Roboskililer'den ikinci evleri olan mezarlıktan vicdanlara çağrı

 Köydeki ilköğretim, ortaokul ve lise öğrencilerinin tamamının Perşembe ve Cuma günleri okulu boykot etme kararı aldığını duyduğumuz Roboski ve Gülyazı'yı ziyaret eden Uludere İlçe Jandarma Komutanlığı ve Gülyazı Tugay Komutanlığı yetkililerinin, okullarda Galatasaray ve Fenerbahçe formaları dağıttığını görüyoruz. Öğrenciler, "Anmaya katılmamak için bize verdiklerini biliyoruz" diyor. Katliamdan sonra ilk defa Roboski'ye gelen Adem Ant'ın nişanlısı Garibe Ürek ve Nadir Alma'nın kardeşi Sinan Alma ise, katliam günü vicdanı olan herkesi Roboski'ye beklediklerini belirtti.

Şırnak'ın Uludere (Qilaban) ilçesi Roboski köyünde TSK savaş uçaklarının bombardımanı sonucu katledilen 34 yurttaşın birinci yıldönümünde katliamda yakınlarını kaybeden ve İstanbul'da yaşayan kimi aileler, Roboski'ye gelmeye başladı. Roboski'ye gelir gelmez ilk olarak mezarlığı ziyaret eden aileler, acılarının hala ilk günkü gibi taze olduğunu belirtiyor. Roboskili aileler, bir yandan katliam anmasının yıldönümü için hazırlıklar yaparken, diğer yandan anmanın sönük geçmesi için devlet bürokratlarının çabaları da göze çarpıyor. Roboski köyünün hemen girişinde yer alan Ortasu İlköğretim Okulu'ndan çıkan kız erkek bütün çocukların ellerindeki Galatasaray ve Fenerbahçe formalarının kim tarafından verildiğini çocuklara sorduğumuzda, Gülyazı Tugay Komutanlığı ve Uludere İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından kendilerine verildiğini belirtiyorlar. Daha hiçbir şey sormadan 12-13 yaşındaki öğrenciler, "Biliyoruz bu formaları bize katliamın anmasına gitmememiz için veriyorlar. Ama biz bu formaları giyerek gideceğiz. Çünkü o katliamda öldürülenler bizlerin arkadaşlarıydı. Kardeşleriydi" diyor. "Peki size formaları verirken, anmaya gitmeyin mi dediler" diye sorduğumuzda ise, "Hayır öyle söylemediler, ama bu niyetle verildiğini çok iyi biliyoruz" yanıtını veriyorlar. Bu bile Roboskili çocukların nasıl bir duyarlılıkla katliama yaklaştıklarını gözler önüne seriyor. Yine Gülyazı ve Roboski köyündeki yaklaşık bin ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisinin tamamının Perşembe ve Cuma günü okulu boykot etme kararı aldığını duyuyoruz. Askeri yetkililerin "okul boykotu yaşanmasın" diye okulu ve köyü ziyaret etmiş olabileceğini de öğreniyoruz.

Mezarlık ikinci ev

Roboski'ye gider gitmez ilk olarak ziyaret ettiğimiz mezarlıkta yanyana dizilmiş 34 kişinin siyah mermerlerle yapılmış çiçek, fotoğraflar ve kesk û sor û zer flamaları ile süslenmiş mezar taşları, katliam günü katır sırtlarında taşınan, yanyana yol kenarına battaniyelere sarılmış vaziyette dizilen yine romorka yüklenmiş cenazeleri hatırlatıyor. Ve bir film şeridi gibi katliamdan bugüne kadar yaşananlar akla geliyor. Mezarlığın yanı başında oturan Garibe Ürek, Sinan Alma ve Hikmet Alma'yı görüyoruz. Garibe ve Sinan katliamın yıldönümü için İstanbul'dan geldiklerini belirtiyor. Nişanlısı Adem Ant'ı ve kuzenlerini katliamda yitiren Garibe Ürek, cenaze töreninden sonra ilk defa Roboski'ye geldiğini belirtti. Katliamdan sonra yaşadığı psikolojik sorunlar üzerine biraz uzak durmak için İstanbul'a giden Ürek, burada da gece gündüz katliamla yatıp kalktığını belirtiyor. Mezarlık için "İkinci evime geldim" diyen Ürek, "8 senedir annem ve kardeşlerimle İstanbul'da yaşıyoruz oraya gittim ve katliam sonrası ilk defa buraya geliyorum. Bir senemiz kıyamet gibi geçti. Ölüden farkımız yok. İşkencedeydik, her gün acı çektik. Bu yaşıma geldim bu katliam kadar büyük bir acı yaşamadım. Bundan sonra da bu katliam acısı kadar büyük bir acı göreceğimi sanmıyorum. Bir senedir her gün öldük. Her haberle ölüyoruz. Her hükümetin açıklaması sonrası on defa ölüyoruz. Her gün acımız daha da derinleşiyor. Bu katliamı gerçekleştirenlerin elini kolunu sallaya sallaya dolaştıklarını düşününce daha büyük acı çekiyoruz" dedi.

