'Alevilerin bu pakette olmaması bu haliyle hayırlıdır'
'Alevilerin bu pakette olmaması bu haliyle hayırlıdır'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "Demokratikleşme paketi"ni değerlendiren PSAKD Genel Başkanı Kemal Bülbül, "Bu paketten bizim için fiili meşru haklı mücadeleyi çoğaltarak yükseltmek, demokrasi birliğini sağlamak çıkmıştır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından dün açıklanan "Demokratikleşme paketi"ne Alevi kurum temsilcilerinden tepki geldi. Paketi değerlendiren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Kemal Bülbül, "Dağ fare bile doğurmamıştır" diyerek, paketin çok bomboş olduğunu dile getirdi. Alevilere dönük hiçbir şey beklemediklerini zaten devlet dinini temsil eden AKP zihniyetinin bu konuda "demokrasi namına" hiçbir yönünün olmadığını dile getiren Bülbül, "AKP'nin modeline bayrak direği modeli deniliyor. Kendileri bunu söylüyor. Bunun direği ırkçılıktır, milliyetçiliktir, geriliktir. Tepesi de kırıntı olarak verilmiş tanınmış haklardır" dedi. Bugün Başbakan'ın söylediklerinin Türkiye devrimci demokratik güçlerinin, Kürt halkının fiilen kazanılmış hakları olduğunu söyleyen Bülbül, "AKP fiilen kazanılmış hakları yasalaştırmakla demokrasi yaptığını zannediyor. Zaten bu bizim kazanımımızdır" dedi. Alevi toplumu başta olmak üzere bütün halkların fiili meşru demokratik mücadeleden başka bir seçeneklerinin olmadığını dile getiren Bülbül, "Alanlara çıkılması ve fiili haklı mücadelemizi yürütmemiz hayati önemdedir. AKP genel ve yerel seçimler için zaman kazanmak istiyor buna izin vermemek ve mücadeleyi yükseltmek gerekiyor" dedi. Erdoğan'ın konuşmasında referans olarak gösterdiği kişilerin Türk-İslam sentezini savunan kesimler olduğuna dikkat çeken Bülbül, "Bu paketten bizim için fili meşru haklı mücadeleyi çoğaltarak yükseltmek demokrasi birliğini sağlamak çıkmıştır" ifadesini kullandı. Bülbül, Nevşehir Üniversitesi'nin adının Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesinin ise uyduruk bir şey olduğunu, bunu eşeğin aklına karpuz düşürmek misali kamuoyundaki tartışmalardan yola çıkılarak yapıldığını kaydetti.
'Alevilikle ilgili hiçbir şey yok'
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu ise, Aleviliğe olan tahammülsüzlüğün bu kadarını beklemediklerini dile getirerek, "Demokratikleşme paketinde Alevilere yönelik, Alevilikle ilgili hiçbir şey yok. Alevilerin tek beklentisi Nevşehir Üniversitesi'nin ismi miydi sanki! Hacı Bektaş Veli Dergahı'nı biletle ziyaret ettikten sonra ve ibadete yasak olduktan sonra ismini üniversiteye versen ne olur. Bir madde olsa Aleviler açısından değerlendirilebilir ama Alevilere dönük bir madde yok ki" dedi. Temel korkularının devletin Aleviliğe el atması ve resmi bir devlet Aleviliği yaratması olduğuna işaret eden Kenanoğlu, bu nedenle paketin bu haliyle daha hayırlı olduğunu dile getirdi. Kenanoğlu, "Devlet demokratikleşmek istiyorsa Alevilik dahil tüm din ve inançlardan elini çeksin. Talebimiz budur. Bazı arkadaşlar, 'Dini inancın gereğini yerine getirilmesinin engellenmesi TCK kapsamına alınıyor' değişikliğinin Aleviler için de geçerli olduğunu söylüyor. Bu mümkün değildir, çünkü Alevilik ve Alevi inancıyla ilgili ritüeller zaten 'dini inanç' olarak kabul edilmiyor. Hurafe deniliyor. Tüm kamuoyundan (Muhafazakar kesim dahil) gelen tepkiler üzerine hükümet yeni bir açıklama yaptı; Alevilerle ilgili çalışma devam ediyor. Hükümet zaten Alevilerle ilgili çalışmanın 2009 yılından beri devam ettiğini söylüyor. Artık inanmamız mümkün değil" diye konuştu.
