'ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE UYGUN'
DBP olarak örgütsel modellerinde yerelden merkeze doğru her türlü biriminde eş başkanlık sisteminin kurumsallaşması gerektiğinin hem parti programında hem de parti tüzüğünde yer aldığını hatırlatarak, Türkiye’nin taraf olduğu Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi'ni (CEDAW) hatırlattı. Sözleşmede, taraf devletlerin “Kadınlar ve erkeklerin tüm ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve siyasi haklardan eşit olarak yararlanmalarını temin yükümlülüğü bulunduğunun" vurgulandığını belirten Ayna, aynı sözleşmede, "Kadınlara karşı ayrımcılığın, hak eşitliği ve insan şeref ve haysiyetine saygı ilkelerini ihlal ettiğini, kadınların erkeklerle eşit olarak ülkelerinin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatlarına katılmalarını engellediği" ve yine “Kadın ile erkek eşitliği ilkesini kendi anayasalarına ve diğer ilgili yasalara henüz girmemişse dahil etmeyi ve yasalar ile ve diğer uygun yollarla bu ilkenin uygulanmasını sağlaması" şeklindeki ifadelerin bulunduğunu kaydetti.
Partilerinin uygulamaya çalıştığı eş başkanlık sisteminin kadın- erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik olduğuna dikkat çeken Ayna, "Türkiye’nin kimi maddelerine çekince koymakla birlikte kabul ettiği ve yerel makamların her türlü demokratik rejimin ana temellerinden biri olduğunun belirtildiği ‘Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın 10. Maddenin 1. Paragrafı kabul etmiştir. Bu paragrafta yerel yönetimlere de idari ve mali özerkliğin sağlanması gerektiği vurgulanmaktadır. Eş başkanlık sistemi yerel yönetimlerin idari yapılanmasına yönelik bir uygulama olduğundan Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na uygun bir düzenlemedir" diye kaydetti.
Ayrıca 2014 yılı Mart ayında mevcut hükümet tarafından çıkarılan ve kısmi bir demokratikleşmeyi içeren paketin içerisinde Siyasi Partilerde Eş Başkanlık sisteminin uygulanabileceğinin belirtildiğine vurgu yapan Ayna, ancak son zamanlarda özellikle kamusal alanlarda kimi bürokratlarca gerek Belediye Eş Başkanlarına gerekse de İl Eş Başkanlarına yönelik hukuksuz ve keyfi uygulamaların olduğunu belirtti.
'KAMU YARARINA'
"Yakın zamanda basına yansıyan bilgilerde DBP’nin belediye başkanlığını kazandığı 90’a yakın il ve ilçede valilik ve kaymakamlıklar Bölge İdare Mahkemeleri’ne başvurarak eş başkanlık sisteminin iptal edilmesini istedikleri yönünde bilgiler bulunmaktadır. Üstelik eş başkanlık sisteminin kamu yararına olmadığı gibi idare hukuku açısından idari işlemin kamu yararına olması gerektiği ve fakat bu uygulamanın kamu yararını gözetmediği ifade edilmektedir. Oysa kamu yararını gözetilmesi gerektiği idari uygulamalarda partimize bağlı yerel yönetimlerde kadın erkek eşitliği gözetilerek eş başkanlık sisteminin uygulanmaya konulduğu bilinmektedir. Söz konusu uygulamanın da kamu yararına olduğu aşikârken neredeyse tüm yerel yönetimlerimizin olduğu yerlerde mülki amirler tarafından adeta kadın erkek eşitliğini istememe, ayrımcı uygulamaların sürdürülmesi yönünde karar almaları manidar olmuştur."
'RESMİ KARARINIZ VAR MI?'
Ayna, İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya Eş başkanlık sisteminin uygulanmasının il ve ilçe mülki amirlerince engellenmeye çalışılmasının nedenini sordu. Ayna'nın diğer soruları şöyle:
"İdare hukukunda idari işlem ve uygulamaların kamu yararı gözetilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen DBP belediyelerinin uygulamak istediği Eş başkanlık sisteminin hangi idari ilke ve kanuna dayanılarak engellenmek istenmektedir?
Kadın- erkek eşitliğinin tam manasıyla sağlanması için fırsat olan Eş başkanlık sisteminin kamu idaresinin seçimle belirlenen diğer alanlarında uygulanması için bakanlığınızın yaptığı ya da yapmayı düşündüğü herhangi bir çalışma var mıdır?
DBP’nin yerel yönetimlerde kadın ve erkek arasında eşit söz hakkını geliştirmek için uygulamaya çalıştığı eş başkanlık sisteminin uygulanmasının önüne geçmek suretiyle kamu yararını gözetmeyen mülki amirler hakkında herhangi bir idari veya adli kovuşturma ya da kovuşturma işlemi başlatılmış mıdır? Başlatılmamış ise nedeni nedir?
CEDAW’a taraf olan Türkiye’nin partimizin yerel yönetimlerde uygulamaya çalıştığı eş başkanlık sisteminin engellenmeye çalışılmasının uluslararası sözleşmelerin bağlayıcılığına aykırı değil midir? Avrupa birliğine girmek isteyen Türkiye’nin AB yerel yönetimler özerklik şartında kabul ettiği yerel yönetimleri idari özerkliğine uygun düzenlenen eş başkanlık sistemine karşı Valilikler ve Kaymakamlıklarca partimizce uygulanan eş başkanlık sisteminin iptali için bölge idare mahkemelerine yapılan iptal başvurularından haberdar mısınız?
Yapılan toplu başvurulardan haberdar iseniz; bu toplu başvuru olayı Bakanlığınızın resmi kararı mıdır? Resmi kararı ise Bakanlığınız bağlı bulunduğunuz hükûmetin Mart 2014 yılı içerisinde açıklamış olduğu demokratikleşme paketi ile çelişmiyor mu?"
ŞENGAL'DEN GÖÇ EDENLER
Ayna, basına yansıyan haberlere değinerek, Şengal'den gelen bazı Êzidi Kürt kadınlarının sınırı geçmesine rağmen, çocuklarının pasaportları olmadığı için sınırdan geçirilmediklerini ifade etti. "Yetkililerin Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırında bulunan illerdeki yatılı bölge okullarının ve Yurt-Kur yatakhanelerinin göç eden aileler için açık olacağını açıklamalarına rağmen henüz açılmamıştır. Bu nedenle barınma sorunu yaşanmaktadır" diyen Ayna, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na şu soruları yöneltti:
"IŞİD saldırıları nedeniyle Şengal bölgesinden Türkiye’ye göç eden kaç kişi vardır? Göç edenler nerede barındırılmaktadır?
Anneleri sınırı geçmesine rağmen bazı Şengalli Kürt çocuklarının pasaportları olmadığı iddia edilerek sınırdan geçmelerine engel olunmaktadır. Bu sorunun aşılması için bakanlığınızın yaptığı ne tür çalışmalar vardır?
Yatılı bölge okulları ve Yurt-Kur’a bağlı yurtların açılmamasının gerekçesi nedir?
Kriz yönetimi konusunda Şırnak valiliği ve ilgili personele yeterli eğitim verilmiş midir? Verilmemiş ise nedeni nedir?"