Yüksekova Güncel

'Sizi ikinci Halepçe bekliyor'

Güncel

Qamişlo Katliamı üzerinden 9 yıl geçti. Kürt kentlerinin tamamına yayılan, 10 gün süren ve 30 kişinin yaşamını yitirmesine, yüzlerce kişinin tutuklanmasına neden olan katliam, Kürtleri bir araya getirdi.

 Halkın öncülüğünde gelişen serhildan Kürtleri bir araya getirdi ve devlet politikalarının geri tepmesine yol açtı. Halkın o günlerde attığı "Kürdistan tek parçadır, Qamişlo Halepçe'dir" sloganları ise bugün Kürtler arasında oluşturulan birlikteliğin tohumlarını atmış oldu.

Türkiye, İran, Irak ve Suriye'de bölünmüş olarak yaşayan 40 milyon civarındaki Kürt nüfus arasında bugüne kadar en az dikkat çekeni Suriye Kürtleriydi. 22 milyonluk Suriye'de 3 milyon civarında olan ve nüfusun yüzde 15'lik kesimini oluşturan ve ağırlıklı olarak Türkiye ile sınır olan bölgelerde yaşayan Kürtlere karşı, Baas rejimi tarafından dönem dönem katliam girişimlerinde bulunuldu. 13 Kasım 1960'da ilkokul öğrencisi yaklaşık 300 çocuğun bir Mısır korku filmi olan "Geceyarısı Hayaleti"ni izlediği Amûde şehrindeki Amudê Sineması'nda çıkarılan yangında katledilmesi, yine 23-24 Mart 1993 tarihinde Haseki Cezaevi'nde çoğunluğu Kürt siyasetçisi olan 65 Kürdün bir odaya alınarak diri diri yakılması her ne kadar "kaza" olarak kayıtlara geçirilmek istense de bunun sistematik bir katliam girişimi olduğu savlarını güçlendirici çok sayıda gelişme yaşandı. Bunun en önemli ve en somut örneği ise 12 Mart 2004 yılında Qamişlo'da kendisini bir kez daha gösterdi. 

Qamişlo'da 12 Mart 2004'te başlayan ve 21 Mart'ta sona eren, 30 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce kişinin tutuklandığı olayların üzerinden 9 yıl geçti. Katliamın tanık ve mağdurlarının anlatımlarında bu olayların arkasında büyük bir provokasyonun ve Kürtlere yönelik kapsamlı planların olduğu ortaya çıkmıştı. Qamişlo'da bir futbol karşılaşmasında başlayan ve Arap-Kürt çatışmasına dönüşen olaylar, Suriye ve Kürt ilişkileri tarihinde bir ilk olması nedeniyle çokça tartışılmış, gerek olayları planlayanlar, gerekse olaylar esnasında yaşananlar da kamuoyuna doğru ve objektif olarak yansıtılmamıştı. Ancak bu katliam provaları Suriye'deki Kürt çevrelerin tamamının birliğini oluşturması ile boşa çıkarılmış ve bugün Suriye'de Kürtlerin statülerine doğru yol almasının tohumlarının atılmasını da beraberinde getirmişti. 

Peki katliam nasıl gelişti. 11 Mart'ta Cihad isimli Kürt futbol takımı ve Arapların Fituve (gençlik) takımı arasında yapılacak maçı izlemek için Derika Hemko, Tirbespi, Sarê Kaniyê, Amudê kentlerinden gelen yüzlerce Kürt, Qamişlo'daki Kürtlerle birlikte Belediye Stadyumu'nda yerlerini aldı. Ancak Kürt taraftarların üstleri didik didik aranırken, Arap taraftarlar ise bıçak ve silahlarla stadyuma girdi. Bu maçtan kısa bir süre öncesinde Kürt takımının en iyi oyuncusunun da içinde bulunduğu 5 futbolcunun şaibeli bir kaza sonucu ölmüş olması, halk içinde "Kürt takımının kaybetmesine dönük bir oyun" olarak değerlendirildi. Kürt taraftarlar stadyuma girerken polis tarafından tek tek arandı ve radyoları dahi içeri sokulmadı. Suriye'de milliyetçi Arapların yaşadığı Dêrezor'dan gelen taraftarların "Sizi ikinci Halepçe bekliyor" gibi sloganlar atması ve Saddam posterleri açması üzerine bir anda gerginlik yaşandı. Polis de aradan çekilince ellerinde kesici alet ve silahlar bulunduran Arap taraftarlar Kürtlere saldırıda bulundu. 

