Yüksekova Güncel

'Bu süreçte barış dilini kullanmak gerekiyor'

Güncel

Dünyanın birçok yerinde insanların ırkçı uygulamalara maruz kalması nedeniyle 21 Mart, "Uluslararası Irk Ayrımı İle Mücadele Günü" ilan edildi. Irkçılığın insanlığa karşı bir suç olduğunu belirten İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, "21 Mart vesilesiyle bir an önce ırkçı ve nefret söylemlerini engelleyecek yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor" dedi.

Bundan tam 52 yıl önce 21 Mart 1960 tarihinde Güney Afrika'nın Saharpville kentinde ırk ayrımcılığını öngören yasaların kaldırılması için barışçıl şekilde gösteriler yapan halkın üzerine ateş açılarak 69 kişi katledildi. Bu katliam Güney Afrika'daki siyahilerin Apartheit rejimine karşı mücadelede dönüm noktalarından biri oldu. O tarihten itibaren "Uluslararası Irk Ayrımı İle Mücadele Günü", her yılın 21 Mart'ında kutlanmaya başlandı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1966'da alınan kararla tüm dünya ülkelerinin ırk ayrımcılığını önlemek için "Uluslararası Irk Ayrımı İle Mücadele Günü"nü ilan etti. Ancak dünyanın birçok yerinde insanlar halen ırkçı politikalar nedeniyle ayrımcılığa uğramaya devam ediyor. Bu ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye'de aşırı milliyetçilikten kaynaklanan baskılardan kaynaklı başta Kürtler olmak üzere Ermeniler, Lazlar ve diğer halklar ırkçılıktan nasibini alıyor. 

'Bu süreçte barış dilini kullanmak gerekiyor'

21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı İle Mücadele Günü dolayısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin yeni bir sürece girdiğini belirten Türkdoğan, "Barış süreci gelişiyor. Bu süreç içerisinde barış dilini kullanmak gerekiyor. Eşitlik, insan hakları dilini kullanmak gerekiyor. Türkiye'de nefret söylemleri yasaklanmamıştır ve nefret söylemleri düzenlenmemiştir. Böyle olunca birçok kişi tabiri caiz meydanı boş bulup ırkçı ve nefret söylemlerini rahatlıkla kullanabilmektedir" dedi. Türkdoğan, nefret söylemlerinin toplumda ayrışmayı arttırdığını belirterek, toplumda farklı kesimlerin ve farklı etnik grupların birbirlerine nefretle bakmasına da sebep olduğunu dile getirdi. 

'Irkçılığa karşı önlemler alınmalı'

Irkçığın insanlığa karşı bir suç olduğunu vurgulayan Türkdoğan, "Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde insanlığa karşı işlenen olayların bir suç olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu ülkede ise, halen bir ceza uygulanmamıştır. Ulus devlet yaratma uğruna tek devlet, tek din, tek ırk yaratma uğruna ırkçılığın bu kadar açıkça yapılabildiği toplumlarda artık önlemler alınması gerekiyor. Çünkü bu hepimizde travmaya sebep olmaktadır" değerlendirmesinde bulundu. 

'Irkçı söylemleri engelleyen yasal düzenleme yapılmalı'

Toplumda belli kesimlerin bireylere küfür etmeyi, hakaret etmeyi ve aşağılamayı hak gördüğüne dikkat çeken Türkdoğan, bunun hukuk düzeninde de bir dayanağı olmadığını söyledi. Türkdoğan, "Bu tamamen ideolojik bir olaydır. Dolayısıyla bu noktada hukukun devreye girmesi, tedbir alması gerekiyor. Türkiye'de Kürt sorununda demokratik çözüm gelişmeye çalışıldığı bir dönemde, Milliyetçi Hareket Partisi'nin ırkçı söylemlerinin artmış olması kaideye değer bir gelişmedir. Özellikle buradan hem siyasi partilerin hem de parlamentonun elini çabuk tutması ve 21 Mart vesilesiyle bir an önce ırkçı söylemleri, nefret söylemlerini engelleyecek bir yasal düzenlemeyi yapması gerektiğini vurgulamak istiyorum" dedi. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.