'Demokrasi paketlerle gelmez'
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez de, bu paketten herhangi bir beklentileri olmadığı için hayal kırıklığı yaşamadıklarının altını çizdi. Bu paketin bir kez daha AKP zihniyetinin Türk-İslam sentezi kimliğini güçlendirdiğini belirten Geçmez, "Doğrusu Aleviler Türkiye'nin zencileri olmaya devam ediyor. Başbakan Alevilerle ilgili herhangi bir şey konuşmayı dahi zul görüyor. Aslında bu paket ile amaçlanan belli. Türkiye'nin sıcak gündemi ancak böyle değiştirilebilirdi. Biz bu anlamda bir hayal kırıklığı yaşamadık. Aslında AKP'ye yalakalık yapan, onların peşinden koşanlar şimdi ters köşe olmuşlardır. Bizim gündemimizde ne böyle bir paket vardı, ne konuştuk ne de böyle bir beklentimiz vardı. Demokrasinin paketlerle getirilmeyeceği açık ve net ortada olan bir gerçekken kavramların içini bu kadar boşaltan bir hükümetin bu anlamda olumlu adım atacağını beklemek doğru değil zaten" diye konuştu.
'Alevilerin sorunu üniversitenin isminin değiştirilmesi sorunu değil'
Türkiye'de yaşayan ve demokratikleşme hedefi olan tüm kesimlere Kürtlere, Alevilere, gayri Müslim halkların gasp edilen hakları iade edilmediği gibi mücadele ile kazanılan bütün hakların kendileri lütfediyormuş gibi sunulduğunu söyleyen Geçmez, "AKP sadece zaman kazanma taktiği uyguluyor. Yok efendim 'ibadetini şöyle yapacak böyle yapacak' diyor. Bir kere orada duracaksın. Bu seni aşan bir durumdur. Aleviler zaten cemevlerinde ibadetlerini yapıyor. Bunun için kimseden izin almasına gerek yok, almaz da" diye belirtti. Paketin içinin bu kadar boş olmasının klasik bir refleks olduğuna dikkat çeken Geçmez, Alevilerin sorununun bir üniversite isminin değiştirilmesi ile hal olacak bir sorun olmadığını kaydetti. Yavuz Sultan Selim'in isminin köprüye verilmesi ile bağlantılı olarak Hacı Bektaş isminin Nevşehir Üniversitesi'ne verilmesinin pakette olmasını değerlendiren Geçmez, "Alevilerin sorunu bir üniversitenin isminin değiştirilmesi sorunu değildir. Nitekim Hacı Bektaş Veli'nin verdiği mücadele ve öğretisinin okutulmadığı bir üniversitenin isminin öyle olması da hiçbir anlam ifade etmiyor" dedi. Hacı Bektaş Veli öğretisi ile ilgili hiçbir bilginin öğretilmediği bir üniversitenin ancak Alevilere hakaret etmek olacağını ve böyle bir üniversite istemediklerini dile getiren Geçmez, Alevilere seslenerek, "Alevilere düşen tek şey her zamankinden daha fazla örgütlenmektir. Sokaklarda, mahallelerde her yerde örgütlenmeye ağırlık vermektir. Belli ki hükümet alenen 12 Eylül ruhunu taşımaya devam ediyor. Sözcüklerin ve değerlerin içinin boşaltarak, anlamsızlaştırmaya çalışarak bunu yapıyor" dedi. DİHA