Rojava’daki gelişmeler, 7 Haziran seçimleri ile çözüm sürecinin tartışıldığının belirtildiği bildirgede, toplantının, Şeyh Said’in idam edilişinin yıldönümü olan 29 Haziran’ın arifesinde yapılmasının ayrı bir anlam taşıdığına vurgu yapıldı.
Rojava’da özgürlük güçlerinin Girê Spî ve Eyn Îsa’daki başarılarının, Kobanê’nin özgürleştirilmesinde olduğu gibi, Rojava halkları ve dünya demokratik güçleri tarafından sevinçle karşılandığının belirtildiği bildirgede, “Rojava modeli ve sözleşmesi halkların ve inançların kardeşliği ve eşitliği üzerine kurulmuştur. Bu çerçevede, DAIŞ ile işbirliği yapan ve onu destekleyenler Ortadoğu’da bu modelin örnek olmasını ve başarıya ulaşmasını istemedikleri için DAIŞ eliyle Rojava’da, özellikle Kobanê’de Kürt halkına ve kardeş halklara karşı katliamlar yapmaktadır. Şurası bilinmelidir ki, bu katliam ve barbarizm aynı zamanda insanlığa karşı yapılmaktadır” denildi.
Bildirgede, bedeli ne olursa olsun, Rojava kazanımlarının ortadan kaldırılmasına izin verilmeyeceğinin altının çizildi.
Kürt halkı ve Türkiye demokratik güçlerinin birliği sayesinde 7 Haziran’da barajın yıkıldığının ve HDP listesinden 80 milletvekilinin seçilmesiyle Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünün açıldığının belirtildiği bildirgede, “Başkanlık sistemi adı altında kurulmak istenen diktatörlüğün önü kapandı” başarıda emeği geçenlere teşekkür edildi.
Seçim boyunca halkın, devlet ve AKP’nin tüm provokasyonlarına karşı soğukkanlılığını koruğunun ve ağır bedellerle de olsa bu provokasyonları boşa çıkarıldığının kaydedildiği bildirgede, “Bu seçimin sonuçları partilerin barış ve çözüm sürecini ve demokratik bir anayasayı esas alarak uyumlu bir koalisyon kurmayı gerekli kılmaktadır” ifadelerine yer verildi.
AKP’nin uzun zamandan beri barış ve çözüm sürecini dillendirmesine rağmen, bu alanda somut adımlar atmadığı, resmi müzakerelere başlanmadığı ve demokratik bir anayasayı hazırlama çalışmaları yapmadığının hatırlatıldığı bildirgede, sürecin mimarı Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride dikkat çekildi.
Öcalan’a yönelik ısrarlı tecridin sürecin önünü tıkadığına vurgu yapılan bildirgede, “Tecritteki bu ısrar sürecin önünü tıkamaktadır. Hem Haziran 2015 Genel Seçimleri’nin ortaya çıkardığı yeni tablo, hem de Rojava’daki gelişmeler barış ve çözüm sürecinin yeniden şekillenmesini gerekli kılmaktadır” denildi.
İki gün süren toplantıda, yaşanan iç ve dış gelişmeler ışığında DTK’nın aldığı kararlar ise şunlar:
*DAIŞ tarafından yapılan son Kobanê katliamı ile Tunus, Kuveyt ve Fransa saldırılarını şiddetle kınıyoruz.
*İnsanlık düşmanlarının işbirliği yapmasıyla bugün Kürt halkına karşı kirli, ahlaksız ve hukuksuz bir savaş yürütülmekte ve katliamlar yapılmaktadır. Bu savaşa karşı uluslararası kamuoyunu ve demokratik güçleri sorumluluk almaya davet ediyoruz. Birleşmiş Milletler’e de bu savaş ve katliamların suçlularını uluslararası savaş mahkemelerine sevk etme çağrısında bulunuyoruz.
*Kürtlerin ulusal birliğini gerçekleştirmek için DTK tüm ilgili taraflarla görüşmeler ve çalışmalar yapmaya hazırdır.
*Kürt halkına DAIŞ barbarlığına karşı seferberlik ruhuyla hareket etmesi ve Rojava ile Şengal kazanımlarına sahip çıkması çağrısında bulunuyoruz.
*Barış ve çözüm sürecinin amacına ulaşması için bu sürecin mimarı olan Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması gerekir.