Türkiye'nin başka bölgelerini barışa ikna etmek gerek'
Türkiye'nin başka bölgelerini barışa ikna etmek gerek'
"Akil İnsanlar Komisyonu"nu değerlendiren Gazeteci-yazar Cengiz Çandar, "İsim tamam Akil İnsanlar. Ama bizim dünyadaki çeşitli örneklerden öğrendiğimiz, bildiğimiz anlamdaki Akil İnsanlar fonksiyonu, işlevi Türkiye'deki komisyona verilen gibi değil. İsimle fonksiyonu ayırt ederek, düşünmemiz lazım" dedi. Çandar, "Diyarbakır ve çevresinin, Türkiye'nin Kürt bölgelerinin barışa ikna olmak için panele, sempozyuma falan ihtiyacı yok. Bölge halkı zaten bunu aylardır, yıllardır yapıyor" dedi.
'İsim ile fonksiyonu ayırt etmek gerek'
Komisyon henüz oluşum aşamasındayken komisyonun alacağı isim konusunda birçok problem yaşandığını hatırlatan Çandar, "İsim tamam 'Akil insanlar' diye, ama bizim dünyadaki çeşitli örneklerden öğrendiğimiz, bildiğimiz anlamdaki Akil İnsanlar fonksiyonu, işlevi Türkiye'deki komisyona verilen gibi değil. İsimle fonksiyonu ayırt ederek düşünmemiz lazım. Komisyonun rolünde bizim anlayabileceğimiz tek ölçü şu; Başbakan görev tanımını genel tabirlerle yaptı, 'Türkiye'nin 7 bölgesinde belli isimler görevli olacak ve paneller, konferans ve çeşitli sempozyumlarla süreci anlatacaklar' dedi. Ve ardından bizlere yaptıkları çalışmalar hakkında rapor verilecek dedi. Başbakan kendisi ile birlikte yapılan ilk toplantıdan sonra 'ne yapacakları, ne zaman yapacakları ve nasıl yapacakları konusunda tamamen serbesttirler kendileri yapacaktır' dedi. Burada karışık bir görev tanımı var" diye konuştu.
'Türkiye'nin başka bölgelerini barışa ikna etmek gerek'
Komisyonun, Türkiye'nin 7 bölgesinde konferans, sempozyum, panel düzenleyeceğini ve bunların neticesinde Başbakan'a rapor sunacağını belirten Çandar, "Şimdi bu görevi başarabilirler mi, başarabilirler. Özellikle Diyarbakır'ın merkezi olduğu bölge açısından bir sorun yok. Yıllardır burada haftada en az 5-6 sempozyum panel yapılıyor, barış ve çözüm yolu konusunda. Tekrar altını çizerek söylüyorum. Diyarbakır ve çevresinin, Türkiye'nin Kürt bölgelerinin sürece destek vermek için veya barışı anlamak, talep etmek, barışa ikna olmak için panele, sempozyuma falan ihtiyacı yok. Bölge halkı zaten bunu aylardır yıllardır yapıyor. Bunların toplamında çıkarabileceğimiz sonuç; hükümetin taraf olduğu bir sürecin hükümet tarafından bizzat Başbakan tarafından seçilen isimlerle kamuoyuna anlatılıyor olması. Peki başarabilirler mi, başarırlar, anlatırlar" değerlendirmesini yaptı.
'Öcalan'ın mektuplara cevabı geri çekilmeyi netleştirir'
Gündemde olan "geri çekilme" sürecini de değerlendiren Çandar, şunları ifade etti: "Şu anda bir geri çekilme sürecinden bahsediliyor. Geri çekilmenin nasıl olup olmayacağı konusunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Çünkü Abdullah Öcalan'ın bu konudaki değerlendirmesini içeren mektuplarının Kandil ve Avrupa'ya intikal ettiği bilgisi duyuruldu. Oradan gelecek cevaplara ilişkin Abdullah Öcalan'ın cevabı ne olacak bilmiyoruz. Onlar netleştiği zaman bu sorunun cevabı daha kolaylaşır. Önemli olan bu süreci devam ettirecek başarıya doğru yönlendirecek adımlardır." DİHA