AMED MİTİNGİ TARİHİ BİR ÇIKIŞ OLACAK
AMED MİTİNGİ TARİHİ BİR ÇIKIŞ OLACAK
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, AKP hükümetinin Kürt sorununda 3 ayaklı bir politika uyguladığını; bunun ilk ayağını imha, ikince ayağını yedeğine alma, üçüncü ayağını ise bölüp parçalamanın oluşturduğunu belirterek, bütün bu politikaların boşa çıktı
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Kürt sorununda gelinen süreci DİHA'ya değerlendirdi. Kışanak, hükümetin son bir yıldır çok güçlü bir saldırı dalgası ile Kürt hareketini tasfiye etmeyi planladığını belirterek, "Hem askeri operasyonlar hem siyasi operasyonlar en şiddetli şekilde devam etti. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit en katı şekli ile uygulandı. Böylesi bir tasfiye yaklaşımı ve imha konsepti ile Kürt hareketini bir anlamda en azından çalışamaz hale getirecek ve mücadelenin direncini kıracak bir süreç peşindeydi ama bir yıl sonrasında uyguladıkları bütün baskıcı politikalara rağmen bunu başaramadılar" dedi. Hükümetin uygulamaya koyduğu konseptin ardından medyanın patronları ile toplantı yaptıklarını ve ardından "Bu işi bitireceğiz" söylemini kullandığını vurgulayan Kışanak, "Topyekun bir savaş mantığı ile hareket ettiler. Herkesin buna destek sunmasını istediler. Bugün gelinen noktada bu politika iflas etmiştir. Açık bir şekilde yürüttükleri bütün imha operasyonlarına rağmen bu konuda ortaya çıkan durum başarısız olduklarının göstergesidir" ifadesini kullandı.
'Tecride rağmen Kürtler Öcalan'ın özgürlüğünü istiyor'
Kışanak, son bir yıl içinde her gün siyasi operasyonların yapıldığını hatırlatarak, "Tam bir siyasi soykırım yaklaşımıydı. Buna rağmen Kürtlerin demokratik kurumlarının tamamı işler durumda ve mücadelelerini sürdürüyorlar. Bunu da başaramadılar. Yine İmralı'daki tecride karşı Kürt halkı tecridin ortadan kaldırılması talebini ileriye götürdü ve şu anda çözümden, barıştan yana olan herkes ve Kürtlerin bütün kurumları Sayın Öcalan'ın özgürlüğü eksenli bir kampanya yürütüyorlar. Onlar, tecrit politikası ile rehin alıp halka geri adım attıracaklarını zannettiler; ama tam tersine bugün Öcalan'a özgürlük kampanyası Türkiye ve Kürdistan'ın dört bir yanında tüm gücüyle yürütülüyor" dedi.
'Tecrit boşa çıkarılmıştır'
Kışanak, İmralı Cezaevi'nde uygulanan tecridin Kürt halkı tarafından boşa çıkarıldığını belirterek, "Kürtlerin taleplerinden geri adım atmasını amaçladılar. İmha ve tasfiye operasyonlarının asıl nedeni Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerini vermemektir. Kürtler taleplerinden geri adım atmadı. Statü tanımından, demokratik özerklikten, anadilde eğitime kadar bütün taleplerinin mücadelesini yürütüyor" diye kaydetti.
'Geçen bir yıl AKP adına kayıp yıldır'
"Geçen bir yıl AKP ve devlet adına kayıp bir yıldır" diyen Kışanak, AKP hükümetinin uyguladığı politikaların sonucunun bunu gösterdiğini kaydetti. Kışanak, geçen bir yılda, insan haklarına ve vicdana aykırı uygulamaların yapıldığının altını çizerek, "Katliamlara varan operasyon yapıldı. Yüzlerce insan katledildi. Bütün bunların vebali bu iktidarındır. Bu anlamda yaptıkları kendileri açısından başarısız bir stratejiydi. Bu strateji Kürt halkının başarısı karşısında yenildi" dedi.