'Sizi ikinci Halepçe bekliyor'

Kürt kenti Qamişlo'da gerçekleşen maça dışarıdan gelen Arap taraftarların kente ve stadyuma girerken attığı sloganlar da oldukça ilginçti. "Yaşasın Saddam'', ''Kahrolsun Kürt liderler'', ''Sizi ikinci Halepçe bekliyor'' gibi sloganlar atan Dêrezorlu taraftarlar Saddam'ın posterini açtı. Atılan provokatif sloganlar maç öncesinde gençler arasında karşılıklı laf atmalara yol açtı. Maç öncesindeki sözlü atışmalar maç başlar başlamaz Arap taraftarların Kürtlere fiziki saldırılarına dönüştü. Başlangıçta her iki grubun arasında bariyer oluşturan polisler, saldırılar başlar başlamaz aradan çekildi ve Arap taraftarlar yanlarında getirdikleri silah, bıçak, kesici aletler ve taşlarla Kürtlere saldırdı.

Polis kapıları kapattı

Polisin hiçbir müdahalede bulunmadan izlediği olaylar sırasında kendini korumak için dışarı çıkmak isteyenler ise yine polisin demir kapıları kilitlemesi sonucunda içeride kaldı. Olaylar sırasında Arap taraftarlar arasında kalmış olan Kürtlerden bazıları tanık oldukları konuşmalardan saldırganların birbirlerine ''Öldürebileceğiniz kadar Kürt öldürün, maç sırasındaki kavgada oldu denilerek ceza almayacaksınız'' dediklerini ifade etti. Olayların sürdüğü ve büyük bir kargaşanın yaşandığı sırada, Suriye radyosu stadyumda olayların çıktığını ve üç çocuğun yaşamını yitirdiğini, ailelerin gelip çocuklarına sahip çıkması yönünde bir anons yaptı. Bunu duyan Kürt aileleri stadyuma akın ettiler ve yakınlarının akıbetini öğrenmeye çalıştı. Stadyumun kapıları kapalı olduğundan içeri giremeyen halk kapıları kırarak içeridekilerin dışarı çıkmasını sağladı.

Asker halka ateş açtı

Stadyumdakilerin dışarı çıkmaya başladığı saatlerde, olayların yaşandığı gün stadyuma yakın yerde konuşlanmış askeri birlikler, halkın üzerine ateş açtı. Görgü tanıkları, halkın üzerine silahla ateş açanlar arasında Haseki Milletvekili ve bölgenin askeri komutanının da bulunduğunu belirtti. Yoğun ateş altında sahadan yaralıları ve çocukları kurtarmaya çalışan Qamişlo doğumlu Ahmet Halil Muhammed (24) olaylarda yaşamın yitiren ilk kişi oldu. Garipliklerle dolu olan katliam sırasında Suriye radyosunun anonsunda olaylar sırasında öldüğü söylenen üç çocuğa rastlanmadı. Akşam saatlerine kadar süren olaylarda açılan ateş sonucunda 8 kişinin yaşamını yitirdiği, onlarca kişinin de yaralandığı netleşti. Ölen ve yararlananların hepsi Kürt taraftarlardı. Araplar taraftarlar askeri birliklerin güvenlik koridoru arasında stattan çıkarılırken, Kürtler ölüleri ve yaralıları ile baş başa bırakıldı.

Serhildana halk öncülük etti

Ertesi gün hem Suriye basınında hem de genel Arap basınında olaylar bir maç sırasında yaşanan sıradan bir kavga olarak yansıtıldı, ancak ölen 8 Kürt'ten hiç bahsedilmedi. 12 Mart günü Qamişlo kentinin kuzeyinden ve güneyinden cenazeleri kaldırmak üzere toplanan kitle, kent merkezine doğru harekete geçti. Cenazelerini kaldırmak isteyen aileler ve bu olaya karşı tepkilerini ortaya koymak için protesto yürüyüşüne geçen Kürtler, ellerinde bayraklar, posterlerle yürüdü. Halkın cenazelerine sahip çıkmasıyla başlayan serhîldan Suriye'deki bütün Kürt örgütlerini de bir araya getirdi. Ölen 8 kişi "Kürdistan şehidi" ilan edildi ve tabutları sarı kırmızı yeşil renklere büründürülerek omuzlarda taşındı.

