'AKP'NİN NE YAPMAK İSTEDİĞİNİ BİLİYORUZ'

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 1. Genel Kurulu'nda konuşan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, HDK'nin bir isyan hareketi olduğunu söyleyerek, "AKP faşizminin ne yapmak istediğini biliyoruz. Bundan dolayı çalışmalarımızı hızlandırmalıyız. Kurultaydan siyasi parti çalışmalarına ilişkin karar çıkarmak durumundayız" dedi.

HDK 1. Genel Kurulu, siyasi parti temsilcileri ve kurum temsilcilerinin konuşmaları ile devam etti. Direnişte olan HEY Tekstil işçileri adına konuşan Melek Sönmez, patronları Aynur Beştaş'ın kendilerini sokağa attığını söyleyerek, "Hükümet 3 aydır bunu görmezden geliyor. Hükümetten yana hiçbir muhatap bulamıyoruz. Hükümetin kapısını sonuna kadar zorladık. Hakkımızı alana kadar hükümetin yakasından düşmeyeceğiz" dedi. TKP Merkez Komite adına açıklama okuyan TKP Konseyi Üyesi Erkan Yıldız, AKP hükümetinin "Faşist yükseliş" olduğunu söyleyerek, "Faşizm özlemcisi AKP şimdi de yeni anayasa üzerinden demokratikleşme yalanlarını söylüyor. Bu iktidar kadına şiddetin kıyıma dönüştüğü sanatın tasfiye edildiği bir ortam yaratıyor. Başta Kürt halkının temsilcileri olmak üzere seçilmiş belediye başkanları ve üyelerinin özgürlüklerini istiyoruz" ifadesini kullandı.

'Kıbrısın özgürlüğünü de isteyin'

Yeni Kıbrıs Partisi Yürütme Kurulu Üyesi Murat Kanatlı ise yaptığı konuşmada, "İşgal altındaki bir ülkeden, TC devletini sorun yarattığı başka bir coğrafyadan geliyoruz. Umudumuz, HDK'nin Kıbrıs sorununu ve TC uygulamasını teşhir etmektir. Bu günlerde TC'nin silahlı işgalini sermaye işgaline çevirmeye çalıştığı bir süreçteyiz. Türkiye ve Kürdistan coğrafyasını isteyen sizlerden Kıbrıs'ın özgürlüğünü istemenizi talep ediyoruz. Çünkü sorunumuz ortaktır" dedi. Kanatlı konuşmasını "An azadî an azadî" diyerek sonlandırdı.

Kışanak: Böyle bir yönetimi hak etmiyoruz

Konuk konuşmalarının ardından ise Genel Kurul'da siyasi durum değerlendirmesi bölümüne geçildi. Siyasi durum değerlendirmesinde konuşan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, tarihi sorumluluklar üstlenmiş insanlar olduklarını söyleyerek, "Onun için kendimizi sorgulayacağız. Bu tarihsel süreçte biz ne yapmalıyız? Bunu bugün burada daha derin ve güçlü tartışmalıyız. Emperyalizmin, despotik güçlerin, AKP faşizminin ne yapmak istediğini biliyoruz. Bunları alaşağı etmek için güçlü bir mücadele yaratmalıyız. Kürdistan'da ve Türkiye'de bunun dinamik güçleri olduğuna inanıyorum. Böylesine faşist, Ortadoğu'nun gerici güçleriyle kampı olan, bir yönetimi hak etmiyoruz" dedi.

'HDK isyan hareketidir'

Kışanak, tekçi ve katliamcı zihniyeti alaşağı etmeyi başarmaları gerektiğini söyleyerek, "HDK bir isyan hareketidir. Bu kongre kadın cinayetlerine karşı bir isyan hareketidir. Coğrafyamızı, kültürümüzü, zenginliklerimizi yok etmek isteyenlere karşı da bir isyan harketidir" dedi. HDK'nin yoksulluğa karşı da bir isyan hareketi olduğunu söyleyen Kışanak, "Kendisine sendikal yandaşlar bulan bu sisteme karşı isyan etmeliyiz. Yoksulların sesi olmalıyız. Emek mücadelesi, sınıf mücadelesi budur. Mahallelerde, varoşlarda bir lokma ekmek bulamayanların yanlarında olacağız" ifadesini kullandı.

