Bölgede 9 ayda 7 bin 246 ihlal yaşandı
Bölgede 9 ayda 7 bin 246 ihlal yaşandı
İHD'nin "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi" 2013 yılı ilk 9 ay İnsan Hakları İhlalleri Raporu'nda, çözüm süreci nedeniyle hak ihlallerinde bir azalma görülse de bunun yeterli olmadığına dikkat çekilerek, "Barış sürecinde diyalog ve müzakerenin daha olumlu koşullarda gerçekleşebilmesi için PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılarak, müzakereleri yürütebileceği uygun koşullar sağlanmalıdır" denildi. Raporda, 2013 yılının ilk 9 ayında toplam 7 bin 246 ihlalin yaşandığı kaydedildi.
'Savaş artığı patlayıcılar ölüm saçmaya devam ediyor'
2013 yılının 9 ayını geride bırakırken, hak ihlalleri konusunda önceki yıllara nazaran önemli düşüşler yaşanırken, son aylarda ortamın gerilmeye başlamasıyla bazı artışların da olduğunu ifade eden Çelebi, "Bu süreçte bizi en çok sevindiren çatışmalar sonucu ölümlerin yaşanmaması ve yaşam hakkına yönelik ihlallerde düşüşün olmasıdır. Ancak 30 yılı aşkın süre yaşanan çatışmalı ortam nedeniyle savaş artığı patlayıcılar ve bazı olumsuz uygulamaların yaşam hakkına yönelik ihlallerin sürmesine neden olduğunu görmekteyiz. Son olarak Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 8 yaşındaki Behzat Özer'in yerde bulduğu patlayıcının patlaması sonucu yaşamını yitirmesi de göstermiştir ki, bu ülkenin acil bir şekilde savaş artığı patlayıcı maddeler ve mayınlı arazileri temizlemesi gerekmektedir. Ancak maalesef, ne geçmiş hükümetler, ne de mevcut AKP hükümeti bu konuda en ufak bir girişimde bulunmamaktadır" diye konuştu.
'Yeni bir anayasa ve anti demokratik yasalar değiştirilmeli'
Çelebi, "Yeni bir anayasa yapılması ve anti demokratik yasaların değiştirilmesi barış sürecinin olmazsa olmazlarındandır. Ancak demokratik bir anayasanın yapılması konusundaki isteksizlik ve TMK'nin kaldırılması başta olmak üzere düşünce ve ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki yasal değişikliklerin yapılmaması hükümetin sürece yaklaşımını ortaya koymaktadır. KCK adı altında yürütülen operasyonlar sonrası tutuklanarak cezaevine konulan binlerce Kürt siyasetçi, insan hakları savunucusu, avukat, sendikacı, öğrenci cezaevlerinde tutulmaya devam edilmektedir. Düşüncesini ifade etmek isteyene karşı her seferinde polis şiddetiyle karşı çıkılarak, talepler baskı altına alınmaktadır. Adli ve idari makamların işkenceciyi koruyan tutumu nedeni ile İşkence ve kötü muamele ile mücadele konusunda istenilen ilerleme sağlanamamıştır. İşkence yapanların korunup kollanması ve bu konudaki cezasızlık politikası, işkencecileri cesaretlendirmektedir. Gerek aile içerisinde olsun, gerekse toplumsal alanda kadınların yaşam haklarına yönelik ihlaller devam ederken, çocukların yaşam hakkının korunması konusunda bir ilerleme sağlanmamıştır. Kadınlar, sokak ortasında erkekler tarafından göz göre göre öldürülürken, kadınları koruma konusunda devlet hala üzerine düşeni yapmamaktadır" ifadelerini kullandı.
'Hasta mahpuslar cezaevlerinde tutulmaya devam ediyor'
Açıkladıkları tüm raporlarda dikkat çeken en önemli ihlallerden birinin cezaevlerinde yaşanan ihlaller olduğunu hatırlatan Çelebi, devletin cezaevlerinde sürdürdüğü baskı ve yıldırma politikalarının bir türlü son bulmadığını ifade etti. Türkiye ve bölge cezaevlerinden kendilerine her gün hak ihlallerine ilişkin mektuplar geldiğini dile getiren Çelebi, "Yapılan bu başvurulara istinaden Adalet Bakanlığı nezdinde yaptığımız girişimler maalesef sonuçsuz kalmaktadır. Son olarak Muş Cezaevi'nde de yaşanan hadise adli ve idari makamlara yapılan başvuruların sonuçsuz kalmasının bir sonucudur" dedi. Hasta tutsakların durumlarına da değinen Çelebi, "Cezaevi Komisyonumuzun hazırladığı son rapora göre, cezaevlerinde 526 ağır hasta mahpus bulunmaktadır ve bunlardan 156'sı acil tahliye edilmesi gereken ölüm sınırındaki hastalardır. Verilen sözlere, yapılan yeni yasal düzenlemelere rağmen, hasta mahpuslar cezaevlerinde tutulmaya devam etmektedir. Tahliye edilmesi gereken ve hatta Adli Tıp Kurumu tarafından dahi 'cezaevinde kalamaz' denilen bazı hasta mahpuslar, savcılıkların ilginç gerekçeleriyle tahliye edilmemesi kabul edilemezdir. 14 yıldan bu yana Ağırlaştırılmış bir tecrit ortamında tutulan Öcalan'ın bu koşullarda tutulması hukuki olmayıp gayri insanidir. Bu koşullarda tutulmasından kaynaklı sağlığı ciddi anlamda etkilenmektedir. Sayın Öcalan'ın barışın sağlanması konusunda daha fazla katkı sağlayabilmesi açısından koşullarının değiştirilmemesi gerekmektedir" diye konuştu.