Yaralılar hastaneler alınmadı

Qamişlo kentinin kuzeyinden ve güneyinden yürümeye başlayan kitleye, şehir merkezine ulaştığında askerler tarafından müdahalede bulunuldu. Başka şehirlerden de destek güç alan özel taburlar, panzerler, biber gazları ve tazyikli su ile kitleyi dağıtmak istedi. Dağılmamakta ısrar eden kitlenin üzerine ateş açıldı. Açılan ateş sonucu da yaşamını yitirenler ve yararlananlar oldu. Bu olaylar sırasında kaç kişinin öldüğü konusunda hala da net rakamlar bulunmuyor. Olaylarda yaralanan birçok kişinin devlet güçlerince hastaneye ulaşmasının engellendiği ve devlet hastanelerinde "yer yok" denilerek kabul edilmediğini söyleyen yaralı yakınları, insan hakları kuruluşlarına başvurdu. Hastaneye kaldırılanlardan da kaç kişinin yaşamını yitirdiği hala bilinmiyor. Ermeni Mahallesi'nin yakınlarında yaşanan bu olaylarda, kadın ve çocukları evlerine alan Ermeniler daha büyük bir katliamı önledi.

Görüntü ve fotoğraflara el konuldu

Aynı gün saat 14.00'te yoğun müdahaleye rağmen gösterilerde kararlı olan Kürtler "Şehîd namirin", "Bijî Serok Apo" sloganları ile cenazelerini toprağa verdi. Şehrin her yerinde süren çatışmalarda hastanelere kabul edilmeyen yaralıları Kürt doktorlar tedavi etti. Yaralıları hastanelere taşımak isteyen birçok şoför de devlet görevlileri tarafından tutuklandı. Yaralıların durumunu öğrenmek isteyen insan hakları örgütlerinin kameraları kırılarak, çektikleri resimler ve kasetlere el konuldu. Olayların dışarıya yansımasını önlenmek için basın kuruluşları engellenip, çekilen her türlü görüntü ve fotoğrafa el konularak, yayınlanması engellendi. Tam anlamıyla can pazarının yaşandığı günün akşamında, cenazeler gömülmüş ancak sayıları bilinmeyen yeni ölüler ve yaralılar olmuştu. Olaylar sırasında devletin tutumunu protesto eden gençleri ağırlıkta olduğu Kürt gruplar devlete ait kurumları hedef almaya başladı ve birçok kamu binası tahrip edilerek ateşe verildi.

Olaylar tüm Kürt yerleşim yerlerine yayıldı

Qamişlo serhildanı ardından Arap ve Kürt halklarının ortak yaşadığı bölgelerde Kürtlerin Araplara saldıracağı yönünde haberler yayılmaya başladı. Kürtlerin gerçekleştirdiği hiçbir saldırı olmamasına rağmen bu propagandanın etkisiyle Kürt şehirlerindeki Araplar göç etmeye başladı. Qamişlo'da başlayan olaylar 13 Mart'ta diğer Kürt kentleri Amude, Serikani, Tirbespiye, Derik, Dirbesiye'ye yayıldı. Derik ve Amude'de halkın üzerine ateş açılması sonucu ölenler oldu. Qamişlo'dan Afrin'e tüm Kürt kentlerinde süren olaylar 10 gün boyunca devam etti.

Kürtlerin dükkânları talan edildi

Birçok yerde Kürtlere ait dükkânlar talan edildi, evlere saldırılar düzenlendi. 15 Mart günü milliyetçi Araplardan oluşan bin kişilik bir grup evleri kurşunlamaya başladı. Olay sırasında amcasının oğlunun evine misafirliğe gitmiş olan 46 yaşındaki Nuri Mahmud Paşa saldırılara karşı kendisini ve ailesini silahı ile korumaya çalışırken bacağından yaralanarak, gözaltına alınarak, hastaneye götürüldü. Paşa'nın hastaneye götürüldüğünü haber alan Arap gruplar hastaneye saldırarak polisin gözleri önünde Nuri Mahmut Paşa'yı öldürdü. Polis saldırgan gruptan hiç kimseyi tutuklamadı. Haseki'de, Qamişlo'da da Kürtlere ait birçok dükkân Araplar tarafından talan edildi.

