Mayın tarlası Serhat bölgesi nasıl temizlenecek?
Mayın tarlası Serhat bölgesi nasıl temizlenecek?
1990'lı yıllarda bölgede çatışmaların en üst seviyeye çıkmasıyla askerlerin bölgenin birçok noktasına döşediği ve sayısı bilinmeyen mayın ve patlamamış askeri mühimmatlar nedeniyle bini aşkın yurttaş yaşamını yitirirken, binlercesi de yaralandı.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesine 30 kilometre uzakta bulunan Dostki bölgesindeki Bostancık (Gulort) köyünün üst kısmında bulunan ve Raman Tepesi olarak bilinen bölgede 25 Mayıs'ta meydana gelen patlamada yaşamını yitiren 14 yaşındaki Muğdat Uğur Çavmak ile Yüksekova ilçesine bağlı Yeşiltaş (Şitazin) köyündeki Yeşiltaş Karakolu çevresinde kuzularını otlatırken bulduğu patlayıcı maddenin elinde patlaması sonucu yaralanan İbrahim Kartal'ın (17) durumu, kamuoyunun gözlerini yine mayınlı alanlara ve askerlere ait olduğu belirtilen patlamamış mühimmatlara çevirdi.
Türkiye daha 2022 yılında mayın temizliği için rapor hazırlayacak!
Türkiye 4 Aralık 1997'de uluslararası imzaya açılan ve "Ottawa Sözleşmesi" olarak bilinen "Anti-Personel mayınların kullanımının, depolanmasının, üretiminin ve devredilmesinin yasaklanması ve bunların imhası ile ilgili sözleşmeye" 1 Mart 2004'te taraf oldu. Sözleşme, taraf devletlere stoklarındaki mayınları 4 yıl içinde imha etme, toprağa döşeli mayınlarını da en geç 10 yıl içinde temizleme yükümlülüğü getiriyor. Türkiye, toprağa döşeli mayınlarını temizlemek için ise henüz kapsamlı bir yol haritası hazırlamadı. Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi için 2009'da bir kanunu Meclis'ten geçiren AKP hükümeti, bu süre zarfında adım atmazken, Türkiye-Suriye sınırındaki mayın temizliğinde sorumlu bakanlık olan Milli Savunma Bakanlığı şu anda mayın temizliği yapacak şirketlerle görüşmelerin, ihale ve sözleşme hazırlıklarının devam ettiğini belirtiyor. Ancak sözleşmenin tanıdığı 10 yıllık sürenin Mart 2014'te dolacağı belirtilirken, ortada bir program olmadığı ortaya çıktı. Bu nedenle hükümet Cenevre'de düzenlenen Taraf Devletler Konferansı'nda 8 yıl ek süre talep ederek, mayınları Mart 2022'ye kadar temizlemek için ne yapacağına dair bir rapor sunacağını belirtti. Bir yandan geri çekilme süreci, diğer yanda hükümetin Ortadoğu politikaları düşünüldüğünde çelişkili bir tablo ortaya çıkıyor. Sivil toplum örgütleri ve insan hakları savunucuları gerçek bir barış için mayınlı arazilerin bir an önce temizlenmesi gerektiğini belirtirken, son dönemde yeni karakolların yapılması ve yeni korucu kadrolarının alınması mayınların temizliği önünde engel olacağı değerlendirmesine yol açıyor.
26 yılda bin 269 kişi mayın patlamasından yaşamını yitirdi
İçişleri Bakanlığı'nın Nisan 2009 verilerine göre, son 26 yılda bin 269 kişi mayın patlaması sonucu yaşamını yitirirken, 5 bin 91 kişi de yaralandı. Jandarma Genel Komutanlığı verileri de 2004 yılından itibaren mayınla ölümlerde artış yaşandığını gösteriyor. 1 Mart 2004 tarihinden Nisan 2009'a kadar geçen sürede, mayın patlamaları 254 kişinin canına mal olurken, 952 kişinin de yaralanmasına yol açtı.
