Yüksekova Güncel

'Kayıplar bulunsun failler yargılansın' eylemi

Güncel

İHD Diyarbakır, Batman, Urfa ve İzmir şubeleri ve kayıp yakınları tarafından her hafta düzenlenen "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" etkinliği bu hafta da devam etti.

İHD Diyarbakır, Batman, Urfa ve İzmir şubeleri ve kayıp yakınları tarafından her hafta düzenlenen "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" etkinliği bu hafta da devam etti. 

DİYARBAKIR 

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi 199'uncu haftasında devam etti. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya gelen ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan kayıp yakınlarının oturma eylemine, İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, TUHAD-FED ve KESK'e bağlı sendikaların temsilcileri de katıldı. Öte yandan dün gösterime giren ve cezaevlerindeki açlık grevlerini anlatan "Simurg" filminin yönetmeni Ruhi Karadağ ile filmin oyuncuları da oturma eylemine katılarak kayıp yakınlarına destek verdi. 

Oturma eylemi öncesi bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, 199 haftadır kayıpların bulunması için, faillerinin yargılanması için mücadele verdiklerini belirterek, "Ama gelin görün ki en ufak bir adım atılmış değildir. Bu uğurda mücadele veren annelerin ömrü yetmedi çocuklarının mezarını bulmaya. Gözleri önünde çocuklarını aldılar, katlettiler ve bir daha akıbetleri ortaya çıkmadı. Her gün, her hafta onların mezarını bulmak için mücadele ettiler" dedi.

'Berfo Ana'ya söz veriyoruz; bu mücadeleyi sürdüreceğiz'


Son olarak Berfo Ana'nın çocuğunun akıbetini öğrenmek için verdiği mücadeleye dikkat çeken Bilici, şöyle konuştu: "Bilindiği üzere Berfo Ana şu an yoğun bakımda. Son isteği şu olmuş; 'eğer ben ölürsem, çocuğumun mezarı bulununcaya kadar beni defnetmeyin.' Bu ne kadar acı, ne kadar trajik bir durumdur. Biz de buradan Berfo Ana'ya söz veriyoruz. Bu kayıplar bulununcaya kadar, failleri ortaya çıkarılıncaya kadar bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Ve buradan Başbakan'a sesleniyoruz; bu analar şayet çocuklarının mezarını bulmazsa, öbür dünyada da yakanızı bırakmayacak. Sizden hesabını soracaklar. Bu nedenle diyoruz ki, bu anaların son derece haklı, kutsal ve meşru bu taleplerine, bu çağrılarına cevap verin. Berfo Ana'yı ziyaret edin ve ona şu sözü verin; 'Geçmişte bu ülkede çok çirkin şeyler oldu, insanlığa karşı suçlar işlendi. Biz buna ortak olmayacağız. Bu kayıpları bulacağız, faillerini yargılayacağız ve bundan sonra hiçbir faili meçhul cinayet işlenmesin diye çaba göstereceğiz.' Berfo Ana'ya bu sözü verin ve o da hakkını size helal etsin. Aksi takdirde bu ülke hiçbir zaman rahat yüzü görmeyecektir."

Ortaya koydukları taleplerinde haklı olduklarını kaydeden Bilici, "Bu taleplerimizin takipçisi olacağız. Biz kayıplarımızı istiyoruz, biz cinayet şebekelerinin yargılanmasını istiyoruz, biz bir daha ölümler olmasın istiyoruz. Bundan daha onurlu ne olabilir ki?" diye konuştu. 

'Dokunulmazlıkları kaldıracağınıza Meclis'i çözüm platformuna dönüştürün'

Konuşmasının devamında BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması girişimine değinen Bilici, şöyle devam etti: "BDP'li vekillerin dokunulmazlığını kaldırmak amacıyla Meclis'teki partiler yarış halindeler. Bunun başını da iktidar partisi çekiyor. İktidar partisi herhalde geçmişten ders almamış görünüyor. Sizler yine 90'lı yıllara mı dönmek istiyorsunuz? Oysa ki bunun bedeli çok ağır bir şekilde ödendi. Siz dokunulmazlıkları kaldıracağınıza o Meclis'i çözüm platformu haline getirin, orada bulunan milletvekilleriyle birlikte Kürt meselesini çözme iradesi gösterin. Zaten bu ülkenin cezaevlerinde yeterince seçilmişler, insan hakları savunucuları vardır. Eğer yetmiyorsa, buyurun Kürt halkının iradesini temsil eden, bu sorunun çözümü için siyaset yapan herkesi cezaevine atın. Eğer sorun böyle çözülecekse buyurun yapın. Ama bu durum öyle bir noktaya gelecek ki, siz asla altından kalkamayacaksınız."

Bilici'nin konuşması ardından Simurg filminin oyuncularından olan ve girdiği açlık grevi sonucu Wernicke-Korsakoff hastalığına yakalanan Hüseyin Gündüz kısa bir konuşma yaptı. Gündüz, kayıp yakınlarının verdiği mücadelenin haklı bir mücadele olduğunu ve kendilerinin de onları sonuna kadar desteklediklerini dile getirdi. 

