Diyarbakır’ın Sur ilçesinde çıkan olaylarda hayatını kaybeden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi toprağa verildi. Elçi’yi son yolculuğuna uğurlamaya yüzbinler geldi. Elçi’nin eşi cenaze töreninde yaptığı konuşma ile herkesi ağlattı. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin cenazesi, Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde saat 10.00 sıralarında alındı. Cenaze, Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin olduğu anıtın önüne getirildi. Burada düzenlenen törenin ardından cenaze, Yeniköy Mezarlığı’nda toprağa verildi. Elçi’nin meslektaşlarının omuzlarında taşınan Elçi’nin cenazesi tören yapılacak Koşuyola Parkı’na götürüldü.
Diyarbakır’da son zamanlarda yaşanan olaylar sebebi ile Tarihi Dört Ayaklı Minare’de meydana gelen hasarı protesto etmek amacı ile basın açıklaması düzenleyen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, basın açıklamasından sonra çıkan çatışmada kafasından vurularak hayatını kaybetti. Elçi’nin hayatını kaybettiğini duyan vatandaşlar Türkiye’nin birçok yerinde protesto eylemleri yaptı. Otopsisi yapılan Elçi için Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlenen cenaze törenine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 80 ilin baro başkanları, HDP’li milletvekilleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, İstanbul Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın da aralarında olduğu belediye başkanları, Elçi’nin eşi Türkan, çocukları Arin, Nazelin ve yüz binler katıldı.
Cenaze törenindeki ilk konuşmayı Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Av. Ahmet Özmen yaptı. Özmen konuşma sırasında kendini zor tutarken konuşmasını bitirdiği sırada gözyaşlarına hakim olamadı. Elçi’nin katillerinin bulunması için baro olarak her türlü şeyi yapacaklarını ifade eden Özmen, “1990'lı yıllardan bu güne JİTEM'ci ağababalarınıza ve generallerinize boyun eğmedim, sizden mi korkacağım" Baro Başkanımız Sayın Tahir Elçi, kendisine yönelen tehditlere karşı bu sözlerle cevap vermişti. Meslek hayatı boyunca insan hakları alanında çalışmalar yapan, bu uğurda gözaltına alınıp işkence gören, cezaevinde yatan meslektaşımızı ve başkanımızı bugün alçakça bir suikast sonucunda kaybettik. Baro olarak biz bu saldırının faillerini tanıyoruz, biliyoruz. Bir televizyon programında sarf ettiği görüşleri nedeniyle siyasal olarak linç edilen, yargı tarafından hukuk dışı bir şekilde hakkında soruşturma başlatılarak gözaltına alınan ve yurt dışına çıkışı yasaklanan başkanımızın katledilmesinde, bu sürecin aktörlerinin de payı vardır. Nitekim olaydan hemen sonra bir grup meslektaşımızın ve Cumhuriyet Başsavcısının katılımı ile yapılacak olan olay yeri incelmesi, provake edilerek engellenmiştir. Baro olarak başkanımıza yönelik gerçekleştirilen bu suikastın aydınlatılması için her türlü girişimde bulunacağız, cinayetin takipçisi olacağız, konuya ilişkin detayları da daha sonra kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.
