Yüksekova Güncel

'MEDYADA DA HAKİM OLAN ERİL DİLDİR'

Güncel

Kardelen Kadın Evi Koordinatörü Mukaddes Alataş, Türkiye medyasında kadınlara cinsiyetçi bakış açısıyla yaklaşıldığını ve çoğu zaman kadının basmakalıp tiplerle cinsel bir obje olarak ele alındığını belirtti.

Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Kadın Aile Şube Müdürü Ayten Tekeş ise, Türkiye'deki eril zihniyetin, toplumsal bakış açısına sahip olması gereken basın üzerinde de hakim olmasının kadınlar açısından olumsuz bir durum olduğunu kaydetti.

Medyada kullanılan eril dil, kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olaylarını tahrik ettirici düzeyde. Kadın cinayetlerinin medya eli ile topluma adeta olağan bir durummuş gibi lanse edildiğini belirten kadın kurumları, cinayet ve şiddetin topluma kanıksatıldığını ifade ediyor. Medyada kullanılan eril dil ile mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan kadınlar, gerekli yasal düzenlemelerin de yapılmasını istiyor. Kadınların şiddet haberlerinde kışkırtıcı kişi olarak ele alındığını ve aynı zamanda mağdur olarak gösterildiğini belirten kadınlar, söz konusu yaklaşımların kadınlar için sorun yarattığını ifade ediyor.
'Kadın güçsüz ve çaresiz olarak işleniyor'

Kardelen Kadın Evi Koordinatörü Mukaddes Alataş, kadın sorunlarının temelinde medyanın çok önemli bir rolünün olduğunu vurgulayarak, "Medya toplumdaki güç ilişkilerini yansıtır. Ama aynı zamanda bunları yeniden üretir. Bu ürettiği güç ilişkilerinde daha çok kadına yönelik bir eşitsizliklik vardır" dedi. Medya çalışanlarından, haber sunuş biçimlerine kadar cinsiyetçi bir anlayışla hareket edildiğini kaydeden Alataş, kadınların güçlü kadın imgeleri ile değil de erkeği cezbeden söylemlerle işlendiğini ifade etti. "Cinsiyetçi bakış açısını reklamlarla, dizilerle kadın üzerinde kullanırlar. Bunların esas temeline bakıldığında eril zihniyet, eril sistem diyoruz. Sistem zihniyeti, zihniyet sistemi yaratıyor" diyen Alataş, söz konusu zihniyetin 5 bin yıllık bir tarihinin olduğunu ve bütün denge ve mekanizmaları elinde bulundurduğunu kaydetti. "Şiddette uğrayan zavallı kadın" söylemleri ile kadının güçsüz ve çaresiz kişi olarak işlendiğini vurgulayan Alataş, servis edilen haberlerin görsel boyutunda da kadın cesetlerinin veya şiddete maruz kalmış kadının kanlı ya da gözleri morarmış şekilde fotoğraflarının kullanıldığını ifade etti.

'Kadın kışkırtıcı, aynı zamanda mağdur olarak lanse ediliyor'

Alataş, Türkiye medyasında kadına yönelik bir eşitsizliğin olduğunu belirterek, "Kadınlara cinsiyetçi bakış açısıyla bakılıyor ve çoğu zaman kadın basmakalıp tiplerle cinsel bir obje olarak ele alınıyor" dedi. Servis edilen haberlerde kadının kışkırtıcı aynı zamanda mağdur olarak lanse edildiğini belirten Alataş, "Cinayeti işleyen erkek hiç bir şekilde deşifre edilmiyor. Medya eliyle kadınlara aslında 'Bak senin de sonun böyle olur' mesajı veriliyor" şeklinde konuştu. Alataş, "Kürt kadın hareketinin temelinde bu zihniyet ile savaşmak vardır. Her yerde medyanın kadını ele alış biçiminde yanlışlıkların olduğunu dile getiriyoruz. Bunun için de mücadele ederek, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz" dedi.

'Kadına yönelik şiddet magazinvari bir şekilde ele alınıyor'

Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesinde yer alan Kadın Aile Şube Müdürü Ayten Tekeş ise, ülkede kadın olmanın özelliklede Kürt kadını olmanın zorluklarını yaşadıklarını belirterek, bunun yanında eril zihniyetin, Türkiye'de toplumsal gerçekleri yansıtması ve toplumsal bakış açısına sahip olması gereken basın üzerinde de etkisinin olmasını kadınlar için artı bir sorun olarak değerlendirdi. Türkiye'de dezavantajlı olan kadının ikinci kez aynı duruma düştüğünü belirten Tekeş, medyanın kadına yönelik şiddet haberlerini magazinvari bir şekilde ele aldığını kaydetti. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin adeta kanıksandığına ve sıradanlaştığına dikkat çeken Tekeş, "Türkiye'de genel anlamda cinayet ve şiddet olağan bir hal aldı. Bu oldukça kaygı verici bir durum. İstatistiksel veriler de bunu doğruluyor" dedi. Taciz ve tecavüz olaylarında yüzde 200'e varan bir artışın görüldüğünü kaydeden Tekeş, bu sonucun daha da katlanarak arttığını söyledi. Tekeş, "Eril zihniyetin basına yansıması ve toplumun tamamına yayılmasında çok etkili olduğunu düşünüyoruz. Bunun mücadelesini vermemiz gerekiyor" dedi. Diha
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.