İşkencede onlarca kişi öldü

Kürt mahallerinin ablukaya alındığı olaylar sırasında gece geç saatlerde evleri basılarak yüzlerce Kürt gözaltına alındı. Karakollarda işkence gören Kürtlerin birçoğu tutuklandı. İnsan hakları örgütlerinin araştırmasına göre onlarca Kürt işkencede yaşamını yitirdi. Ölenlerin birçoğunun akıbeti ve kimliği tam olarak açığa çıkmadı. Gösteriler sırasında ölenlerden daha çok kişinin işkencede öldüğü görgü tanıkları tarafından belirtilirken, işkence ölümde ismi tek belli olan ise Derik'li Kürt kadını Nazlıye Keçel. 12 Mart'ta yaşanan olaylar gerekçe gösterilerek gözaltına alınan Keçel, karakolda gördüğü işkence sonucu yaşamını yitirdi. Olaylar sırasında Suriye ordusunda görev yapan Kürt askerler de hedef seçildi. Katliamın ardında kinlenerek, başkaldıracaklarından korkulan onlarca Kürt asker 'intihar' yada 'kaza' denilerek öldürüldü.

Öldürülen ana-oğul

Qamişlo'da yaşananların 5. günü yani 16 Mart 2004'te Halepçe katliamının yıldönümüydü ve Suriye'deki Kürtler, birçok yerde anma yürüyüşleri yaptı. Halep kentinde ise Kürtler caddede saygı duruşundayken askerlerin ateş açması sonucu başından aldığı kurşunla önce oğul 15 yaşındaki Ari Fevzi, ardından ise 41 yaşındaki anne Feride Ahmed kalbine isabet eden kurşunlarla yaşamını yitirdi. Saygı duruşunda bulunanların birçoğu da tutuklandı. Yine Halepçe katliamını protesto eden üniversiteli Kürt öğrenciler de tutuklandı ve Şam, Latke, Humus'ta birçok üniversite öğrencisi aynı sebeple okullarından atıldı.

Birliğin tohumu 'Kürdistan tek parçadır Qamişlo Halepçe'dir' sloganıyla atıldı

Tüm Kürt kentlerine yayılan serhildan Kürtleri bir araya getirdi ve devlet politikalarının geri tepmesine yol açtı. Halkın o günlerde attığı "Kürdistan tek parçadır, Qamişlo Halepçe'dir" sloganları ise bugün Kürtler arasında oluşturulan birlikteliğin tohumlarını atmış oldu.

2004'ten 2013'e birlik serüveni

12 Mart 2004 serhildanlarından sonra Esed güçleri Kürtlerin yaşadığı kentlerde varlığını daha fazla hissettirmeye başladı. Neredeyse köylere kadar askeri güçler ve birlikler gönderilmeye başlandı. Kürtler üzerindeki baskı arttıkça örgütlülük gizli de olsa aynı oranda artmaya başladı. Mart 2011'de Suriye'de olaylar başladığında da uzun süredir hazırlıklar yapan Kürtler, demokratik özerk bir yapı kurma çalışmalarını açık açık sürdürmeye başladı. Böylece Kürtler kendi okullarını açtı, halk meclislerini kurdu ve kendilerini korumak için savunma komiteleri oluşturdu. Kürtler, ayrıca 2004'te attıkları birlik tohumunun ürününü de biçmeye başladı. En büyük siyasi güç olan Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) içinde bulunduğu Batı Kürdistan Halk Meclisi ile Suriye Kürt Ulusal Meclisi arasında 11 Temmuz 2012'de yapılan anlaşma ile Kürt partileri güçlerini birleştirme kararı aldı. Ülkeyi istikrarsızlaştıracak tüm faaliyetler ve şiddet olaylarını mahkum eden her iki Meclis, Baas rejiminin barışçıl yöntemlerle yıkılmasını istediğini beyan etti. Daha sonra ise Desteya Bilind a Kurd (Kürt Yüksek Konseyi) kuruluşunu ilan etti. Konsey bünyesinde yer alan Kürt siyasal parti ve örgütler "Kürtlerin halk olarak tanınması, anayasada bunun tanımlanmasını ve haklarının güvenceye alınmasını" Kürtlerin kırmızı çizgisi olarak tanımladı. Bu nedenle halk da 29 Temmuz akşamı yapılan gösterilere yoğun bir katılım gösterdi. Bir milyonu aşkın yurttaşın katıldığı eylemlerde "Konsey benim temsilcimdir" mesajı verilerek birlik desteklendi. Rojava'nın Qamişlo dışındaki bütün kentlerinde yönetimi eline alan Kürtler, yerleşim yerlerinde asayiş güçleri kırsal alanlar ve sınır boylarında ise Yekineyên Parastina Gel (YPG) ile de askeri güçlerini oluşturarak emin adımlarla devrim sürecini tamamlamaya çalışıyor. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.