Yüksekova Güncel

DTK TOPLANTISININ SONUÇ BİLDİRGESİ

Güncel

DTK Daimi Meclisi, dün düzenlediği olağanüstü toplantının sonuç bildirgesini açıkladı.

Bildirgede, "Batı Kürdistan halkının Öz yönetimi olan Demokratik Özerklik statüsünün kabulü için Türkiye başta olmak üzere AB, BM nezdinde ve uluslar arası düzeyde tanınması için diplomatik çalışmalar yürütülmesine, Batı Kürdistan'ın halkı ile dayanışma amaçlı miting, şölen gibi etkinlikler geliştirilmesine karar verilmiştir. Her Kürt siyasal yapılanması ve bireyi Kürt halkının çıkarlarını zedeleyen tutum ve davranışlardan uzak durmalıdır" ifadelerine yer verildi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Daimi Meclisi, dün düzenlediği olağanüstü toplantının sonuç bildirgesini yazılı olarak açıkladı. Bildirgede, Daimi Meclis Toplantısı'nın kararlaşma ve sonuçlarına yer verildi. Tekçi, otoriter, katı merkeziyetçi yönetim ve sistemlerin yıkıldığı, halkların eşit ve özgürlük taleplerinin yükseldiği, demokratikleşme sürecinin yaşandığı bir dönemden geçildiğinin belirtildiği bildirgede, demokratik değişim dönüşümü yaşayan ülkelerde büyük gelişmelerin yaşandığı, statükoculukta ısrar eden iktidar ve yönetimlerin ise kendilerini ve ülkelerini felakete sürükledikleri ifade edildi. "Bunun en somut örneğini uygarlığın beşiği olan çoğulcu, farklı etnik, dinsel ve dilsel kimliklerin asırlarca kardeşçe bir arada yaşadığı, zengin yer altı kaynakları potansiyeline sahip olan Ortadoğu coğrafyasında yaşamaktayız" denilen bildirgede, Birinci Dünya Savaşı sonrası sınırların yeniden belirlenmesi ile oluşan ulus devletlerin; Ortadoğu'nun çoğulcu yapısına rağmen farklılıkları yok sayarak uyguladıkları tekçi, inkar imha politikaları sonucu bu coğrafyayı savaşların, trajedilerin yoğun yaşandığı merkezi haline getirdiği kaydedildi.

'Kürt halkı her bölgedeki kazanımı kendi kazanımı olarak görüyor'

Büyük trajedileri yaşayanların başında bu coğrafyanın kadim halklarından olan Kürt halkının olduğu ve kimliği yok sayılan, dili kelepçelenen varlığı kabul edilmeyen Kürt halkının, onurlu direniş ve büyük mücadele sonucu bugün dünya gündemine düştüğünün vurgulandığı bildirgede, şu ifadelere yer verildi: "Irak Kürdistan'ından sonra Suriye Kürdistan'ında da Kürtlerin özyönetimini ilan etmesi Türkiye, Irak, İran Kürtlerinde ve Kürt diasporasında büyük bir coşku ve heyecan yaratmıştır. Ulusal birliğini sağlama yolunda büyük mesafe kat eden Kürt halkı, her bölgenin kazanımını kendi kazanımı, her yönelimi de kendine yönelim olarak görmektedir. Kendi ülkesindeki Kürtlerin haklarını yok sayan AKP iktidarı başka ülkelerdeki Kürtlerin kazanımına da tahammül göstermemekte, kırmızı çizgi olarak belirtmektedir."

Dün Esad'ın canciğeri olan Başbakan...'

''Dün Suriye diktatörü Esad ile canciğer olan bugün ise büyük düşman olan Başbakan'ın kendi ülkesindeki Kürtlerin haklarını tanımadığı gibi Suriye'deki Kürtlerin kazanımlarını da tehdit ettiğinin" belirtildiği bildirgede, "Bu yaklaşım Kürtlere eşit özgür yaşamı layık görmeyen düşmanca zihniyet ifadesi olmaktadır. Adeta yeryüzünde Kürtlerin elde edeceği hak ve özgürlüklere, hiçbir kazanıma müsaade edilmeyeceği ve tahammül gösterilmeyeceği mesajı verilmektedir" ifadelerine yer verildi. Türkiye halklarının eşit, demokratik ve özgür yaşam talebine yanıt olmayan bir iktidarın bu ülkeyi geleceğe taşımasının da mümkün olmayacağının vurgusunun yapıldığı bildirgede, Kürt halkını hedefine koyan, eşit ve özgür olmasını istemeyen, kazanımlarına tahammül etmeyen bir siyasal partiye, Kürtlerin destek vermesi ve içinde yer almasının anlamsız olduğuna işaret edildi.