Lütfiye Kaçar'ın kaybediliş hikayesi anlatıldı

Daha sonra İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, 5 Ekim 1994 tarihinde İstanbul'da gözaltına alınarak kaybedilen Lütfiye Kaçar'ın kaybediliş hikayesini anlattı. Sosyalist kimliğiyle tanınan Kaçar'ın daha önce gözaltına alındığını, işkenceye maruz kalarak tutuklandığını anlatan İnceören, cezaevinden çıktıktan bir süre sonra 5 Ekim 1994 tarihinde bir kez daha gözaltına alındığını belirterek, "O dönem yayın yapan Mücadele gazetesini arayan ve kendisini Yılmaz olarak tanıtan bir kişinin, 'Lütfiye Kaçar elimizde, şu an askıya alındı, kendisine işkence yapılıyor, yarın parçalarını toplarsınız' dedi. Telefon görüşmesinden hemen sonra ailesi, avukatları ve İHD'nin resmi mercilere yaptığı tüm başvurularda yanıt aynıydı; 'Biz almadık, bizde yok.' Lütfiye Kaçar'dan o tarihten itibaren bir daha haber alınamadı" diye konuştu. 

Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları Lütfiye Kaçar'ın anısına 5 dakikalık oturma eylemi yaparak eylemlerine son verdi. 

BATMAN 

İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları tarafından Gülistan Caddesi'nde her hafta kayıplar için gerçekleştirilen eylem 199'uncu haftasında devam etti. "Kayıplar bulunsun failleri yargılansın" pankartının açıldığı eyleme BDP Batman Milletvekili Ayla Akat, BDP Batman İl ve ilçe yöneticileri, kayıp yakınları, İHD yöneticileri ve onlarca yurttaş katıldı. Kayıpların ve gözaltında yaşamlarını yitirenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Batman Şube Başkanı Osman Künteş, kayıpların akıbetini her daim soracaklarını ve sonuç alıncaya kadar alanlarda olacaklarını belirtti. Künteş, 200 haftadır yetkililere bu alanlardan çağrı yaptıklarını ve yıllardır çocuklarının acılarını her daim yaşayan annelerinin seslerinin duyulması gerektiği ifadesinde bulundu. Ardından konuşan BDP Batman Milletvekili Ayla Akat ise, Batman'ın her sokağında bir yakınını faili meçhule vermiş bir ev bulunduğunu ifade etti. Akat, "Böyle bir şehirde insanlar hala demokrasiden ve insan haklarından bahsediyorlarsa bu ülkeyi yönetenlerin buna bir anlam biçme zamanı gelmiş demektir. Bir ülkede en zor olan şey demokrasi demekse, bir ülkede en zor olan şey özgürlük demekse, hak, hukuk demekse bu o ülkede muhalefetin sesinin kısıldığı anlamına gelir. Bu o ülkede demokrasinin olmadığı anlamına gelir" dedi. Eylem 5 dakikalık oturma eylemi ile son buldu.

URFA

İHD Urfa Şubesi ve 1990 yıllarında yakınları evlerinden alınan ve kaybedilenlerin aileleri "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eyleminin 49'uncu haftasında Karakoyun İş Merkezi önünde bir araya geldi. Etkinliğe katılanlar ağızlarını siyah bant ile kapattı. İHD Urfa Şube Başkanı Cemal Babaoğlu kısa bir açıklama yaptı. Yaptıkları her açıklamanın kendileri için gözaltı, tutuklanma ve dava dosyasına çevrildiğine dikkat çeken Babaoğlu, bu nedenle artık konuşmayacaklarını, ağızlarını kapatarak bu durumu protesto edeceklerini söyledi. Açıklamadan sonra 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı. 

İZMİR 

Eski Sümerbank önünde bir araya gelen İHD İzmir Şube üyeleri, kayıpların bulunması ve akıbetlerinin sorulması amacıyla basın açıklaması yaptı. "Kayıplar belli failler nerede" pankartının açıldığı açıklamada, sık sık "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "İHD susmadı susmayacak" sloganları atıldı. İHD Şube Başkanı Adnan Kaya, kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak "Ergenekon operasyonunun güçler arası bir hesaplaşma olmaktan çıkartılıp gerçek bir demokrasi sürecine dönüşebilmesi için Fırat'ın öte yakasına geçmesi, gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanması ve faillerinin yargılanması gerektiğine inanıyoruz. Oysa davanın Fırat'ın öte yakasına uzanması engellenmektedir" dedi. Her ay gözaltında kaybettirilen bir insanın hikayesini kamuoyuna anlatacak ve onunla ilgili hazırladıkları dosyaların Ergenekon davasına dahil edilmesi için basın üzerinde savcılara ileteceklerini söyledi. 14 Nisan 1995'te Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Eşme köyünde gözaltına alınarak kaybettirilen Ali İhsan Dağlı'nın hikayesini anlatan Kaya, "Dağlı gözaltına alınırken görenler tanıklık yaptı. Hatta gözaltındayken çekilen fotoğrafları gazetelerde yayınlandı; ama İHD ve ailesinin girişimleri sonuçsuz kaldı. Devletin 'biz almadık, bizde yok' cevabı hiç değişmedi" diye kaydetti. Kaya, toplum vicdanında derin izler bırakan gözaltındaki kayıpların unutulmaması için bu davanın takipçisi olacaklarının altını çizdi. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.