'AKP süreç karşısında zorlanıyor'
Kışanak, AKP hükümetinin süreç karşısında zorlandığını ve politikalarını sürdüremez halde olduğunu belirterek, "Ne tecridi sürdürecek güçleri kaldı. Ne askeri operasyonları sürdürecek güçleri kaldı. Artık yaptıklarının meşruiyetleri yok. 'Tamam biz yanlış bir yerdeyiz bundan vazgeçelim demokratik bir çözüme yönelelim' gibi bir tutum almıyorlar. Devletin geleneksel politikası var. Kürtlerin özgürlük arayışı karşısında başvurdukları yöntemler var. Bunlardan ilki imha yaklaşımıdır. Her türlü askeri ve siyasi operasyon ile yol alırlar. İdamla, tutuklama ve öldürme politikasını uygularlar. İkincisi ise kendi politikalarının yedeğine alma yaklaşımıdır. Bir şekilde gündemi belirlerler ve seni de onun peşinden sürüklemeye çalışırlar. Bunu psikolojik savaş yöntemleri ile yaparlar ve seni iradesiz kılmayı hedeflerler. Üçüncü yöntemleri ise sürekli olarak Kürtleri bölmek, parçalamak, bir arada durup güç olmalarını önlemektir. AKP de bu politikaları uygulamaktadır" ifadesinde bulundu. AKP hükümetinin askeri ve siyasi operasyonlar ile Kürtlerin iradesini kırmaya çalıştığını bunu yapamaması durumunda bir kısmını yedeğe almaya çalıştığını bunu da yapamaması durumunda bölmeye çalıştığını söyleyen Kışanak, AKP hükümetinin şu anda bunu denediğini söyledi. Kışanak, "Halkın direnişi ile boşa çıkmış politikalardan vazgeçip gerçek anlamda demokratik bir çözümü deklare eden bir tutum AKP'de yok. Bunun tersine Kürt halkının özgürlük talebini bastırmaya çalışıyor. Bunu yaparak ömürlerini uzatmaya, Kürtler arasında ayrılık yaratmaya çalışıyorlar. Bunu yapamıyorsa gündemi değiştirmeye çalışıyorlar" diye konuştu.
'Amed mitingi tarihi miting olacak'
Kışanak, Diyarbakır'da yapılacak olan "Özgürlük İçin Demokratik Direniş" mitinginin tarihi bir miting olacağını vurgulayarak, Kürt halkının en güçlü şekilde iradesini ortaya koyacağını söyledi. Kürt halkının Diyarbakır'da yapacağı miting ile nasıl bir çözüm istediğini ortaya koyacağını söyleyen Kışanak, "Kürt halkının özgürlük mücadelesinde önemli tarihsel süreçlerde ortaya çıkan ve bütün bir dönemi belirleyen güçlü çıkışlar vardır. Amed mitingi de böyle olacak. AKP hükümetinin tasfiye ve imha politikalarını boşa çıkaran ve demokratik çözüm yolunu gösteren tarihi bir miting olacak. Bu nedenle mitingin sloganını 'Kürt sorununun demokratik çözümü ve Öcalan'ın özgürlüğü' teması üzerine kurduk. Çünkü Kürt halkı kendi anavatanı Kürdistan'da özgür yaşamak istiyor" dedi.
'Demokratik çözümün önünü açmak isteyen varsa irade Öcalan'dır'
Kürt halkının çözümden yana olduğunu söyleyen Kışanak, Diyarbakır'da yapılacak olan miting ile Kürtlerin çözümünü deklare edeceğini belirterek, "Kürtler Sayın Öcalan'ın siyasi irade ve muhatap olduğunu ortaya koydu. Kürt halkının önderidir dediler. Bu konuda şimdiye kadar bu yaklaşım herkese gösterildi. Buna ilişkin imza kampanyaları ve mitingler yapıldı. Geldiğimiz noktada çözümün önünü açabilecek bir miting gerçekleştirilecek. Demokratik çözümün önünü açmak isteyen birileri varsa Kürtlerin iradesi ortadadır. Kürtler Sayın Öcalan'ı muhatap olarak göstermiştir. Öcalan'ın ortaya koyduğu protokoller var. Buradan başlanabilir. Sayın Öcalan'ın özgürlük, sağlık ve güvenlik noktasındaki yaklaşımına cevap verilir. Protokolleri görüşmek üzere gerçek anlamda çözüme odaklanılmış bir müzakere süreci başlayabilir" şeklinde konuştu.
