Cumartesi Annelerini Destekleme Derneği ne zaman ve ne amaçla kuruldu?
Sevim Fontaine: Cumartesi Annelerini Destekleme Derneği 6 Mayıs 2012 tarihinde, anneleri desteklemek ve Avrupa’ya seslerini duyurmak amacıyla kuruldu. Annelerin feryadının sadece Türkiye sınırları içinde kalmaması gerektiğini ve bu feryat Avrupa’ya taşındığı takdirde, tıpkı Arjantin’deki Plaza del Mayo anneleri gibi, daha büyük kazanımlar elde edeceğimizi düşündük. Sonuç itibariyle annelerin 19 yıldır devam eden bu mücadelesi dünyanın en uzun sivil itaatsizlik eylemidir. Biz de onların sesini sınırların ötesine taşımak arzusuyla Fransa’nın Nantes şehrinde çalışmalar yapmaya başladık.
TÜRKİYE KAYIPLARIYLA YÜZLEŞMELİ
Kaç üyeniz var?
Sevim Fontaine: Şu anda 50 üyemiz var. Küçük bir derneğiz ancak sesimizi iyi yükseltiyoruz. Çok destek alıyoruz, özellikle de sendikalar ve sosyalist partiler çok destek veriyorlar. Nasıl ki anneler senelerdir her Cumartesi Galatasaray Meydanı’nda oturuyorsa, biz de dernek olarak iki yıldır her ayın ikinci cumartesi günü saat 15.00 ile 16.00 arası şehrin orta yerinde oturuyoruz ve imza topluyoruz.
Ne için imza topluyorsunuz?
Sevim Fontaine: Türkiye’nin Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunması’na dair Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmesini kabul etmesi ve kayıpların akıbetinin belirlenmesi için bir an önce Hakikat ve Adalet Komisyonları oluşturulması talebiyle bir imza kampanyası başlattık. Türkiye devletinin kayıplar gerçeği ile yüzleşmesi ve cezasızlık zırhını kaldırmasını istiyoruz. Şu ana kadar binin üzerinde imza topladık ve kampanya Eylül-Ekim aylarına kadar sürecek, daha sonra bu imzaları TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na göndereceğiz.
BİR HALKIN KİMLİĞİNİ İNKAR ETMEK YAPILACAK EN BÜYÜK ZULÜMDÜR
Size gelirsek Claude, Cumartesi Anneleriyle nasıl tanıştınız?
Claude Picquet: Cumartesi Anneleriyle Nantes’taki Kürt hareketi sayesinde tanıştım. Bir insanın bu şekilde kaybedilmesi benim için kabul edilemez bir şeydi. Yaşananları duyup araştırdıkça dayanamadım ve hemen harekete geçmek gerektiğini düşündüm. Devletin insanlara bu şekilde zulmetmesini kabullenemem.
Özellikle Kürt halkına yönelik uygulanan bu zulmü öğrendiğinizde ne düşündünüz?
Claude Picquet: İlk etapta şok oldum, daha sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün Fransız devrimcilerle aynı hatayı yaptığını düşündüm. Bu hata da tek ve bölünmez bir devlet dayatmasıydı. Bu var olabilecek bir şey değil. Fransız devrimciler de aynı şeyi yaptı. Bask, Korsika ve Bretonya’da olduğu gibi farklılıkları yok sayıp, herkesi Fransız devleti içinde asimile etmeye çalıştılar. Ama tabii ki tutmadı. Çünkü tutması mümkün değil. Çünkü kimliğini inkar etmek bir halka yapılabilecek en büyük zulümdür. O zaman isyan meşrudur.
POLİTİKACILARIN VERDİĞİ SÖZLERLE DEĞİL, ANCAK MÜCADELE YLE KAZANILIR
Peki Fransızların Cumartesi Annelerine yönelik yaklaşımı nasıl?
Claude Picquet: Çok az Fransız bu yaşananların farkındaydı. Bizim kurduğumuz dernek aracılığıyla yavaş yavaş bu konuda bilinçlenmeye başladılar. Nasıl ki Arjantin’deki Plaza del Mayo annelerini biliyorlarsa, Türkiye’deki Cumartesi Annelerinin mücadelesinden de haberdar olmaları amacıyla bu derneği kurduk. Tabii ki duydukları karşısında etkilenmemeleri mümkün değil. Farkına varan herkes sorguluyor. Fransız halkına Cumartesi Annelerini tanıtırken, aynı zamanda yaşananları herkese duyurmayı da amaçlıyoruz.
Başbakan Erdoğan 2011 yılında Cumartesi Annelerini Dolmabahçe’de kabul etmiş ve gözaltında kaybedilenlerin akıbetini bulma sözü vermişti. Ancak sözlerinin hiç birini tutmadı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Sevim Fontaine: Cumartesi Annelerini kabul eden Erdoğan’ın tek amacı oy toplamaktı ve de topladı. Zaten bu konuda bir devlet görevlisinin verdiği söze inanmam. Çünkü devlet kendi kaybettiği insan için ben kaybettim demez ve de sorumluları cezalandırmaz. O nedenle çok güzel bir söz vardır, hak verilmez alınır diye, işte ancak o yöntemle sonunda devletin gerçekten hesap vereceğini düşünüyorum.
Claude Picquet: Fransa’da da politikacılar halka çeşitli vaatler ve sözler veriyor, ancak bu durum onların bu sözleri tutacakları anlamına gelmiyor maalesef. Erdoğan da bir politikacı ve seçmenlerin oylarına ihtiyacı var, o nedenle vaatler ve sözler veriyor. Ama bu durum sözlerini tutacağı anlamına gelmiyor.
DAİMA ANNELERİN SESİNE SES OLACAĞIZ
Çalışmalarınızı Nantes dışına taşımayı düşünüyor musunuz?
Sevim Fontaine: Evet, biz annelerin sesini tüm Avrupa’ya duyurmayı amaçlıyoruz. Yakında İsviçre’ye, Almanya’ya ve Belçiya’ya gideceğiz ve oralarda da büyük merkez ve şehirlerde tıpkı anneler gibi oturma eylemi yapacağız.
Buradaki programınız nedir?
Sevim Fontaine: 21 Mart 1995 tarihinde gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın mezarını ziyaret edip Cumartesi Annelerinin oturma eylemine katılacağız ve daima onları destekleyip seslerine ses olacağız.