Yüksekova Güncel

'Anadilde eğitim Kuran'da da var'

Güncel

Diyarbakır Barosu tarafından düzenlenen "Dil Hakları ve Kürt Meselesi" panelinde konuşan Artuklu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Kadri Yıldırım, "Anadilde eğitim 5. sınıfta verilmeye başlanıyor. Bu pedagojik olarak yanlış. 1. sınıftan itibaren verilmesi gerekiyordu. Bu anadil konusu Kuran'da da var.

Kuran'da herkes anadilde eğitim hakkını alabilir ancak Kürtlere yasak demiyor. Böyle muhafazakarlık olmaz" dedi. 

Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda "Dil Hakları ve Kürt Meselesi" paneli düzenledi. Panele, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Gazeteci-Yazar Cengiz Çandar, Akademisyen Mesut Yeğen, Diyarbakır Barosu avukatları ile çok sayıda kişi katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, anadilde savunma sorunun "KCK davalarında" görüldüğünü belirterek, bu hakkın açlık grevlerinin de bir talebi olduğunu hatırlattı. Dil ve kültür sorununun cumhuriyet kurulduğundan beri yaşandığını dile getiren Elçi, Türk dili ve kültürü dışında olan her şeyin zorbalıkla yasaklandığını söyledi. Dillerin yasaklanmasının toplumlarda yaşamın her alanında kendini gösterdiğine vurgu yapan Elçi, "1980 darbesi ile yasal hale getirilmeye çalışıldı. Bu yaşamın her alanında kendini gösterdi. Batıda Kürtçe diye bir dilin olabileceği bile düşünülemedi. Batıda hala Kürtçe konuşulurken insanlarda bir tedirginlik var" dedi. Açılış konuşmasının ardından panele geçildi. Dicle Üniversitesi Öğretim Görevlisi Vahap Coşkun'un moderatörlüğünde "Dil hakları" adı altında yapılan oturuma İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Turgut Tarhanlı, Artuklu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Kadri Yıldırım ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi Bekir Berat Özipek panelist olarak katıldı. 

'Dile standart koymak ulus devletin pratiğidir'

İlk olarak konuşan Dicle Üniversitesi Öğretim Görevlisi Vahap Coşkun, dilin toplumu birleştirici ve ayrıştırıcı özelliği olduğunu belirterek, ulus devletlerin dile sürekli müdahale ettiğini vurguladı. Dile standart koymanın bir ulus devlet pratiği olduğunu kaydeden Coşkun, bunun ulus devletler açısından çok önemli olduğunu kaydetti. Daha sonra konuşan İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Turgut Tarhanlı, herkesin eşit olması gerektiğinin altını çizerek, bunun uluslararası hukukta da güvence altına alındığını kaydetti. Dilin yer aldığı uluslararası hukukta bunun bir hak olarak görüldüğünü belirten Tarhanlı, ancak Türkiye'nin bu konuda birçok maddeye çekince koyduğunu hatırlattı. Tarhanlı, "Eğitimde mutlak bir modelin uygulanmak zorunda olunmaması ve bu konuda esnek olunması gerekir" diye kaydetti. 

Yıldırım: Allah'ın 7 sıfatı Kürtçe'ye çevirilmiş


Artuklu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Kadri Yıldırım ise, Kürtlerde anadilde eğitimin Ehmedê Xanî ile başladığını belirtti. Yavuz Selim döneminde 45 Kürt beyliğinin olduğunu, bunların da kendi içinde bağımsız olduğuna vurgu yapan Yıldırım, beyler tarafından kurulan medreselerde Kürt edebiyatının altın çağı yaşadığını söyledi. Ehmedê Xani'nin anadilde eğitimin temelini attığını belirten Yıldırım, "Ehmedi Xani'nin yazdığı kitaplar ile Kürtçe'ye önemli katkıları olmuştur. Yazdığı İnanç Risalesi ile Allah'ın hiçbir dilde karşılığı olmayan 7 sıfatını Kürtçe'ye çevirmiştir. Bunu hiç bir dilde göremezsiniz" dedi. Artuklu Üniversitesi olarak bir hukuki terimler sözlüğü hazırladıklarını söyleyen Yıldırım, bu kitabı yeni yılda çıkaracaklarını söyledi.

'Zazaları Kürtlerden farklı göstermeye çalışan bakandan randevu istiyoruz'

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Zazalar hakkında yaptığı konuşmada Zazaları Kürtlerden farklı göstermeye çalıştığını hatırlatan Yıldırım, "Sayın bakan ile basının da önünde acil bir randevu talep ediyoruz. Zazaca'nın Kürtçenin bir kolu olduğunu söylemek örgüt propagandası diyorlar. Aynı şeyi Evliya Çelebi de söylüyor, Atatürk de söylüyor. Bunların hepsi örgütün çıkacağını mı biliyorlardı" dedi. Evliya Çelebi'nin Bingöl'e geldiğini kaydeden Yıldırım, Evliya Çelebi'nin Zazaları Kürtlerin bir kolu olarak yazdığını söyledi. Tüm bunları Milli Eğitim Bakanı'na göndereceğini söyleyen Yıldırım, "Bir objektif sempozyum düzenlesin. Sonunda bir değerlendirme yapılsın. Mustafa Kemal 21 Ağustos 1919 yılında yazdığı telgrafta Zazaların Kürt olduğunu söylüyor" dedi. 

Yıldırım: Böyle muhafazakarlık olmaz

Hükümetin anadilde eğitim hakkına ilişkin politikalarını eleştiren Yıldırım, "Anadilde eğitim 5. sınıfta verilmeye başlanıyor. Bu pedagojik olarak yanlış. 1. sınıftan itibaren verilmesi gerekiyordu. Ben böyle muhafazakarlığı anlamıyorum. Bu anadil konusu Kuran'da da var. 'Herkes anadilde eğitim hakkını alabilir ancak Kürtlere yasak' diye bir şey demiyor. Böyle muhafazakarlık olmaz" şeklinde konuştu. 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi Bekir Berat Özipek ise, anadilde eğitim ile ilgili tartışmada yasakçıların baştan kaybettiğini vurgulayarak, "Bir hak olduğu için savunulur. İsterse dünya yerinde oynasın, eğer bu hak ise savunulur. Ahlakın anahtar ifadesidir. Sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma diye. Doğu Türkistan için ve kendileri için neyi istiyorlarsa diğerleri için de aynı şey istemelidirler. Diyelim ki uluslararası hukukta yok. Yok diye bu adil mi olacak?" dedi. 

Verilen öğle arasının ardından panelin ikinci bölümüne geçildi.DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.