirilebilmesi" hükmü, sadece silahlı örgütler hakkında uygulanacak. Böylece silahlı olmayan örgütler hakkında söz konusu hüküm uygulanmayacak. 

Bozlak: İçi boş bir paket oldu

BDP'nin Adalet Komisyonu Üyesi Adana Milletvekili Murat Bozlak, 4. Yargı Paketi'nin 3. Yargı Paketi'nden sonra hazırlandığını ve kısmi bir iyileştirmenin söz konusu olduğunu ifade etti. 3. Yargı Paketi'nde kısmi bir tahliye söz konusu olduğunu hatırlatan Bozlak, 4. Yargı Paketi'nin ise beklentiyi karşılamaktan uzak olduğunu söyledi. Bozlak, 4. Yargı Paketi'nde insanların büyük bir beklentisinin olduğunu ifade ederek, "Sonuç itibariyle 4. Yargı Paketi barış sürecine denk düşen bir şeyi yok. İyileştirme ve açılım yok. Yeni yapılan değişiklikle şiddet unsuruna yer verildi. Ama hemen akabinde de örgüt propagandası şu şu eylemler örgüt propagandası ile cezalandırılır. Yürüyüş veya miting sırasında yüzünü gözünü kapatırsan, örgüt amblemi veya işareti yaparsan suç sayıldı" dedi

4. Yargı Paketi'nin halk için yapılan bir iyileştirme olmadığını tamamının devlet için yapılan bir iyileştirme olduğunu dile getiren Bozlak, toplumsal sorunların çözümü için yapılmadığını ve beklenti içinde olan herkesi hayal kırıklığına uğrattığını ifade etti. Bozlak, AKP'nin yargı paketlerine alıştıklarını da sözlerine ekleyerek, "Umarım yapılacak olan 5. Yargı Paketi'nde gerçek anlamda ifade özgürlüğü, insan hakları önündeki engellerin önüne geçilir. KCK tutukluları sadece düşüncelerinden dolayı tutuklu. Herhangi bir şiddet eylemi içinde yer almadılar. Üstelik bu tutuklular 220. maddeye de dayandırılmamış. Ceza kanunun 314. maddesine dayandırılarak yapılan tutuklamadır. Direk örgüt üyeliğinden yargılanıyorlar. Önümüzdeki süreçte umuyoruz gerçekten bu sefer toplumsal ihtiyaçları karşılayarak yasal düzenlemeler yapalı. Şu anki düzenleme içi boş bir düzenleme oldu. Devlet ve hükümetin karşılaştığı sorunların çözümü için düzenlenen bir paket oldu" diye konuştu. 

Beştaş: Çözüm arayışından uzak bir paket

BDP Hukuk Komisyonu'ndan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş da, 4. Yargı Paketi'ne ilişkin partisinin düşüncelerini dile getirerek, hükümetin 3. Yargı Paketi ve son 4. Yargı Paketi'yle yaşanan sıkıntıları, Kürt siyasal hareketinin, partilerinin hedef olduğu operasyonlara karşı çözüm arayışından uzak olduğunu söyledi. Beştaş, 4. Yargı Paketi'nin demokratik siyaset önündeki engellerin kalkması noktasında bir duruşu olmadığını kaydetti. 

4. Yargı Paketi'nin de diğer paketler gibi aynı perspektifle hazırlandığını dile getiren Beştaş, "Biz ısrarla KCK adıyla yapılan tutuklamaları örgüt üyesi olarak değerlendiremezsiniz. Bunun bir karşılığı yok. Bunun için maddeyi düzenlememiz lazım dedik" diyerek paketin yetersiz olduğunu söyledi. Beştaş, şöyle devam etti: "En azından örgütleme hakkını kullanan sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin konuşmaları örgüt üyesi gibi cezalandırılmayacak. Ama bu herkesi kapsayacak bir düzenleme değil. Eksik düzenleme, yetersiz bir düzenleme, siyaseten risk almanın sonucu bir düzenleme. Aslında hükümet Hatip Dicle'nin silahlı örgüt üyesi olmadığını çok iyi biliyor. Ya da avukatların, tahliye edilen sendikacıların konumunu biliyor. Bunu çözmekten kaçınan ve palyetif yöntemlerle, kısa kısa yöntemlerle, günü kurtarma eğilimini gözlemliyoruz. Biz bunu doğru görmüyoruz. Özellikle böyle dönemlerde barışın dillendirildiği, çözümün dillendirildiği hak ve özgürlüklerin güçlü tartışıldığı bir ortamda daha kararlı daha cesur bir yaklaşım olması gerektiğini belirtiyoruz" dedi. 

3. Yargı Paketi ile mahkemelerde Kürt siyasetçilerin 3 yıllık direnişi sonucu küçük de olsa anadilde savunma hakkının tanındığını hatırlatan Beştaş, "örgüt adına suç işleme ve yardım yataklık" açısından da kendilerinin 2005 yılından beri itiraz ettiklerini kaydederek, "Tüm yurttaşları örgüt üyesi gibi cezalandırmak, hukuk sistemine asla oturamayacak bir olgudur. Kürtlere ayrımcı bir yaklaşım yapıldı. Mesela Kayseri'de öğrenciler bir yürüyüş yapsınlar, diyelim ki camı kırsınlar. Bir de aynı fiil Şırnak'ta olsun. Kayseri'deki mala zarar vermekten ceza veriliyor, Şırnak'takine örgüt üyeliğinden ceza veriliyor. Burada da ciddi bir çifte standart var. Hükümet ne yapıyor, bunların tanımını yapmadı. Örgüt adına suç işlemek ve örgüt üyeliği nedir? tanımını yapmalı Hükümet" diye konuştu. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.