Yüksekova Güncel

'Umudumuz kırılıyor...'

Güncel

Siverek ilçesinde korucuların denetimindeki Ayvanat bahçelerinde yapılan kazıda çıkan insan kemikleri, 1990'lı yıllarda yakınları kaybedilen aileleri umutlandırsa da, kayıp yakınları devletin bu güne kadarki tutumunun umutlarını kırdığını ifade ediyor.

1993 yılında asker, polis ve korucular tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Taşkaya'ın kardeşi Aziz Taşkaya, "Bu cinayetlere ilişkin devlet Fırat'ın bu tarafında hiçbir çalışma yürütmedi. Bu yüzden umudumuz kırılıyor" dedi.

Urfa'nın Siverek ilçesinde 1990'lı yıllarda korucuların hakim olduğu Ayvanat bahçeleri bölgesinde 4 Eylül'de yaklaşık 30 insana ait kemiklerin bulunması, aynı yıllarda gözaltına alınıp kaybedilen yurttaşların ailelerinin gözlerini, Cumhuriyet Savcılığı'ndan çıkacak sonuca çevirdi. 1990'lı yıllarda aralarında kaybedilen gazeteci Nazım Babaoğlu, Ahmet Kalpar, Faik Kevci, Hüseyin Taşkaya ve Şefik Geçgel'in de bulunduğu 12 yurttaşa ait müracaatın bulunduğunu söyleyen İHD Urfa Şube Başkanı Cemal Babaoğlu, bulunan kemiklerin taze olduğunu ve kemiklerin söz konusu yıllara ait olduğu kanaatinde olduklarını belirtti. Katledilenlerden birisi olan Hüseyin Taşkaya'nın kardeşi Aziz Taşkaya, kemiklerin çıkmasının kendilerini umutlandırdığını, ancak devletin Fırat'ın ötesindeki cinayetlere ilişkin tavrının umutlarını kırdığını söyledi. Taşkaya, kendilerince faillerin belli olduğunu, önceden emniyet ve ilgili yerlerde ifade verdiklerini, istenirse kan örneği ve ifade verebileceklerini dile getirdi.

'Polis, korucu, asker birlikte aldı'

Ağabeyinin 6 Aralık 1993 tarihinde Siverek'in Bağlar Mahallesi'nde asker, korucu ve polislerden oluşan yaklaşık 15 araçlık bir ekip tarafından gözaltına alındığını söyleyen Taşkaya, "Mahalleyi ablukaya almışlardı. Amcamın kızı Xatun Taşkaya sabah gözaltına alınmıştı. Ağabeyimi de o çerçevede gözaltına aldıklarını söylemişler. Ağabeyim, 'Beni bırakmayın götürüp öldürecekler' diye feryat etmiş. Oradaki amcamın kızı Zeliha engel olmaya çalışmış. Zeliha'nın kolunu kırıp, ağabeyimi almışlar. Ağabeyimin kayınvalidesini de 'annemiz' diye almak istemişler. Ağabeyim annemiz değil, amcamızın eşi ve kayınvalidesi olduğunu söyleyerek alınmasını engellemiş" diyerek, ağabeyinin kaçırılma hikayesini anlattı. 

'Polis müdürü: Git ağabeyini Sedat Bucak'a sor'

Olayın yaşandığı günün gecesi amcasının kızı Xatun Taşkaya ve korucular Kemal ve Mustafa Üzeyiroğlu ile Hüsê Fato'nun da içinde bulunduğu aracın Hilvan yakınlarında trafik kazası yaptığını ve Xatun Taşkaya, Kemal Üzeyiroğlu ile Hüsê Fato'nun yaşamını yitirdiğini, Mustafa Üzeyiroğlu'nun ise ağır yaralandığını öğrendiklerini söyleyen Taşkaya, "Xatun aracı TIR'ın altına sokmuş ve korucuları öldürmüş. 9 gün biz Siverek'e gidemedik. Sonra emniyete giderek ağabeyimi sordum. Kemal isimli emniyet müdürü, 'Git ağabeyini Sedat Bucak'tan sor' dedi. Sedat Bucak'a gittim, 'Biz aldık ama emniyete teslim ettik' dedi. Tekrar emniyete gittim. Kemal müdür, 'Akıbetinin ağabeyin gibi olmasını istemiyorsan Siverek'i terk et' dedi. Tüm aile olarak İstanbul'a göçtük ve 20 yıldır da tüm aramalarımız sonuçsuz kaldı. Bildiklerimizi tüm yetkililere anlattık; ancak sonuç yok" dedi.

'Bizce failler belli'

Olayın faillerinin kendilerince belli olduğunu söyleyen Taşkaya, korucu bölgesinde çıkan kemiklere ilişkin ise şunları dile getirdi: "Devlet 'faili meçhul' diyor. Çıkan kemikler bizi kısmen umutlandırdı. Biz DNA testi için kan ve ifade vermeye hazırız. Bu cinayetlere ilişkin devlet Fırat'ın bu tarafında hiçbir çalışma yürütmedi. Bu yüzden umudumuz kırılıyor. Çıkan kemiklerin fotoğrafı bana göre de 15-20 yıllık kemikler kanısı uyandırdı. Özelikle kemiklerin üstüne konan kocaman taş, bir katliamın eseri olduklarını kanıtlıyor. Devlet bu olayın üzerine giderse bizce belli olan failler ortaya çıkar. Biz ne gerekiyorsa yapmaya hazırız."

'Bir daha dönmedi' 

Ağabeyi Hüseyin Taşkaya'nın evinden alındığı 101 yaşındaki Kudret Taşkaya ise, hatırlamakta zorluk çektiği olayı "Hüseyin damadım, eşimin yeğeni idi. Çok cesur, insan güzeliydi. Fedakar, saygılı idi. Geldiler ellerini bağladılar götürdüler. Onu götürenlerin cenazesi geldi, Hüseyin yok. Zorla götürdüler, amcasının kızının kolunu kırıp götürdüler, bir daha da dönmedi" diye anlattı. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.