Devlete 7 maddelik mektup
Devlete 7 maddelik mektup
Başbakan Erdoğan'ın kamuoyu ile paylaştığı 18 maddelik "demokratikleşme paketi" içerisinde, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun çözümü noktasında bu zamana kadar devlete sunduğu öneriler yer bulmadı.
Günlerdir yapılan propagandaların ardından hükümet tarafından üzerinde bir süredir çalışma yürütülen "demokratikleşme paketi" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Açıklanan 18 maddelik pakette yer alan düzenlemelerin kolektif haklar yerine, büyük ölçüde bireysel hak ve özgürlükleri içeren belli başlı bazı değişiklikleri içermesi, içeriğine dair öncesinde duyulan kaygıları haklı çıkardı. Başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye'de yapısal hale gelmiş sorunların çözümü noktasında yine başta Kürtler ve demokratik-özgürlükçü kesimler tarafından dile getirilen talepler etrafındaki beklentiler, demokratikleşme paketinde yer bulmadı. Yol açtığı sorunlar nedeniyle dile getirilen talepler arasında yer alan TMK'nin kaldırılması, siyasi tutsakların serbest bırakılması, hasta tutsakların salıverilmesi, cemevlerinin ibadethane statüsünde yasal zeminde tanınması, yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılması, koruculuğun lağv edilmesi vb. taleplere dair en ufak bir değişikliğe pakette değinilmedi.
Türkiye'nin en temel sorunu olan Kürt sorunu konusunda beklentilere rağmen pakette, çözüme dönük güçlü değişiklerin yer almaması PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından hükümete yapılan önerileri de karşılıksız bırakmış oldu. 21 Mart Newroz'unda Öcalan tarafından ortaya konulan siyasal irade ve bu irade doğrultusunda üstlenilen misyonla stratejik değişikliklere gidilerek, "demokratik çözüm" sürecinin başlatılması sonrasında KCK de, 25 Nisan'da Kandil'de yapılan basın toplantısı ile "geri çekilme kararı" aldı ve uygulamaya geçti. Hükümetin çözüm konusunda elini rahatlatmak ve somut adımların atılmasına olanak tanımak amacıyla atılan bu adıma hükümet cephesinde somut bir karşılık verilmedi. Çözüm konusunda tatmin edici bir proje ortaya koyamaması nedeniyle eleştirilen hükümete, Öcalan tarafından da dönem içerisinde çeşitli öneriler yapıldı.
İlk öneri 156 sayfalık 'Yol Haritası'
Bunlardan ilki 2009 yılında Kürt sorununun çözümüne ilişkin olarak kaleme alınan "Yol Haritası" oldu. Kürt sorununa ilişkin anahtar kodlar barındıran 156 sayfalık bu belgeyi, 15 Ağustos 2009'da cezaevi yönetimine teslim eden Öcalan, belgenin avukatlarına teslim edilmesini istedi. Ancak Cezaevi Disiplin Kurulu, "Yol Haritası"nın "Devletin menfaatlerine aykırı olduğu ve örgüt propagandası içerdiği" gerekçesiyle dışarı çıkarılmasına izin vermedi. Bunun üzerine Öcalan, AİHM'e vereceği 550 sayfalık savunmasına bu 156 sayfalık metni de ekledi. Söz konusu belgeyi avukatlarına vermeyen ve kamuoyundan gizleyen devlet, AİHM'in savunmayı istemesi üzerine belgeyi göndermek zorunda kaldı. Böylece yaklaşık 1,5 yıl boyunca Öcalan tarafından kaleme alınan belge avukatları aracılığıyla kamuoyuyla paylaşıldı. "Yol Haritası" olarak adlandırılmasına rağmen temel olarak "Türkiye'de Demokratikleşme Sorunları, Kürdistan'da Çözüm Modelleri (Yol Haritası)" başlığı taşıyan belge, "Giriş-Kavramsal, kurumsal ve ilkesel çerçeve- Türkiye'de demokrasi sorunu ve demokratik anayasa çözümü- Kürt sorunu ve çözüm olasılıkları- Eylem planı ve sonuç" bölümlerinden oluşuyordu.
Soruna yapısal ve kalıcı çözüm önerilerini kapsıyordu
Öcalan, kaleme aldığı bu çözüm önerilerinin önemini ise, "Geliştirilecek demokratik çözümlerin güncel ve konjonktürel olmanın da ötesinde yapısal olmaları kalıcı olmalarını da beraberinde getirir. Sorunların çözümü günü kurtarmaya değil, ya sistemi kurtarmaya ya da yoksa yeniden inşa etmeye hizmet etmelidir. Fonksiyonel devlet ve toplumun kalıcı istikrarı bu tip çözümleri gerekli kılar. Demokrasi bir devlet ve toplum sistemi olduğuna göre, demokratikleşme adımları sistemli olmak durumundadır. Daha da geliştirilmeleri mümkün olan sıralayacağımız ilkelerin demokratik sistem için kalıcı bir çerçeve tesis etmenin asgari koşullarını sağlayıcı nitelikte olduğu kanısındayım" sözleriyle açıklıyordu.