Yurttaşlara ve STÖ'lere çağrı
Kışanak, yurttaşlara Diyarbakır'da yapılacak mitinge katılım çağrısı yaparak, "Amed mitingi tarihi bir çıkış olacak. Herkes orada olmalı. Kendisine 'yurtseverim, demokratım, barıştan yanayım' diyen herkes o gün kendisini o mitingde ortaya koymalıdır. Orada olarak bu gücün açığa çıkmasına katkı sunmalıdır. Biz kendi tarihimizden iyi biliyoruz ki çözüm aslında halkların iradesindedir. Çözüm istiyorsak en güçlü şekilde irademizi ortaya koymalıyız. O gün Amed meydanında tarih yazılmalıdır. Kürt halkının bu konudaki gücü vardır. Sayın Öcalan'ın arkasında nasıl bir halk gerçeği olduğunu herkesin görmesi gerekiyor. Bu nedenle kadını, çocuğu, yaşlısı ve genciyle herkesin orada olması gerekiyor. Herkes 'Ben olmazsam orada bir kişi eksik olacak' yaklaşımı ile hareket etmelidir" diye konuştu. Kışanak, Diyarbakır'da yapılacak mitinge ilişkin STÖ'lere de çağrıda bulunarak, "Amed mitingi Kürt halkının olduğu kadar Türkiye demokrasi güçleri açısından da tarihi bir öneme sahiptir. Türkiye'de barıştan ve çözümden yana olan herkes ve her kurum o gün Amed'de Kürt halkı ile birlikte olmalı. Biz STÖ'lerin sendikaların tamamına çağrı yapıyoruz. Temsilcileri ile bu mitinge katılmalarını önemsiyoruz. Yine aydın, demokrat ve akademisyen çevrelere de bu çağrımızı yineliyoruz. Bu tarihsel süreçte çözümün yanında yer almak çok önemlidir" dedi.
'YNK ile önemli temaslarda bulunduk'
Kışanak, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile birlikte Süleymaniye'ye bir ziyaret gerçekleştirdiklerini ve bu ziyaret kapsamında önemli temaslarda bulunduklarını da hatırlatarak, "Orada bulunan BDP'lilerin sorunlarına çözüm olabilmek için YNK ile temaslarımız oldu. İlk kez Süleymaniye'ye gittik. Bu açıdan önemli bir ziyaretti. Süleymaniye ziyaretini önemsiyoruz. Orada siyasi süreç ile güney Kürdistan'daki politik süreci değerlendirdik. Aslında Türkiye'deki gelişmeler bütün politik merkezlerde çok yakından takip ediliyor. Yine Kürt halkının ulusal birliği konusunda çok güçlü bir irade var. Orada duygu yakınlaşmasını çok yakından gözlemledik. Gördük ki Kürt halkı Amed'de de olsa Hewler veya Süleymaniye'de de olsa aynı duygularla tarihsel süreçte özgürlüğünü kazanmak istiyor. Bu yaklaşımı görmek bizi çok sevindirdi. Temaslarımızı önemli günlerde devam ettireceğiz" şeklinde konuştu.
'AKP'nin Roboski'yi aydınlatma niyeti yok'
Kışanak, Roboski katliamından sonra yaşananların "Bir sorunu çözmek istemiyorsanız komisyonlar kurar oraya havale edersiniz" sözünün bir kez daha gerçek olduğunu gösterdiğini belirterek, AKP hükümetinin de bu yolu izlediğini söyledi. AKP hükümetinin Roboski'yi aydınlatma gibi bir niyetinin olmadığını söyleyen Kışanak, "Önce savcı soruşturması dediler, sonra idari soruşturma, komisyon, askeri soruşturma diye devam ettiler. Bu sorunu çözmek istemediklerini gösteriyor. Sorunu çözmek istiyorsan Roboski'deki katliam bütün katliamlardan farklı bir özelliğe sahipti. Herhangi bir karanlık gücün işi değildi. Çünkü işin içinde uçaklar söz konusudur. Çeteler uçaklara emir veremez. Uçaklara emir verecek kişi ortadadır" dedi. Roboski katliamında adresin çok açık olduğunu söyleyen Kışanak şöyle dedi: "Sorumluları yargı karşısına çıkarmayan iktidar bunun üstünü örtmek istiyor. Bu İnsan Hakları Komisyonu ile çözülemez. Erdoğan'ın izah edemediği konuyu komisyon mu izah edecek; çünkü emri direk Başbakan veriyor. Meclis tezkere ile yetkiyi hükümete vermiştir. Bu yetkiyi Başbakan kullanıyor. Fiili olarak savaş uçağını kullanan Genelkurmay'dır sorumluluk da hükümettedir. Komisyondan bir şey çıkacağını düşünemiyoruz. Komisyonun AKP'li üyeleri Erdoğan'ın dediği haricinde bir şey diyemezler."
Kışanak, son olarak Roboski'ye ilişkin mücadelelerinin sorumlular ortaya çıkana kadar devam edeceğini kaydetti. Diha