"AKP'de siyaset yapmanın dayanağı kalmadığı gibi burada siyaset yapan Kürtlerin istifa ederek halkının eşit özgür yaşam istencinin karşıtı olma konumundan çıkmalıdır. Kürtlerin kazanımlarına tahammül etmeyen, tehdit eden AKP iktidarı saldırgan maceracı politikalarla bu ülkeyi uçuruma götürecektir. Suriye Kürtlerine tehditvari, saldırgan politikalarını Kürt halkı kabul etmeyeceği gibi bir bütün olarak kendilerine yönelik olarak algılayacaktır. Bu da Türk ve Kürt halkı arasındaki birlikte yaşam duygularını da zayıflatacaktır" ifadelerine yer verilen bildirgede, "Oysa tarihsel sürece baktığımızda Kürt ve Türk halklarının ortak stratejik birliğinde halklar kardeşçe yaşamış, Türkler hep kazanmışlardır" denildi.

'Şemdinli'de kimyasal kullanımından endişeliyiz'

Bildirgede şunlar kaydedildi: "Suriye Kürtlerinin özyönetim ilanı bağımsız bir devlet ilanı olmadığı gibi Suriye birliği içerisinde tüm halklarla birlikte evrensel demokratik haklarıyla, ortak vatanda, kardeşçe eşit ve özgürce yaşamanın ifadesidir. AKP iktidarının basiretsizliğinden kaynaklı Türkiye içeride ve dışarıda sorunlu ülke haline gelmiştir. Bu gerçeklikleri denetimine aldığı, yandaş ve candaş medya aracılığıyla gizlemeye çalışmaktadır. İki haftaya yakın bir süredir savaş hali yaşanmasına rağmen Şemdinli kara kutuya dönüştürülerek toplumun bilgisine kapalı hale getirilmiştir. Sıkıyönetim uygulamalarını aratmayan, onlarca köyün boşaltıldığı, yolların kapatıldığı Şemdinli bölgesinde kimyasal silahların kullanım endişesini taşımaktayız."

'Tecrit ve izolasyon kaldırılmalıdır'

"PKK tarafından alıkonulan bürokrat ve askerleri unutturan, Roboski katliamını kapatmak isteyen, işkenceci polisi ödüllendiren AKP'nin ırkçı ve milliyetçi politikalarla Kürtleri hedef haline getirdiğinin belirtildiği" bildirgede, Malatya'da Kürt Alevilere, Muğla'da Kürt esnafa, İstanbul'da Kürt işçilere yönelik linç saldırılarının da bu politikaların sonucu olduğu, Suriye Kürtlerini hedef alan açıklamalardan sonra bu saldırıların yapılmasının da tesadüf olmadığı ifade edildi. Bildirgede şunlar belirtildi: "Türkiye'yi Ortadoğu ve dünya siyasetinde söz sahibi yapacak olan Kürt karşıtı politikalar değildir. Bunun yolu Kürtlerle ortak vatanda, demokratik, eşit, özgür yaşamdan ve stratejik birlikten geçmektedir. Bu temelde operasyonel politikalardan vazgeçilerek, Kürt sorununun demokratik çözümünün etkili aktörlerinden biri olan Sayın Öcalan üzerinde uygulanan insanlık dışı, antidemokratik tecrit ve izolasyon politikası kaldırılmalıdır."

'Batı Kürdistan'ı selamlıyor ve destekliyoruz'

DTK bildirgede, "sonuç olarak her gün biraz daha fazla birlik ve beraberliklerini güçlendirerek kazanımlarına sahip çıkan Kürtlerin coşkusunu ve heyecanını büyüten Batı Kürdistan Kürtlerinin öz yönetimini bir kez daha selamladıklarını ve desteklediklerini" vurguladı. Kürt halkının kazanımlarının, birliğinin, özgürlüğünün, Ortadoğu'nun barışı, demokratikleşmesi ve özgürleşmesi anlamına geldiğine işaret edilen bildirgede, şu ifadelere yer verildi: "Tarihsel gerçeklik göstermiştir ki; Kürtlerle ortak stratejik birlik kazandıracaktır. Kürtleri yok saymak, hedefine koymak, ötekileştirmek ise Türkiye'ye kaybettirecektir. Batı Kürdistan halkının Öz yönetimi olan Demokratik Özerklik statüsünün kabulü için Türkiye başta olmak üzere AB, BM nezdinde ve uluslararası düzeyde tanınması için diplomatik çalışmalar yürütülmesine, Batı Kürdistan'ın halkı ile dayanışma amaçlı miting, şölen gibi etkinlikler geliştirilmesine karar verilmiştir. Her Kürt siyasal yapılanması ve bireyi Kürt halkının çıkarlarını zedeleyen tutum ve davranışlardan uzak durmalıdır." / Diha
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.