46 kişiye 741 bin TL tazminat ödendi!
İçişleri Bakanlığı verilerine göre, mayın patlaması olayları ile ilgili 321 sivil yurttaş tarafından açılan davalardan bir kısmı sonuçlandı. Sonuçlanan davalarda 46 kişiye toplam 741 bin 949 TL tazminat ödendiği belirtildi. İnsan Hakları Derneği'nin Kasım 2002 tarihli raporuna göre ise Türkiye'de 1990 ve 2002 arasında 512 mayın patlaması sonucunda, toplam 838 kişi yaşamını yitirdi ve 937 kişi yaralandı. Aynı dönemde UXO (patlayıcı madde) nedeniyle gerçekleşen 146 olayda, 137 kişi yaşamını yitirdi ve 213 kişi yaralandı.
Mayınlarla katliam!
Yıllara göre mayın patlamalarıyla ilgili bazı rakamlar şöyle: "2001'de resmi verilere göre; 11 kişi öldü, 47 kişi yaralandı. İnsan Hakları Derneği'ne göre mayından 16 kişi öldü. 2002'de resmi verilere göre; 5 ölü, 16 yaralı; İHD'ye göre 8 asker ve 15 sivil öldü. 2003'te resmi verilere göre, 1 asker ölürken, İHD'ye göre 22 kişi yaşamını yitirdi. 3 Kasım 2003'te Şırnak'ta Patlamamış Mühimmat (PAM) patlamasında 4 çocuk yaşamını yitirirken, 7 kişi yaralandı. 2004'te Mayınsız Bir Türkiye Girişimi mayın ve PAM konusunda 168 kişinin etkilendiğini tespit etti. Buna göre; 35'i sivil, 16'sı çocuk 57 kişi yaşamını yitirirken, 72 sivil, 29'u çocuk 111 kişi yaralandı. 2005 yılında 62 mayın ve PAM olayı meydana geldi. Bu olaylarda 68 kişi yaşamını yitirdi, 152 kişi yaralandı. 2006 yılında, resmi kaynaklara göre mayın ve patlamamış mühimmat vakalarında 24 kişi hayatını kaybederken 131 kişi yaralandı. 2007 yılında; mayın ve patlamamış mühimmat vakalarında 53 kişi yaşamını yitirirken, 204 kişi yaralandı. 2002 ile 2009 yılları arasında en fazla ölümün gerçekleştiği yıl ise 71 kişinin yaşamını yitirdiği 2008 yılı oldu."
Serhat bölgesi mayın tarlası!
PKK'nin 15 Ağustos 1984 tarihinde silahlı mücadele hamlesiyle birlikte devletin, 1988 yılında sınır hattında bulunan başta Şırnak'ın Beytüşşebap, Hakkari'nin Çukurca, Şemdinli, Yüksekova ve Van'ın Başkale ilçelerine bağlı bölgelerde PKK'lilerin geçiş güzergahlarını mayınlama yaptığı belirtildi. 1990 yılında mayın alanlarının oluşturulması Serhat bölgesinin diğer alanlarına da yayılmaya başladı. Van'ın Gürpınar (Payizava), Çatak (Şax), Özalp (Qelqelî), Çaldıran (Payizaxa), Erciş (Erdîş), Muş merkez, Bulanık (Kop), Varto (Gimgim), Ağrı'nın Diyadin (Giyadîn), Tendürek Dağı etekleri, Ağrı Dağı etekleri, Iğdır, Kars'ın Kağızman (Qaqizman), Digor ilçelerine bağlı köy ve yaylalara mayın döşendi.
En çok patlamamış mühimmatların bulunduğu alan: Muş!
