Adı geçen madende çalışmaya ne zaman başladınız ve ne kadar süre çalıştınız?
2005 yılında Soma kömürlerine Gürmin A.Ş. olarak başlamıştık, daha sonrasında Soma Kömür Işletmeleri olarak çalışmaya başladık. Ben bir süre sonra askere gittim. Askerden döndükten sonra 2008 yılının Mayıs ayında bu madende tekrar çalışmaya başladım. 2009-2010 yıllarında Eynez bölgesini aldık. Oraya geçişler oldu. Bir bölümümüz orada bir bölümümüzde Geventepe diye bildiğimiz yerde çalışmaya başladık. Toplamda ben Soma Kömürlerinde 6 yıl çalıştım.
MADEN İŞÇİLERİ FİZİKİ ŞİDDET DE GÖRÜYOR
Madende çalışma koşullarını biraz anlatır mısınız? Ne gibi riskleri, zorlukları vardı?
Madende çalışma koşulları çok zordu. Çalışanlar burada tokatlanırdı, şiddet uygulanıyordu. İşçiler sürekli primleriyle ya da haftalık tatilleriyle tehdit ediliyordu. İşçiler, ekmek parası için bütün bu çalışma koşullarına dayanıyorlardı. Çünkü hepsi ya kredi çekmiş ya da yıllardır o işletmede çalıştıkları için tazminatlarını yakmak istemiyorlardı. İşçiler, sendikaya da güvenmiyorlar. Sendika başkanı şirketin bir numaralı yalakalarından bir tanesi. O yüzden işçiler mecburen bu duruma katlanıyorlar. Yer altında çalışma koşulları çok ağır. Mesela bir inşaat işçisinin 40 tane kaza riski varsa yer altında çalışan bir madencinin 40 bin tane kaza riski var. Genelde madenciler ölümlü olmadığı sürece kazalanmaları normal görüyor. Parmak kopması, kaş yarılması, kafa kırıkları, göçük altında kalmalar... Yani sayamayacağım oranda kazalar yaşanıyor.
'YAŞI KÜÇÜK ÇALIŞAN İŞÇİ GÖRMEDIM'
'15 yaşından küçükler de çalıştırılıyor' diye bir söylenti var. Bu doğru mu? Sizin çalıştığınız dönemde buna benzer bir durumla karşılaştınız mı?
Şirkette 15 yaşında çalışanlar olduğu yönündeki haberlerde doğruyu yansıtmıyor bana göre. Benim çalıştığım dönemde 18 yaşından küçük kimsenin çalıştığına şahit olmadım. Fakat lise öğrencisi stajyerler var. Onları yer altına çalışmaya göndermezler. Daha doğrusu ben böyle bir duruma şahit olmadım. Aslında askerliğini yapmayan kimseyi şirketin bünyesine almıyorlar. Taşeron sistem olduğu için 18 yaşındakiler de çalıştırılıyor. Şimdi şirket yetkilileri 'taşeron sistem kesinlikle yok' diyorlar ama yalan söylüyorlar. Zaten Soma Kömür işletmesi de Türkiye Kömür İşletmelerinin taşeronu. Bu madende taşeronun taşeronu da var.
İHMALLER ZİNCİRİ
Madende yaşanan faciayı bize biraz anlatır mısınız? Neden bu kadar insan yaşamını kaybetti?
Ben o madende kaza olduğunu öğrendiğimde hiç şaşırmadım. Sadece kardeşim halâ o madende çalışıyor ve hangi vardiyada olduğunu bilmediğim için ürperdim. Kardeşim o vardiyada olmadığı için kurtuldu. Orada ölenlerin yüzde 80'i benim arkadaşımdı.
Soma Kömürlerinde ihmaller zinciri felaketin bu kadar büyük olmasına neden oldu. Örneğin elektrik panoları hava girişinde. Hava girişinde bile olsa bütün panoların aynı yerde olmaması gerekiyor. Madendeki bütün elektrik panoları U3 denilen bölümdeydi ve burası hem hava girişinin hem de hava çıkışının olduğu yerdi. Yani söylendiği gibi panolardan dolayı bir yangın başlamışsa hava girişi ve hava çıkışı iptal olmuş demektir. Bu da demek oluyor ki, insanlar ölüme göz göre göre gönderildi. Burası patlarsa hava girişi ve hava çıkışı kapanır. Başka bir noktada, ocakta asansör olduğunu söylüyorlar. Bu da tamamen gerçek dışı. O ocakta asansör yok. Çünkü ocak direk dağın altına giriyor. Bizim kürkar dediğimiz bir mekanizma var. Fakat bu yöntemle de insan nakli yapılmaz. Bu yöntemle sadece yer altına malzeme götürülüp-getirilir.
'RESMİ RAKAMLAR DOĞRU DEĞIL, EN AZ 500 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ’
Madendeki işçi sayısına ilişkin çok çelişkili rakamlar veriliyor. Siz çalışırken bu vardiyada çalıştınız. Sizin çalışan işçi sayısı hakkında bilginiz var mı?