'Siyasetin halk eliyle yapılmasına inanıyoruz'

Kongre hareketinin toplumsal mücadele dinamiklerini kapsayan bir hareket olduğunu söyleyen Kışanak, "Buradan bakarsak başarmamak ve kazanmamak için hiçbir neden yoktur. Hepimiz bu hareket sahip çıkmalıyız. Bu anlayışı koruyarak toplumsal muhalefetin tüm ayakları isyana çekilmelidir" ifadesini kullandı. Kışanak, yaşanan süreçte siyasal partilerin önemine dikkat çekerek, "Biz siyasi partiyi tüm toplumsal muhalefetin, direniş odaklarının, isyan hareketinin siyasal sistem içinde kendisini temsiliyet olanaklarına kavuşturabileceği bir araç olarak yaparsak doğru yaparız. Bundan fazla anlam seçim ittifakının ötesine geçemeyen bir durumdur. Biz bunun ötesine geçen bir neden yaratmak istiyoruz. Biz siyasetin halk tarafından halk eliyle yapılması gerektiğine inanıyoruz. Halk örgütlenecek, gençler, kadınlar, Kürtler, Süryaniler, Araplar, Ermeniler hepsi örgütlenirse o zaman siyasi parti doğru işler. Güçlü bir örgütlenme yaratamazsak, siyaseti yönetmezse halk bizi temsili demokrasiye mahkum eder" şeklinde konuştu.

'Siyasi parti çalışması hızlandırılmalıdır'

Siyasi parti konusundaki çalışmayı hızlandırma kararının kongreden çıkması gerektiğini söyleyen Kışanak, "Önümüzdeki seçimde tüm kesimlerin ortak çalışma yürüteceğini buradan taahhüt edebiliriz. Ortadoğu'daki gelişmelerde savaş karşıtı bir tutum alacağız ancak mevcut durumu da barış gibi görmeyeceğiz. Halklar zulüm ve diktatörlük altındaysa bu da barış değildir. Onun için savaşa karşı özgürlüklerin ve eşitliğin yanında saf tutmalıyız. Aksi taktirde bu diktatörlerin kankaları kendilerini özgürlükçü ilan ediyorlar bunu onlara vermemeliyiz" ifadesini kullandı. Kışanak konuşmasını, "An azadî an azadî, ya özgürlük ya özgürlük" diyerek sonlandırdı.

Gürkan: AKP döneminde herkes tehdit altında

Kışanak'ın ardından konuşan EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, AKP hükümetinin 9 yıllık döneminde kendi politikalarına toplumsal kesimi yedekleyen bir taktik uyguladığını söyleyerek, "Artık 'ustalık döneminde' uluslararası sermaye ile en ileri yerden birleşen ve onun politikalarının sözcülüğünü yapan bir duruş sergiliyor. Hak isteyen işçiler AKP'nin tehdidi altında, Köylüler, azıcık da olsa muhalefet eden burjuva medyası da tehdit altında. Öğrenciler, sanatçılar, gençler hepsi tehdit altında" dedi.

Turan: Savaşın olduğu yerde anayasa olmaz

SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ise, zamanın ruhunun devrimci direnişler açısından yükseliş anlamına geldiğini söyleyerek, HDK'nin de buna göre hareket etmesi gerektiğini söyledi. Yunanistan örneğini veren Turan, "Devrimcilerin ve demokratların ne tür bir başarı elde edebileceğine ilişkin oldukça iyi bir gösterge oldu. AKP, Kürt sorunu konusunda çatışmayı ve imhayı endeks alıyor. Suriye'ye karşı her an savaş kararı alacak, Kürdistan'daki işgalini pervasızlaştırmış bir devletin özgür bir anayasa yapması mümkün değildir. Nerede savaş varsa orada haklar budanır" dedi. / Diha