Muş merkeze bağlı mayınlı alanın Geliyêhişk ve Badinek bölgeleri olduğu belirtilirken, Şenyayla, Darbiye, Kozme dağı etekleri, Kızılağaç beldesine yakın Taşlı Tepe bölgesinde patlamayan mühimmatların en çok buluduğu bölgeler olduğu belirtildi. Kızılağaç beldesine yakın Taşlı tepe (Kêl) bölgesinde patlamayan mühimmatların infilak etmesi sonucu bir yurttaş yaşamını yitirirken, 6 yurttaş da yaralandı. Ayrıca Darbiye bölgesinde 2009 yılında patlamayan mühimmatlardan dolayı Sera Yavuz adlı 8 yaşındaki çocuk yaşamını yitirdi. Muş'un Bulanık ilçesine bağlı Bilican Dağı eteklerinde bulunan Yemişen (Piyong), Mollakent (Melekent), Uzgörür (Neynîk) beldeleri ile bunlara bağlı, Abdalbayazıt (Evdalbazîd), Günyurdu (Tirtop), Esenlik (Abiri) köyleri ve Hesengoran mezrası kırsal kesimlerde en çok askeri operasyonların yapıldığı yer ve patlamamış mühimmatların olduğu bölgeler olarak belirtiliyor. Yine Varto ilçesi sınırlarına yakın olan Kolibaba dağı ve civardaki Meşeiçi (Alikuleka), Köprüyolu (Betuli), Olurdere (Kopo), Karacaören (Qereceweran), Seçme (Niftik), Kaynarca (Bazka) köyü kırsalındaki Çapanîk Vadisi, Yeşildal (Çorsan) köyü kırsalı ve Kur Tepesi, Kox Tepesi alanı, Teknedüzü (Badan) köyü kırsalında bulunan Girê Boğa alanı, Kayalıdere (Xunav) kırsalı alanlarının da patlamamış mühimmatın en fazla bulunduğu bölgeler arasında geldiği belirtildi.
Patlayıcı mühimmatlardan en çok ölüm Hakkari'de!
1994 yılında çatışmaların yoğun yaşandığı Şemdinli'de, İran ve Irak sınırına TSK güçleri tarafından arazilere ve boşaltılmış yaylalara mayın döşendi. Özellikle sınır boylarına döşenen mayınlardan dolayı yurttaşlar belirli bölgelere giremiyor. Birçok bölgede halen sayıları çok olan mayınlar, yurttaşların kendi topraklarında serbest dolaşmasına engel oluyor. 30 yıldır devam eden çatışmalar ve mayınlardan dolayı kendi yaşadıkları topraklara giremeyen yurttaşlar, barış süreciyle birlikte çıktıkları yaylalara mayınlar yüzünden gidemiyor ve mayınlı bölgelerin temizlenmesini bekliyor. Birçok insanın hayatına veya sakat kalmasına neden olan mayınlar, hala temizlenmiş değil. Aynı zamanda Türkiye-İran sınır boylarında İran devleti tarafından döşenen birçok mayın da özellikle sınır ticareti yapan yurttaşların ticaretine engel oluyor. Yapılan araştırma sonucu, Şemdinli sınırları içerisinde bulunan ve İran-Irak devletinin sınırlarında bulunan ve Türkiye devleti tarafından 1994 yılında mayın döşenen bölgelerin isimleri şöyle: "Balıklı (Masiro) ve Üstünağaç (Şairte) arkasında bulunan Çimen dağı, Gevriya Merge Sevê, Geniş Tepe (Çîyayê Panê), İncesu (Serêrû) arkasında bulunan Bahar Yaylası (Bahrevaran), Çiyaye Nergez, Qelate, Rüzgârlı (Rubunus), Kelektepe (Kiloxê Girga), İran sınırın sıfır noktasında bulunan Mağaraönü (Şiqewtanê), Gewriya Tabîta, Alan (Helanê), Havt Kaniya, Çala Hirça, Kokça, Fele Jinê Ziniya, Tanyolu (Geleşim), Federal Kürdistan sınırında bulunan Xakûrkê ile İran sınırında bulunan Gena alanı, Çiyaye Qore, Mizgevtan bölgesi." Bu bölgelerin yanında İran sınırında İran devleti tarafından 1996 yıllarında İncesu (Sereru) arkasında bulunan Bahar Yaylası (Bahrevaran), Çiyaye Nergez, Qelate, Mağaraönü (Şiqewtane) Gewriya Tabîta, Alan (Helanê), Havt Kanîya, Çala Hirça, Kokça, Fele Jinê Ziniya, Tanyolu (Geleşim) bölgelerinin karşısında da mayınların bulunduğu öğrenildi.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesine 30 kilometre uzaklıkta bulunan Dostki bölgesi, Bostancık (Gulort) köyünün üst kısmında bulunan alan ve Raman Tepesi, Hakkari merkez ve Çukurca (Çelê) ilçesi arasında bulunan Ördekli (Kotranis) köyünde eski Ördekli karakolunun bulunduğu alanın tamamına mayın döşendiği öğrenildi. 1990 yılından bu yana Hakkari merkez ve ilçelerine bağlı alanlarda mayın ve patlamamış mühimmatların infilakında çoğunluğu çocuk olmak üzere 57 kişi yaşamını yitirirken, 86 kişi ise yaralandı.
