Şubat 2013'de başlayan proje, Rum toplumunun ülkenin sosyal hayatına katılımını arttırmayı hedefliyor.
"90 yıl boyunca kendimizi ifade edemedik" diyen Dernek Başkanı Laki Vingas, yıllardır içine kapanık şekilde yaşayan Rum toplumunun açılmasını ve tanıtılmasını amaçladıklarını söyledi.
"Varolma mücadelesi için yola çıktık"
"Rum nüfusu çok az kaldı diye konuşuluyor sürekli; az da kalsak bu üretken olamayacağımız anlamına gelmiyor. Türkiye'de ilerleyen demokratikleşme sürecinde toplumun da algısı değişirken biz de varolma mücadelesi için yola çıktık. Çünkü 90 yıl boyunca kendimizi ifade etme hakkımız olduğunu bilmiyorduk."
Vingas, sadece devlet otoritesinde değil toplumda da hala "sen sus azınlık vatandaş" muamelesi gördüklerine dikkat çekerek eşit vatandaşlığın anayasal güvence altına alınmasının şart olduğunu belirtti.
Rumların hangi konularda sıkıntıları, eksiklikleri olduğunu araştırdıklarını söyleyen Vingas, toplumun kendini tanıtmasının da suni bir kendini beğenmişlikle değil doğal sürecinde ilerlemesini istediklerini ifade etti.
"Anayasa azınıklara sorulmuyor"
Projenin Danışma Kurulu'nda yer alan gazeteci Nadire Mater, medyada azınlıkların sadece negatif durumlarda etnik kökenlerine vurgu yapıldığını olumlu haberlerde ise bir anda Türk gibi gösterildiklerine dikkat çekti: "Mesela bir Rum keman sanatçısı Avrupa'da bir ödül alsa hemen 'Türk kemancı' oluyor. Ama bir iş adamı yolsuzluk yapsa 'Rum iş adamı' oluyor."
Mater, azınlıkların sadece kendilerini ilgilendiren konularda görüşüne başvurulduğunu ancak örneğin anayasa gibi bir konuda azınlıklara sormayı medyada kimsenin düşünmediğini söyledi.
Sohbet şeklinde devam eden toplantıda gazeteciler de Rum toplumu ile çok geç tanıştıklarını ifade etti.
Proje kapsamında Rumların yaşadığı Gökçeada, Bozcaada ve Hatay'da saha çalışmaları yapılacak. Gazetecilerle de çeşitli toplantılar gerçekleştirilecek. (NV)