'Utanç duvarıyla Kürt halkı birbirinden koparılmaya çalışılıyor'
Suriye'de yaşanan gelişmeler ve Türkiye'nin Rojava'ya yönelik politikalarına da değinen Çelebi, "Suriye'de iç savaşın başlamasından itibaren Türkiye farklı hesaplar içine girmiştir. Bu da ülkemize olumsuz şekilde yansımıştır. İHD olarak, son üç aylık süreçte sınır bölgesinde yaptığımız araştırma ve incelemelerde Türkiye'nin çeteci yapılanmalara destek verdiği, sınır kapılarını kapatarak Rojava halkına ambargo uyguladığını tespit etmiş bulunmaktayız. Son olarak sınırın bazı bölgelerinde 'Utanç Duvarı' diye tabir ettiğimiz güvenlik duvarlarının yapımıyla, aynı kaderi paylaşan halkı adeta birbirinden tamamen ayırmayı hedeflemektedir. Türkiye, Rojava halkına yönelik uygulamalarıyla bölge halkının tepkisini çekmiştir. AKP hükümetinin bu yaklaşımı, içinde bulunulan barış sürecini de olumsuz manada etkilemektedir" diye konuştu.
'Sürecin selameti açısından Öcalan'a uygun koşullar sağlanmalı'
Son olarak barış sürecinin gidişatı ve bu süreçte yapılması gerekenleri sıralayan Çelebi, açıklamasının sonunda şunları dile getirdi: "Barış sürecinde diyalog ve müzakerenin daha olumlu koşullarda gerçekleşebilmesi için PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılarak, müzakereleri yürütebileceği uygun koşullar sağlanmalıdır. Biz bu raporu açıklarken, amacımız yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek ve yaşanan olumsuzlukların üzerine gidebilmek için ihlalleri görünür kılmaktır. Bölgemizdeki hak ihlalleri yaşanan çatışmalı süreçle direk bağlantılı olduğu için barış süreci, ihlallerin sona ermesini de beraberinde getirecektir. Bizim talebimiz insan haklarına yönelik ihlallerin tamamen son bulmasıdır. 2013 yılının 9 ayını geride bırakırken, hazırladığımız bu rapordaki ihlallerin son bulması dileğini tekrarlıyor, barış ikliminin oluştuğu, özgürlüklerin tartışmasız bir şekilde yaşandığı bir gelecek olsun diyoruz."
Çelebinin konuşmasının ardından İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, 2013 yılının ilk 9 aylık sürecinde yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı. Bilici, geçen yıllara nazaran bu yılda ihlallerde düşüş yaşandığını ve bunun sevindirici olduğunu belirterek, ancak tüm çabalarına rağmen hak ihlallerinin halen sürdüğünü dile getirdi.
Raporda yer alan bazı ihlal başlıkları ve veriler şöyle:
* Çatışmalarda yaşamını yitiren-yaralanan güvenlik güçleri: 1 ölü, 7 yaralı
* Çatışmalarda yaşamını yitiren-yaralanan PKK militanı: 28 ölü
* Faili meçhul cinayet, yargısız infaz, çatışmalardaki sivil ölümler: 19 ölü, 29 yaralı
* Resmi hata ve ihmal sonucu ölüm/yaralanmalar: 19 ölü, 4 yaralı
* Kadın intiharları: 23 intihar, 9 teşebbüs
* Erkek intiharları: 22 intihar, 4 teşebbüs
* Çocuk intiharları: 12 intihar
* Asker/Polis intiharları: 8 intihar, 4 teşebbüs
* Gözaltına alınanlar: 900
* Tutuklananlar: 213
* İşkence ve kötü muamele: 321
* Toplumsal olaylara müdahale: 92 müdahale, 86 yaralanma/darp
* Soruşturma, dava ve cezalara maruz kalan kişi sayısı: 512
* Cezaevlerinde yaşanan ihlaller: 822
* Ekonomik ve sosyal haklara yönelik ihlaller: 2360
* Diğer ihlaller: 1751
* Toplam ihlal sayısı: 7246 DİHA