Yüksekova Güncel

'Yüreğinde ekilen tohumları yeşertmek için…'

Güncel

Kürtlerin haklarının verilmemesinden dolayı yüzünü dağlara çeviren gençlerden biri olan Mizgin Atabay (Berçem Amed), 2011 yılında PKK'ye katıldı.

Kızının küçük yaşta eve gelen misafirlere "Sen Apocu musun? Değilsen bizim eve gelme" diye sorduğunu belirten anne Cazya Atabay, Mizgin'in, "Üç tane kızın okuyor. Biri öğretmen oldu biri hala okuyor, biri de senin yanında. Ben de mücadelem için varım. Ölüm olacaksa da onurlu bir ölüm olmasını istiyorum" dediğini belirtti. 

İki kardeşini neden Şakran Cezaevi'nde tutsak ettiklerini, bir yeğeninin niye dağlara çıktığının farkındaydı ve artık dönüşü yoktu. Daha 16 yaşında annesine "O kadar kızın var biri öğretmen, biri hala okuyor, biri de yanında. Ben de bu parti için varım" diyerek, PKK saflarına katıldı Mizgin Atabay (Berçem Amed). "Ölüm olacaksa da onurlu bir ölüm olmasını istiyorum. Kürt halkının üzerinde bir zulüm uygulanıyor ve arkadaşlarımız öldürülüyor, bunun için de okumanın boş olduğunu düşünüyorum" diyen Mizgin, iki yıl aradan sonra Elazığ'ın Arıcak ilçesi kırsalında 1 Aralık'ta çıkan çatışmada yaşamını yitirdi. 

'Ders kitapları yerine dergi götürüyordu okula'


Mizgin'in küçük yaşlarda PKK Lideri Abdullah Öcalan ve PKK lehine slogan atarak herkesi şaşırttığını ifade eden anne Cazya Atabay, yüzüne sürekli olarak sarı kırmızı yeşil renkleri çizdirdiğini belirtti. Mizgin'in çok inatçı olduğunu söyleyen Atabay, "Kafasına koyanı yapardı. Ne yapmak isterse onu yapar hiç kimse de engel olamazdı. Oda bu partiyi, bu mücadeleyi çok sevdi ve hiç kimse onu bu sevgisinden vazgeçiremedi. Okula giderken ders kitapları yerine dergi götürürdü. Okula pek gittiği de söylenemezdi. Eve gelir gelmez çantasını eve atar ve eylemlere giderdi" dedi. Mizgin'in, arkadaşları ve öğretmenleri tarafından çok sevildiğini belirten Atabay, öğretmenlerinin sık sık eve geldiğini ve Mizgin'i sorduğunu belirtti. Mizgin'in öğretmenin bir gün kendisini okula çağırdığını belirten anne Atabay, "Kızın çok çalışkan ancak okula gelmiyor. Bu okulda en iyilerden biri de senin kızın. Ama maalesef senin kızının aklı hep siyasette" dediklerini aktardı. 

'Ölüm olacaksa onurlu bir ölüm olsun'

Mizgin'in arkadaşlarını çok sevdiğini belirten Atabay, arkadaşlarından ayrılmadığını okula, eylemlere hep birlikte gittiklerini söyledi. Anne Atabay, Mizgin'in kendisine "Kürt halkının üzerinde bir zulüm uygulanıyor ve arkadaşlarımız öldürülüyor, bunun için de okumanın boş olduğunu düşünüyorum" dediğini belirtti. Mizgin'in yaşından daha olgun davrandığını belirten anne Atabay, kızının bir o kadar da cesaretli olduğunu ifade etti. Mizgin'in bu mücadele için her şeyi göze alabileceğini söyleyen anne Atabay, "Kızım 'Kürdistan için Kürt halkına yapılan zulüm ve asimilasyona karşı her şey yaparım. Kürt halkının özgürlüğü için hazırım. Nasılsa bir gün ölümün geleceğini' söyler, 'ölüm olacaksa da onurlu bir ölüm olmasını istiyorum' derdi. Ben ise bu küçük yaşta bu kadar kararlı ve örgütlü olmasına şaşırıyordum" diye konuştu. 

