Yüksekova Güncel

'70 bin olan korucu sayısı 80 binin üzerine çıkarıldı'

Güncel

Koruculuk sistemini değerlendiren Şırnak Tabipler Odası Başkanı Azad Karagöz, 2000'li yıllarda korucuların sayısı 70 bin iken, İçişleri Bakanlığı'nın son verilerine göre bu sayının 80 binin üzerine çıktığını söyledi.

SES Şırnak Şube Sekreteri Aziz Yural ise, bölge illerinde işlenen faili meçhul cinayetlerin birçoğunun sebebinin korucuların olduğunu belirterek, tekrar insanların silahlandırılmasının kafalarda soru işaretlerine neden olduğuna işaret etti. 

Bölgenin birçok ilinin yanı sıra özellikle sınıra yakın yerleşim yerlerinde korucuların sayısının arttırılmasına Şırnak Tabipler Odası Başkanı Azad Karagöz ve SES Şırnak Şube Sekreteri Aziz Yural tepki gösterdi. Şırnak Tabipler Odası Başkanı Karagöz, bu sürecin olmazsa olmazının güven ortamının yaratılması olduğuna işaret ederek, bölge illerinde yaşanan birçok acıya neden olan koruculuk sisteminin 1987'li yıllara dayandığını hatırlattı. O tarihten bu yana gün geçtikçe korucuların sayısının yükseltildiğini ve bu sayının 2000'li yıllarda 70 bin iken, İçişleri Bakanlığı'nın son verilerine göre, bu sayının 80 binin üzerine çıktığını ifade eden Karagöz, çözüm süreciyle beraber Bingöl, Muş, Hakkari ve Şırnak'ta ekstra kadroların çıkarıldığını, dolayısıyla "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" durumunun ortaya çıktığını dile getirdi.

Koruculuk sisteminin yaygınlaştırılmasının karşılıklı güven ortamını ortadan kaldırdığını söyleyen Karagöz, şunları dile getirdi: "Bu durum yeni sorunları ortaya çıkaracaktır. Bu sorunla ortaya çıkmış koruculuk sisteminin demokratik çözüm süreciyle beraber 80 binin üzerine çıkmış olması kafalarda ciddi soru işaretleri oluşturuyor. Çözüm sürecinin olmazsa olmazlarından biri de bu koruculuk sisteminin lav edilmesi. Yıllarca ellerinde silahla dolaşmış ve adli suçlara bulaşmış bu insanları rehabilite edilmesi gerekirken, sayılarının arttırılıyor olmasını anlamıyoruz. Bu tam bir samimiyetsizliği doğuruyor.

Devlet 90'lı yıllarda köy boşaltmaları ve faili meçhul cinayetler gibi kirli politikalarını korucular üzerinden gerçekleştirdi. Dolayısıyla bu çözüm sürecinde koruculuk sisteminin tekrardan gözden geçirilmesi gerekir ki, bu sürecin olmazsa olmazlarından olan köye dönüşlerle alakalı güvenlik sorunları da ortaya çıkaracaktır. Şu anda boşaltılmayan çoğu köyde korucular halkın topraklarına el koymuş durumda. Bu açıdan güvenliğin sağlanması gerekir. Korucu sayısının azaltılması gerekirken, barış sürecinin başlamasıyla korucuların sayısal olarak çoğalması insanların kafasında ciddi çelişkiler yaratıyor." 


'Koruculuğun yaygınlaştırılmasına şüpheyle yaklaşıyoruz'

Korucuların sayısının arttırılmasını değerlendiren SES Şırnak Şube Sekreteri Aziz Yural da, hükümetin bir taraftan "PKK'lileri silahsızlandırılması" gerektiğini söylerken diğer taraftan yine aynı coğrafyanın insanlarını silahlandırılmasına şüpheyle yaklaştıklarını dile getirdi. "Bu çözüm süreciyle beraber uzun zamandır ne gerilla, ne asker, ne polisin yaşamını yitirmiyor olması umutları yeşertirken, bir yandan da olayları daha komplike bir hale getirerek kadınların da silahlandırılması vahim bir durumdur" diyen Yural, şu değerlendirmeyi yaptı: "Her şeyden önce bir güven ortamından bahsediyoruz. Ancak bu güven ortamı karşılıklı adımlarla olabilir. Bugün PKK silahlarını susturdu ve geri çekilme süreci yaşanmaktadır. Bu da PKK'nin güvenini ortaya koymasıyken aynı zamanda devletinde gerek KCK gerek yasal düzenlemeler yapması gerektiği yerde koruculuk sistemi üzerinden tekrar 90'lı yıllardaki dramı tekrardan yaşatmaya çalışmak gibi bir yönteme gidiliyor." 

'Halk arasında hala 'hançer timi' olarak bilinenler dolaşıyor'

Cumartesi Anneleri'nin her hafta "faili meçhul" cinayetlerde kaybedilenlerin hesabını sorduğunu ve bu cinayetlerin birçoğunun sebebinin de korucular olduğunun bilindiğinin altını çizen Yural, şunları ifade etti: "Hala halk arasında 'hançer timi' olarak bilinenlerin dolaşmakta olduğu biliniyor. Bunlara son verilmesi gerekirken ve bunlar için çözüm üretilmesi gerekirken, bu korucuların toplumsal hayata kazandırılıp rehabilite edilmesi gerekirken; ancak bunlar yeniden silahlandırılıp, güvensizlik ortamı yaratılmaktadır. Bu ciddi bir hata ve yanılgıdır. Dolayısıyla bu hatadan derhal geri dönülmelidir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da, Kürdistan denilen yerde oluşturuluyor olması ayrıca bir soru işareti yaratıyor. Ve bu açıdan dikkat edilmesi gereken önemli konulardandır. Dolayısıyla buraya gelecek olan Akil İnsanların üzerinde düşünmesi gereken en temel konulardan biridir." DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.