“BEN ARTIK ÖZGÜRÜM, KITALARI GEZECEĞİM”
Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, tören boyunca metanetini korumayı başaran tek isim oldu. Kızına ve oğluna destek olan Türkan Elçi, tören boyunca gözünü eşinin tabutundan ayırmadı. Elçi eşi Tahir Elçi’nin arkasından yaptığı konuşmadı kendi ağlamadı ama orada bulunan herkesi ağlattı. Eşinin arkasından onun ağzıyla seslenen Türkan Elçi konuşmasında, yakın bir zaman önce Tahir Elçi hakkında uygulanan yurt dışı yasağına da yer verdi. Türkan Elçi, faili meçhulleri de anımsayarak herkesi ağlatan şu cümleleri kurdu: “Onu faili meçhuller ordusu karşılayacak. Kendini her zamanki gibi nezaketle tanıtmaya çalışırken onlar da ‘seni bütün faili meçhuller bütün alem tanır. Senin bize bir ömür hakkın geçti. Biz seni buradan izledik, bizim gibi faili meçhullere bir ömür adadın’ diyecekler. Ona soracaklar ‘sen geldin kaldı mı senin gibi kınalı güvercinler.’ Tahir Elçi’nin o zaman gülümseyen yüzüne bir akşam inecek ‘valla ne diyeyim geldiğim yerde epi topu bir avuç güvercin vardı. Kartallar, şahinler leş kargalara kol geziyordu’ diyecek. Ona diyecekler ‘sen bizi savundun ya seni kim savunacak.’ ‘Arkamda eşim var, benim gibi düşünen arkadaşlarım var’ bir de diyecek ki bugün dilekçe verdim yurt dışına çıkış yasağım kalktı artık özgürüm, kıtaları, denizleri fersah fersah gezebilirim. Hakkımda açılan duruşma ileriki tarihe ertelenmiş olsa da hakkımı savunmak için hazır bulunacağım. Bütün faili meçhuller onu bağırlarına basacak minnetle ağırlayacak. Dört Ayaklı Minare’nin en tepesine konacağım, tarih anlayacak beni. Kirli medya, beni tehdit eden televizyonlar, beni hedef gösteren gazeteler hoşçakalın. Beni anlamayanlar, beni anlamak istemeyenler dudak bükünler hoşçakalın. Geçtiğim işkence tezgahları hoşçakalın. Sahillere vurulmuş bebekler hoşçakalın. Faili meçhullerin yetimleri hoşçakalın. Beni sevenler, destekleyenler hoşçakalın. Çocuklarım, eşim hoşçakalın diyecek.”
“DEVLET DEĞİL DEVLETSİZLİK ÖLDÜRDÜ”
HDP Genel başkanı Selahattin Demirtaş, törende konuşma yapan isimlerden biriydi. Demirtaş, Tahir Elçi’nin faillerinin bulunması konusunda şüpheleri olduğunu dile getirerek, Elçi’yi devletin değil devletsizliğin öldürdüğünü belirtti. Demirtaş, “Haklı olarak şüphemiz var. O kadar çok yaşandı ki, hiç birini adalet sağlanacak diye rahat uğurlamadık. Bu devlet hiçbir zaman bizim devletimiz olamadı. Eline geçiren kendi mülkü gibi kullandı. Herkesin, hepimizin olsun diye çok uğraştık. Tahir’i öldüren devlet değil, devletsizliktir. Kürt halkı bunu çok iyi bilsin. Çünkü biliyoruz ki barış elçisi başkanımızın arkasından ‘oh olsun’ diyen maalesef on binler de var. Ankara’da bu acıyı yüreğinde hissetmeyen bir yönetim var. Nasıl devletimiz diyebiliriz. Acıda bile ortaklaşamayan bir toplum nasıl bir arada yaşayabilir. Biz bu özgürlük mücadelesini, kervanın başarıya ulaştıracağız. Gözün arkada kalmasın Tahir Elçi. Böyle olmasını istemezdik. Keşke bize nasip olmasaydı senin tabutunun önünde konuşmak. Kolay değil ama bu günlerde geçecek. Tüm acılar bu topraklarda bir gün çiçeğe dönecek. Tüm şehitlerimize tüm doğa selam duracak” ifadelerini kullandı. Elçi, törenin ardından yüzbinlerin katılımı ile Yeniköy mezarlığına götürüldü. Yol boyunca vatandaşların alkış ve sloganlarla eşlik ettiği cenaze aracının geçtiği her yerde gözyaşı vardı. Vatandaşlar evlerinin pencere ve balkonlarından Elçi’ye el sallayarak gözyaşı döktü.