O vardiya en kalabalık vardiyaydı. 780 kişi olduğunu biliyorum. Şöyle düşünsek, o gün 100 kişi yaralı kurtarılmış olsun, 70 kişi hafta tatili nedeniyle işe gelmesin, 50 kişinin de kaçak yaptığını yani işe gelmediğini düşünelim, geri kalanların hepsi madende kalmıştır. Benim tahminime göre en az 500 kişi yaşamını kaybetti. Şimdi madende kaç kişi olduğu yönünde bilgi vermekten kaçınıyorlar. Bunun nedeni sayının söylenenden çok daha fazla olmasıdır. Orada kaç kişinin olduğu kesinlikle çok net biliniyordur. Biz içeri girerken kart basıyoruz. Madene inecek kişi kesinlikle kart basmak zorunda. Böyle bir durumda kişi sayısının bilinmemesi diye bir durum söz konusu olamaz. Asıl korkutucu olan oradaki herkesin ölmüş olmasıdır. Yani madenci olup da bu durumu bilmeyen yoktur. Soma'da her madenci bunun sonunu bilir.
DENETİMLER SIRASINDA TEHLİKELİ BÖLGELER KAPATILIYOR
Bu maden denetlemelerden 'olumlu' raporlar aldı. Peki neden bu kadar iyi denetlenen bir yerde böyle bir olay meydana geldi?
Ben çıkış almadan önce K Panosunu gazdan dolayı kapatmıştık. Çünkü o kadar yoğun gaz altında çalışmak mümkün değildi. Ayrıca pano oturmuyordu yani toprak çökmüyordu. Şuan edindiğim bilgiye göre K Panosu bunca riskine rağmen yeniden açılmış ve ölülerin çoğu bu panoda meydana gelmiş. Oradaki işçi arkadaşların anlatımlarına göre halen oraya girilemiyor. Denetleme konusunda da şunu söylemek istiyorum; bu madene denetlemeciler gelmeden önce aşağıya haber gönderiliyordu. Bize diyorlardı, 'devletten misafirlerimiz gelecek, kesinlikle kömür gönderin, taş göndermeyin' diye. Ona göre çalışıyorduk. Zaten denetçiler de aşağı inmiyorlardı. İnseler bile sorunlu bölge onlar girmeden önce kapatıldığı için 'sorun yok' diye rapor veriliyordu. Örneğin K panosunu kapalı gösteriyorlardı ama sonra denetimden sonra açıp çalışıyorlardı. Denetçiler işverenle çok yakın ilişkide olduğu için kimse işçiyi düşünmüyor.
'MADENİN AKP İLE BAĞLANTISI VAR'
Başbakan Erdoğan bu faciaya ilişkin 'kader, bu işin fıtratında var' gibi açıklamalar yaptı. Siz neler düşünüyorsunuz? O kadar can kaybı yaşanması kader mi?
Başbakan 'kader' diye açıklama yapıyor. Tamam 'kader' olsun. Ama kaderde bile 'sen önlemini al, gerisini bana bırak' diyor Allah... Bu madenin AKP ile çok yakın ilişkileri olduğu için böyle sözler sarf ediyorlar. Olayın üzerini kapatmaya çalışıyorlar. Bu madene girmek için AKP ilçe örgütünden referans almak zorundasın. Yani orada çalışan işçiler genelde AKP referansıyla işe alınır. Bu yakınlık seçim dönemlerinde daha net hissediliyor. Mesela 2009 seçimlerinde Manisa'da yapılacak AKP mitingine maden işçilerini zorla götürdüler. Gitmezse işçi ya hafta tatilini elinden alıyor ya da primini vermiyorlar. Ben gitmedim o mitinge primimi vermediler. Mesela; belediye İl Genel Meclis Üyesi Melike Doğru, şirketin Genel Müdürü Ramazan Doğru'nun eşi... AKP'nin, 'ben sizi o iş yerine soktum, benim her türlü arkamda olacaksınız' diye bir zihniyeti var.
'MADENCİNİN HAYATI PATRONUN KÂR HIRSINA BAĞLI'
Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Madende ölümlü kazalar meydana gelmişse bunu gizlemek için her şeyi yaparlar. Yani, aşağıda bir işçi ölmüşse bu asla böyle bildirilmez. Genelde sanki hastaneye giderken yolda ölmüş gibi açıklamalar yapılır. Benim gözümün önünde arkadaşım öldü ama bunu yolda ölmüş gibi gösterdiler. Yaralı kurtulup, yolda öldüğü söyleniyor. Madencinin canı işverenin keyfine bağlı anlayacağınız. Her madenci mutlaka kazalanmıştır. Ölümlü kaza olmadığı sürece bize normal geliyor. Çünkü bu ülkede madenci olmak ölümü baştan kabullenmek gibi bir durum. Önlenebilecek kazalar bile Türkiye'de ne yazık ki ihmal yüzünden önlenmiyor. Madencinin hayatı patronun kâr hırsına bağlı... ANF