Yüksekova Güncel

Cumartesi Anneleri gazeteci Babaoğlu'nun akıbetini sordu

Güncel

Cumartesi Anneleri, gözaltındaki kayıpların bulunması ve faillerin yargılanması için her hafta yaptıkları eylemlerinin 418. haftasında, 1994 yılında gözaltında kaybedilen Özgür Gündem gazetesi Urfa muhabiri Nazım Babaoğlu'nun akıbetini sordu.

 Babaoğlu'nun annesi Makbule Babaoğlu, "Oğlumun kemikleri bulunmadan nasıl barış olacak" diye sorarken, Özgür Gündem gazetesi Editörü Bayram Balcı ise, "Cumartesi Anneleriyle helalleşilmeden bu ülkede barış olmaz" dedi.

Faili meçhul cinayetlerle kaybedilen yakınlarının bulunması ve sorumluların yargılanması için adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri eylemlerinin 418. haftasında da Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. "Failler belli, kayıplar nerede?" pankartı ile katledilen ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan anneler, 1994 yılında gözaltında kaybedilen Özgür Gündem Gazetesi Urfa Muhabiri Nazım Babaoğlu'nun akıbetini sordu. Eyleme katılmaları beklenen Roboskili anneler ise gecikmeden ötürü etkinliğe katılamadı.

Annelerden Roboski raporuna tepki

Eylemde ilk sözü alan gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından hazırlanan ve kabul edilen Roboski raporuna tepki gösterdi. Yaşanan katliamın, sıradan bir kazaymış gibi gösteren raporu eleştiren Yıldız, "Öyle bir rapor ki sanki 34 yurttaşımız trafik kazasında yaşamını yitirmiş. Sanki bombaları UFO'lar yağdırmış" dedi. Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak ise, 18 yıldır adalet arayışlarını sürdürdüklerini; fakat mücadeleleri boyunca devlet tarafından sürekli "yalan duvarları" ile karşılaştıklarını söyledi. Ocak, "Başlayan yeni çözüm sürecinin de bir yalan duvarı olmasını istemiyoruz. Yüzleşmenin sağlanması için bir an önce gerekli komisyonlar kurulmalı ve yeni bir yalan duvarı örülmeden gerçeklerle yüzleşilmeli" dedi.

'Nazım'ın kemikleri bulunmadan barış nasıl olacak'

1994 yılında gözaltında kaybedilen Özgür Gündem Gazetesi Urfa Muhabiri Nazım Babaoğlu'nun annesi Makbule Babaoğlu ise eyleme sesli mesaj gönderdi. Babaoğlu mesajında 19 yıldır oğlunun akıbetini açığa çıkartmak için başvurmadığı yetkili kurum ve kişi kalmadığını; fakat hala oğlunun akıbetinin açığa çıkartılmadığını söyledi. Babaoğlu, "Devlet Nazım'ın akıbetini açığa çıkarmalı. Yeter artık. Başvurmadık kapı kalmadı. Kimse cevap vermedi. Barış olsun istiyoruz. Hükümete sesleniyorum, bu nasıl hükümettir. Sizde hiç vicdan yok mu? Benim oğlumun kemikleri bulunmadan nasıl barış olacak?" dedi.

'Nazım'ı Bucak'ın evinde kaybettiler'

Eylemde söz alan Özgür Gündem Editörü ve Nazım Babaoğlu'nun mesai arkadaşı Bayram Balcı ise, gözleri dolarak yaptığı açıklamada, 1993 yılının Urfa Siverek'te devletin "terör estirdiği" bir yıl olduğunu söyledi ve dönemin DYP Milletvekili Sedat Bucak'ın aşiretinin de koruculaştırılarak, kontrgerilla faaliyetlerinin yürütüldüğünü söyledi. Balcı, "Ölüm listeleri hazırlanıyordu. Devlet çeteler eliyle hazırladığı ölüm listelerine göre infazlar yapıyordu. Nazım gencecik, iddiası olan bir gazeteciydi. Eğer katledilmeseydi Ortadoğu uzmanı yetkin bir gazeteci olacaktı. Sedat Bucak'ın evinde sorgulandı ve ardından kaybedildi. Ona Özgür Gündem gazetesinin Urfa'daki abonelerini sordular. Devlet o hale gelmişti ki bunun için gencecik bir gazeteciyi kaybettiler. Ahımız dönemin sorumlularının boynunda olacaktır. Biz de gözaltında kaybedilen yakınlarımızın bir mezarları olana kadar bu onurlu mücadelemizi sürdüreceğiz. Artık Türkiye gözaltında kayıplar mezarlığı olmaktan çıkmalıdır. Cumartesi Anneleriyle helalleşilmeden bu ülkede barış olmaz" diye konuştu.

'Dönemin Urfa Valisi şimdinin AKP milletvekili'

İHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına haftanın basın açıklamasını ise gazeteci Semra Çelebi yaptı. 1990'lı yıllarda bölgede yaşanan "devlet terörünün" ana akım medya tarafından sürekli perdelendiğini ifade eden Çelebi, işlenen insanlık suçlarını açığa çıkarmak için yaşamlarını ortaya koyarak çalışan gazetecilerin ise devletin hedefi haline geldiğini söyledi. Özgür Gündem gazetesi Urfa muhabiri Nazım Babaoğlu'nun da devletin insanlık suçlarını açığa çıkardığı için devletin hedefi haline geldiğini kaydeden Çelebi, Babaoğlu'nun 12 Mart 1994 tarihinde bir haber için Siverek'e gitmesinin ardından gözaltına alınarak kaybedildiğini söyledi. Babaoğlu'nun gözaltına alındıktan sonra en son Sedat Bucak'ın evinde görüldüğünü belirten Çelebi, 19 yıldır 19 yaşında kaybedilen Babaoğlu'nun akıbetinin açığa çıkarılmadığını ve soruşturma dosyasının hala Diyarbakır Savcılığı'nda bekletildiğini söyledi. BDP Dersim eski Milletvekili Şerafettin Halis'in 2011 yılında Babaoğlu'nun akıbeti ile ilgili İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a soru önergesi verdiğini hatırlatan Çelebi, soru önergesine aydınlatıcı bir yanıt verilmediğini söyledi. Babaoğlu'nun kaybedildiği dönem Urfa Valiliği görevini yürüten Tevfik Ziyaeddin Akbulut'un ise 3 dönemdir AKP milletvekili olduğunu vurgulayan Çelebi, "Beşir Atalay'a soruyoruz; Nazım ile ilgili soru önergesini geçiştirmeniz, olası soruşturmanın 3 dönemdir partinizden milletvekili olan dönemin Urfa Valisi Tevfik Ziyaeddin Akbulut'a uzanacağını bildiğiniz için mi?" diye sordu. Dönemin tüm yetkililerinin Babaoğlu'nun kaybedilmesinden sorumlu olduğunu kaydeden Çelebi, "Sorumlular yargılanmadan, hak ettikleri cezayı almadan bu dosya bizim için kapanmayacak" dedi./ Diha
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.