'Başbakan daha fazla acı çekmemiz için…'

Hiçbir şekilde bu katliamın peşini bırakmayacaklarını söyleyen Ürek, "Nişanlım Adem'in 12 nüfusları vardı. Nişanlandıktan sonra yeni bir ev yapmıştı. Beyaz eşyalarını almıştı ve annesinin evindeydi. Bütün çehizlerim hazırdı. Hepsi kaldı, çehizimin bir kısmını abime bir kısmını da ablama verdim. Görüp, her gün acı çekmemek için onlara verdim" diye belirtti. Başbakan Erdoğan'ın "Sivil değillerdi" şeklindeki açıklamasına tepki gösteren Ürek, "Başbakan bizlerin daha fazla acı çekmemesi için bu tür konuşmaları yapıyor. Aslında bu kadar büyük bir tepki ile karşılaşacaklarını düşünmüyorlardı. Bunun planlı olduğunu biliyoruz. Gerek katliam öncesi yapılan açıklamalar gerek sonradan açığa çıkanlarla bunun planlı olduğu ortaya çıktı. Madem bunlar sivil değil bunu bize kanıtlasınlar. 34 insanı göz göre göre katlettiler. Onların Ahmet mi Mehmet mi olduğunu bilemeyiz diyorlardı. Eğer bilmiyorsanız niye o koltukları işgal ediyorlar. Zaten gece gündüz bu acıyla kıvranıyoruz. Her gün de Erdoğan'ın, hükümet yetkililerin açıklamaları bizi öldürüyor" diye konuştu.

'Köyde herkes her şeyin farkında'

Hükümet yetkililerinin yaptıkları açıklamaların tamamının çelişkili olduğunu söyleyen Ürek, "Önce kaza dediler, sonra aralarında 'terörist vardı' dediler şimdi de 'sivil değiller' diyorlar. Bu bile yaklaşımlarını gözler önüne seriyor. Bizim köyü tecrit altına almışlar artık hiç kimse köyden çıkamıyor" diye konuştu. Köyde 7'den 70'e herkesin herşeyin farkında olduğunu vurgulayan Ürek, "Çocukların bile herşeyin farkına vardıklarını belirtti. Vicdanı olan herkesi buraya davet ediyoruz. Dün İstanbul'dan geldik. Her yerde askeri noktaların kurulduğunu gördük. Biliyoruz bunu engellemeye çalışacaklar ama herkesin buraya gelmesini istiyoruz. Hiçir şey bizim anmamızı yapmamızı engelleyemez. Hükümet sadece kendisini kandırsın. Bu acının hesabını soracağız. Hiçbir katliam bir ömür boyu faili meçhul kalamaz. Roboski'nin son katliam olmasını istiyoruz. Türk, Kürt, Arap, Çerkez Alevi Sünni demiyoruz. Vicdanlı olan herkesi çağırıyoruz" diye konuştu..

Hala nişanlısının yüzüğünü parmağında taşıyan Ürek, bir yıldır tek bir gün yüzüğü parmağından çıkarmadığını belirterek, katliamın failleri açığa çıkana kadar da çıkarmayı düşünmediğini ifade etti. "Bu yüzüğü çıkardığımda sanki beni öldürüyorlar gibi oluyorum" dedi. 10 yaşında bir kardeşi olduğunu söyleyen Ürek, "Onu askere göndermeyeceğim. Askere gidenleri de orada nasıl öldürdüklerini görüyoruz" diye konuştu.

'Katil devlet başka bir şey yok'

Nadir Alma'nın kardeşi Sinan Alma da dün İstanbul'dan geldiklerini belirterek, "İstanbuldaydık ama aklımız fikrimiz buradaydı. Ne yaparlarsa yapsınlar yılmayacağız. Onları yaşatmak için yaşayacağız. Failler belli. Hangi pilot kendi başına gidip orayı bombalayabilir ki, o uçağın pilotundan başlayabilirler. Kimi arıyorlar neyi soruyorlar? Katil devlet başka birşey yok. Ama biz bunların daha çok açığa çıkarmak için elimizden geleni yapacağız. Ne Nadirler gitti ne Şervanlar gitti ne Yükseller gitti. Biz yılmadık, yılmayacağız. Nerede ne yapmamız gerekirse yapacağız" diye konuştu.

'Bir yıldır her türlü kirli oyunu oynadılar'

Yetkililerin yaptığı bütün açıklamaları takip ettiklerini belirten Alma, "Onların her konuşması bizi incitiyor. Daha doğru olan bir söz ağızlarından çıkmış değil. Hangi birisinin beni yaraladığını söyleyelim ki. Tertemiz gençleri 'terörist eşkıya' diye gösterdiklerini mi söyleyeyim silahla yakaladıklarını mı örnek göstereyim. Yalan bir siyaset yürütülüyor. Kendilerini nasıl temize çıkaracaklarının hesabını yapıyorlar ve herşeyi yapıyorlar. Bir yıldır her türlü kirli oyunu oynadılar, köylüleri, şehit ailelerini susturmak için herşeyi yapıyorlar. Sizin gördüğünüz gibi bugün çocukları bu törene gelmemesi için bir forma ile kandırmaya çalışıyorlar. Bir devlet için ne kadar büyük bir utanç. Benim kardeşimi katleden bir Cumhurbaşkanı'nı Cumhurbaşkanım Başbakan'ı Başbakanım olarak görmüyorum. İki kardeşim katliam zamanında askerdeydi. Kardeşlerine katkısı olsun diye kaçakçılığa gitti. Burada geçim kaynağı budur. Abim gidiyorken, asker tarafından vuruluyor. Böyle bir devletin kimliğini taşıdığım için utanıyorum. Zorunlu olduğu için taşıyorum, yoksa o kimliği ezerim" diye konuştu.

Alma, son olarak herkesi Roboski'ye beklediklerini sözlerine ekledi. / Diha