'Personel değiştiği için mayın alanlarını bilmiyoruz!'
Ağrı Dağı'nın eteklerindeki Korhan Yaylası'nda çok sayıda mayın döşenirken, askerler tarafından döşendiği belirtilen mayınlara 2 ay önce nöbet tutan 2 askerin basması sonucu meydana gelen patlamada askerler yaşamlarını yitirdi. Mayınların askerler tarafından döşendiği kabul edilirken, aynı alanda çok sayıda yurttaşın arazideki mühimmatların patlaması sonucu yaralandığı kaydedildi. Hakkari'nin Çukurca ilçesi kırsalında 27 Mayıs 2009 tarihinde 7 asker daha önce yola döşenen mayının patlaması sonucu yaşamını yitirmesi ile ilgili başlatılan soruşturmada Hakkari Savcılığı ile Hakkari Alay Komutanlığı arasında yapılan yazışmada, askeri yetkililerin, "1990 yılından bu yana terörle mücadele kapsamında mayın uzman ekipleri tarafından döşenmiş, yıllarca mayın temizleme personellerin sürekli değişmesi sonucu mayın alanlarının tam olarak bilinmemesi..." demesi dikkat çekmişti.
Diğer yandan Kars-Ermenistan sınır bölgelerinde bulunan Akyaka, Şahnalar, Kars-Subatan, ve Digor-Halıkışlık bölgelerinde ve Ermenistan sınırına sıfır noktalarda yaşayan yurttaşlara mayınlı bölgelere girmemesi uyarılarında bulunan 14'ncü Mekanize Tugay Komutanlığı, bu bölgelerin kendileri tarafından mayınlandığı ve alanın tamamını bilmemekle beraber tel örgülerle işaretlediklerini teyit ettirdi. 14'ncü Mekanize Tugay Komutanlığı tarafından bölgedeki kahvehane, cami, okul, sağlık ocağı ve meydanlarda dağıttığı bildiride şu ifadelere yer verildi: "Kars il sınırları içerisinde 8'inci Hudut Tabur Komutanlığı (Şahnalar/Akyaka) ve 9'uncu Hudut Tabur Komutanlığı (Subatan/Kars) sorumluluğundaki bölgede hudut emniyeti ve iç güvenlik (Halıkışlak/Digor) maksadıyla döşenmiş mayın tarlaları bulunmaktadır. Mayınlı bölgeler dikenli tellerle emniyet altına alınmış ve işaretlenmiş olsa da bu alanların hakimiyeti tarafımızca tam olarak alınmamıştır. Bölge halkının zarar görmemesi maksadıyla; söz konusu Hudut Tabur Komutanlıkları ile koordine edilerek çevre yerleşim birimlerinde yaşayan sivil halka duyurulması ve bilgilendirmesi gerekmektedir."
Bölgedeki yurttaşlar ise, bu bilinmeyen ve insanların uğrak bölgelerinde bulunan mayınlı alanları kimin, nasıl ve ne şekilde temizleyeceğini ise merak ediyor. DİHA