Yüksekova Güncel

'Açlık grevlerine hukuki çözüm bulunmalı'

Politika

Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) ve İstanbul Barosu tarafından, İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın Salonu'nda "Evrensel Hukuk Kuralları ve Hukuk Felsefesi Perspektifinden Türkiye Uygulamaları" konulu konferansının "Özel Yetkili Mahkemeler" başlıklı üçüncü oturumun başkanlığını Prof Dr. Timur Demirbaş yaptı.

"Evrensel Hukuk Kuralları ve Hukuk Felsefesi Perspektifinden Türkiye Uygulamaları" Konferansının son oturumunda konuşan avukat Fikret İlkiz, Türkiye'de 53'üncü gününe giren açlık grevlerine değinerek Açlık grevlerinin sorunlarının hukuku çerçevede çözülmesi gerekiyor ki açlık grevlerinin koşulları bir daha oluşmasın" diye konuşurken, Azadiya Welat Gazetesi Editörü Vedat Kurşun ise, "Cezaevlerinde yapılan açlık grevi en insani talepler için yapılıyor" dedi.

Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) ve İstanbul Barosu tarafından, İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın Salonu'nda "Evrensel Hukuk Kuralları ve Hukuk Felsefesi Perspektifinden Türkiye Uygulamaları" konulu konferansının "Özel Yetkili Mahkemeler" başlıklı üçüncü oturumun başkanlığını Prof Dr. Timur Demirbaş yaptı. Oturumda konuşan Avukat Turgut Kazan "ÖYM'ler 12 Eylül darbesi sıkıyönetim mahkemelerinden daha kötüdür" diyerek, Beşiktaş'taki hakimlerin cemaatin hakimleri olduğunu söyledi. Turgut'un ardından konuşan Avukat Fikret İlkiz ise Türkiye'de ceza hukukunun düşman hukukuna dönüştüğüne dikkat çekti. Dünyanın her yerinde gazetecilerin korunmasının çok önemli olduğunu belirten İlkiz, "Dünyada suçlular, soyguncular ve mafyalar gazetecileri sevmez. Çünkü olanları yazan ve yaygınlaştıranlardır. Onun için yangından ilk gazetecilerin kurtarılması için alınlarına ilk kurtarılanlar damgası vurulmalı" dedi. Gazetecilerin haber kaynaklarının korunması üzerine uluslararası kanunları aktaran İlkiz, "Türkiye'de cezaevlerinde yüzlerce tutuklu açlık grevlerinde. Açlık grevine girenlerin talepleri en insanı haklarıdır. Açlık grevlerinin sorunlarının hukuku çerçevede çözülmesi gerekiyor ki açlık grevlerinin koşulları bir daha oluşmasın" sözleriyle konuşmasına son verdi.

'Açlık grevleri insani talepler için başlatıldı'

"Tutuklama" başlıklı dördüncü oturuma konuşmacı olarak katılması planlanan Gazeteci Ahmet Hakan katılmazken, oturum başkanı Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı (EFJ) Arne Könıg ise, Türkiye'de hak ihlallerinin gittikçe artmasının kendilerini kaygılandırdığını aktardı. Türkiye'de basının kalitesinin düşmesinin bilgi kalitesini de düşürdüğüne dikkat çeken Könıg, "Bizimle irtibata geçen gazeteciler haber yapmaktan korkar hale geldiklerini ve tutuklanma tehlikelerinin olduğunu aktardı. Çok sayıda tutuklu gazetecinin olması ve dışardaki gazetecilerin tutuklanmaktan korkması endişe verici" şeklinde konuştu. Konferansta son olarak konuşan Azadiya Welat Gazetesi editörü ve geçtiğimiz günlerde cezaevinden çıkan Vedat Kurşun ise Kürtçe başladığı konuşmasında "Cezaevinde tutuklu olan gazeteci arkadaşlardan size selam getirdim" dedi. Konuşmasının devamında Kurşun, cezaevlerinde PKK'li ve PAJK'lı tutsakların başlattığı açlık grevlerinin 53'üncü gününe geldiğini hatırlattıktan sonra, "Cezaevlerinde yapılan açlık grevi en insani talepler için yapılıyor. Ve cezaevinde olan gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Emin Yıldırım da şuanda açlık grevindedir" dedi.

'Diyarbakır'da düşman hukuku var'

Uzun süre Diyarbakır'da yargılandığını aktaran Kurşun, "Diyarbakır'da yargılanmak demek düşman gibi yargılanmak anlamına geliyor. Çünkü orada hukuk yok. Gazetemiz günlük olarak yayınlandığı günden itibaren hakkımda sayısız davalar açıldı ve rekor düzeyde cezalar istendi" dedi. Hazırlanan KCK iddianamelerinde yer alan Kürtçe görüşmelerinin polisler tarafından çevrildiğine dikkat çeken Kurşun, "Yapılan çevirilerde not olarak geçer 'anladığım ve bildiğim kadarıyla çevirdim' ama ne yazık ki bu açıklamaya rağmen mahkemeler tarafsız bir kurumun çevirme taleplerimizi ret etti. Ben Kürt gazeteciyim ve Kürtçe savunmamı yapmak istedim ama ne yazık ki kabul edilmedi. Benim gibi birçok kişinin bu talebi kabul edilmedi" şeklinde konuştu. İstanbul veya Ankara gibi şehirlerde "Örgüt propagandası" iddiasıyla bir yıl hapis cezasının verildiğini ifade eden Kurşun, Diyarbakır'da aynı iddiadan kendisine 10 buçuk yıl hapis cezasının verildiğini ve Yargıtay tarafından da cezasının onaylandığını söyledi.  / Diha
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.