'Onlar bizim arkadaşlarımızı öldürüyor'

Mizgin'in 15 yaşında bir kez gözaltına alındığını belirten Atabay, polislerin kendisini arayarak TEM' e gelmesi gerektiğini söylediğini ifade etti. Anne Atabay, "Ben TEM'e gittiğimde polisler bana 'senin kızının üzerinde 6 çakmak çıktı. Senin kızın bize molotofkokteyli, havai fişek atıyor. Sabahtan akşama kadar eylemlerin içinde gençlerin arasında neden kızına sahip çıkmıyorsun' dedi. Kızımın yaşı küçük olduğu için serbest bıraktılar. Polislerin yanında ona öğüt verdiğim için TEM bahçesinde bana 'Anne bunlar düşman, neden bunların yanında böyle davranıyorsun. Sen benim annem değilsin. Bunlar bizim arkadaşlarımızı öldürüyor, cenazeleri ile oynuyor. Cenazelerinin yanında fotoğraflarını çekiyor' diyerek, kızıp gitti ve iki gün boyunca eve gelmedi" diye anlattı. 

'Hakkını helal et' dedi ve gitti

Atabay, Mizgin'in diğer kardeşlerine ve kendisine sık sık kendilerini çok sevdiğini, ancak verilen mücadelenin kendisi için vazgeçilmez olduğunu belirttiğini dile getirerek, son olarak Mizgin'in gittiği günü anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı. Atabay, şunları söyledi: "Gittiği gün 12 Haziran seçim günüydü. Sabah saat dokuz ona kadar evdeydi. Sonra 'Anne ben gideceğim bugün biz kazanacağız, bunu kutlayacağız' dedi. Ben de kendisine bekle kızım birlikte gidelim dedim. Ancak beni dinlemedi, evdeki eski eşyaların giydi ve benden para istedi. Ona para verdim, o sadece gidiş parasını aldı yanına. Ve pencereden ona bakarken bana el salladı. Bana dedi ki 'Allahaısmarladık anne hakkını helal et' ve gitti…" 

'Mizgin büyürken içindeki öfke ve aşkı da büyüttü'

Kardeşinin çok sıcakkanlı ve neşeli biri olduğunu ifade eden Mizgin'in ablası Yezdan Atabay ise, ayrıca hayat dolu bir insan olduğunu söyledi. Kardeşinin Kürt mücadelesi ile tanışıp aktif olarak çalışmaya başladıktan sonra çok değiştiğini söyleyen Atabay, bu değişimin öncelikle kıyafetlerinden ardından tüm davranışlarına yansıdığını ifade etti. Mücadelenin kardeşinin içinde çok büyük bir aşka dönüştüğünü kaydeden Atabay, kardeşinin daha küçükken mücadele tohumlarının içinde yeşerdiğini söyledi. Kardeşinin büyürken içinde öfkeyi de büyüttüğünü söyleyen Atabay, "Yeğenim Mazlum'da Mizgin'den bir sene önce gitti. Mizgin zaten ondan da çok etkilendi. Biz bazen belki yeğenimiz geri döner diyorduk Mizgin ise, bize tam tersi tepki göstererek, 'o oraya geri dönmek için gitmediğini' söylerdi" dediğini belirti. 

'Kürt halkının başı sağ olsun'

Kızının çok onurlu bir mücadele için yaşamını yitirdiğini belirten baba Mehmet Şerif Atabay da, iki tane kızının da cezaevinde olduğunu söyledi. Otuz yıldır bölgede çok çetin bir savaşın yaşandığına belirten baba Atabay, "Kızım için Kürt halkının başı sağ olsun" dedi. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.