Cumartesi Anneleri: Katiller aramızda dolaşıyor
Cumartesi Anneleri: Katiller aramızda dolaşıyor
Cumartesi Anneleri 485’inci kez Galatasaray Meydanı’nda eylemdeydi. Bu haftaki eylemde Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen fail meçhul cinayet davasında yaşanan adaletsizliğe tepki gösterildi. Aileler, Ayhan Çarkın'ın tüm ifadelerine rağmen gerçeklerin üstünün örttüğünü vurgulayarak "Kayıplarımızın katilleri aramızda dolaşıyor" dedi.
Eylemde ilk olarak 1994'te Ankara'da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Kenan Bilgin'in ağabeyi İrfan Bilgin konuştu. Bilgin, görülen davada yetkililerin davayı kapatmak için ellerinden geleni yaptıklarını ancak kamuoyu baskısı ile davanın bu aşamaya kadar geldiğini söyledi. Gezi Direnişi sırasında öldürülen ve yaralanan gençleri hatırlatan Bilgin, Başbakan Erdoğan'ın "Emri ben verdim" cümlesini hatırlatarak, mahkemeye "Siyasi davalarda tetiği çekeni yargılıyorsun da neden emri vereni yargılamıyorsun? Emri vereni yargıla" diye seslendi.
Bilgin'in ardından 1995 yılında kaybedilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak söz aldı. Faili meçhul cinayetler davasında adalet duygularının yara aldığını belirten Ocak, "Ayhan Çarkın'ın verdiği bilgilere rağmen onlarca katil aramızda dolaşıyor. Ağar, sahte rapor aldı ve davaya katılmadı. Bu sahte rapor kabul edildi. Mahkemenin ve hükümetin bu tavrını protesto ediyorum. Çarkın'ın serbest bırakılması ile de birçok kişiye, 'siz de bildiklerinizi anlatmayın yoksa siz de itibarsızlaşırsınız' mesajı verildi" dedi.
Ocak'ın ardından 23 Şubat 1995'te gözaltına kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız konuştu. Ali İsmail Korkmaz'ın ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatan ve annesinin gidip mezar taşına sarılarak ağladığına işaret eden Yıldız, "Bizim gidip, sarılacak bir mezar taşımız bile yok. Bu nasıl bir adalet?" diye sordu.
Yıldız'ın ardından kayıp yakınlarının avukatlarından CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu Ankara'da görülen davaya ilişkin bilgi verdi. Çarkın'ın verdiği tüm ifadelerin önemli olmasına rağmen mahkeme tarafından dikkate alınmadığını belirten Tanrıkulu, "Bu aşamada yapılacak tek şey kalıcı barış için acil olarak Hakikatler Komisyonu'nun kurulmasıdır. Geçmişle yüzleşmeden kalıcı barıştan söz edemeyiz" diye vurguladı.
Kayıp yakınları ve Cumartesi insanları davaya ilişkin tepkilerini dile getirmenin yanı sıra 34 yıl önce Amed’de kaybedilen Recep İkincisoy'un akıbetini de sordu. Kaybedilen Recep İkincisoy'un kardeşi Ayşan İkincisoy'un gönderdiği mektubu Cumartesi Anneleri'nden Neriman Çelik okudu. Devletin her cumartesi yapılan açıklamaları duymadığını, görmediğini ve önemsemediğini söyleyen İkincisoy, gönderdiği mektupla, "Biz artık karanlıkların aydınlanmasını, ağabeyimin başına gelenleri öğrenmek istiyoruz. Artık ölümler dursun, gençler ölmesin istiyoruz. Failler açığa çıksın istiyoruz. Failler açığa çıksın ki kayıplar, ölümler bir daha yaşanmasın" diye seslendi.
Mektubun okunmasının ardından İkincisoy ailesinden İkram İkincisoy da kısa bir konuşma yaptı. "34 yıldır kardeşimin yolunu bekliyoruz" diye seslenen İkincisoy, "Kardeşim suç teşkil eden bir şey yapmadı. Ailece perişan olduk. O'nun başına ne geldi, bilmiyoruz. 34 yıldır O'nu bekliyoruz" dedi.
Haftanın basın açıklamasını ise Cumartesi Anneleri'nden Nimet Çelebi okudu. İkincisoy ailesinin yıllardır oğullarını aradıklarını ve anne Bedia İkincisoy'un yaşamını bu yolda kaybettiğini belirten Çelebi, baba Salih İkincisoy'un halen oğlunu beklediğini söyledi. Ailenin tüm toplu mezarlara giderek çocuklarını bulmak için aramalar yaptığını belirten Çelebi, "İkincisoy ailesinin failler bulunsun gerçekler ortaya çıksın' talebi artık karşılık bulsun. Savcılar, görevlerini yerine getirsin ve sorumlular hakkında hak ettikleri cezayı alacakları bir soruşturma başlatılsın. Devlette devamlılık esassa Başbakan'dan yürütmenin başı olarak devlet tarafından kaybedilen İkincisoy'un akıbetini açıklamasını istiyoruz. Bizim isteklerimizin yerine getirmeyenler, Recep İkincisoy'un kaybedenlerin işbirlikçisi olmaya mahkumdurlar" diye konuştu.
Açıklamanın ardından, Cumartesi Anneleri'nin 485'inci oturma eylemi sona erdi.