Kürt sorununun çözümünü sağlayacak 10 önemli ilke ve bunların hayata geçirilmesi konusunda da yine 3 aşamalı bir Eylem Planı'nın formüle edildiği belge, hükümet cephesinde karşılık bulmadı.
Devlete 7 maddelik mektup
Daha önceleri avukatları, sonrasında da kendisiyle görüşmeler gerçekleştiren BDP heyeti aracılığıyla içerisinde bulunan süreç içerisinde yaşanan tıkanmaları açmaya dönük önerilerin yer aldığı açıklamalarda bulunan Öcalan, çözüm konusundaki önerilerini geçtiğimiz Temmuz ayında hükümetle bir kez daha yazılı olarak paylaştı. 7 maddelik bir öneri mektubu kaleme alan Öcalan, bunu devlet görevlilerine teslim etti. Teslim edilen bu mektupta Öcalan, sorunlarını çözümünde kolaylaştırıcı rolü oynayabilecek bazı komisyonların kurulmasını salık verdi. Söz konusu bu komisyon önerileri şu başlıklar halinde yer aldı: "Anayasa ve yasal değişiklikler, kadın özgürlüğü ile ilgili bir komisyon, Meclis dışı, sosyoekonomik konular, güvenlik problemlerini inceleyen bir komisyon, toplumun sivilleşmesi konusunda bir komisyon, ekoloji çalışmaları, hukuk komisyonu."
Öcalan'ın çözüm konusunda kolaylaştırıcı olarak işaret ettiği bu komisyon önerileri de devlet cephesinde cevapsız bırakıldı.
İki kritik tarih uyarısı yapıldı!
Öyle ki, 17 Ağustos'ta İmralı Adası'na giderek PKK lideri ile 9'uncu görüşmelerini gerçekleştiren BDP heyeti, hükümetin üzerinde çalıştığı belirtilen "demokratikleşme paketi" konusunda Öcalan ile herhangi bir müzakere yapılmadığı bilgisini kamuoyu ile paylaştı. BDP heyeti, yapılan bu görüşmede Öcalan'ın sürece dair iki tarih uyarısı ile adadan döndü. Buna göre, kendi görüş ve önerilerinin yer bulduğu paketin, 1 Eylül tarihine kadar kendisiyle paylaşılmaması durumuna süreci destekleme tavrını yeniden gözden geçireceği konusunda hükümete uyarıda bulunan Öcalan, eğer bu tarihe kadar paket hazırlığı gerçekleşirse bu defa sonraki 45 gün içinde yani 15 Ekim tarihine kadar bu paketin artık parlamentoda hayata geçmesi ve yasalaşması halinde "demokratik çözüm" sürecinin 3. aşamasına geçilebileceğini ifade etti. Bu uyarı doğrultusunda dikkat çekilen tarihlerden 1 Eylül "hazırlık", 15 Ekim ise "pratikleştirme" tarihi olarak vurgulandı. İşaret edilen 1 Eylül tarihi geldiğinde hükümetin çözüm konusunda hala somut bir proje ortaya koyulmaması üzerine KCK Yürütme Konseyi, 9 Eylül'de daha önce alınan "çekilme kararı"nı durdurma kararı aldı. Geri çekilme durdurulurken, ateşkes sürecinin sürdürüleceğinin belirtildiği kararda hükümetin elini çabuk tutması konusunda uyarıda da bulunuldu. Fakat Öcalan hem de KCK cephesinden yapılan bu uyarılara, hükümet cephesinden gerekli hassasiyet ve önemin gösterilmediği 15 Eylül tarihinde BDP heyeti tarafından yapılan 10. görüşmede anlaşıldı. Yapılan bu görüşmede daha önce sunduğu önerilere anlamlı bir karşılık verilmediği gibi, hükümetin üzerinde çalıştığı demokratikleşme paketinin de müzakerelerin bir tarafı olarak Öcalan ile paylaşılmadığı ortaya çıktı.
Hükümetin süreci tek taraflı yürütme konusundaki tutumuna rağmen, çözüm konusundaki ısrarını sürdüren Öcalan, "demokratikleşme paketi" kendisiyle paylaşılmamasına rağmen önerilerini sunmaya devam etti.
Çözüm için 3 önemli başlık
Bu görüşme sonrası BDP heyeti, Öcalan'ın hükümete 3 başlık altında yeni bir öneride daha bulunduğunu kamuoyu ile paylaştı. Öneride bulunulan bu başlıkların ilkinde, şiddeti önlemede rol oynayabilecek kişi ve kurumlara kolaylık sağlayacak yasal düzenlemelerin sağlanması yer alırken, ikinci başlıkta da düz ovada siyaset şartlarının oluşturulmasının pratik adımlarının sağlanması önerileri yer aldı. Bu başlığın altında da Öcalan, daha önce öneride bulunduğu komisyonlara bir kez daha işaret etti. Üçüncü başlıkta ise, müzakere yürüten taraflar arasında bir hakem rolü oynayabilecek, gerektiğinde ortaya çıkacak sorunlara müdahale edebilecek, yine taraflarla görüşüp öneri sunabilecek, hem denetim hem de sürece katkı anlamında rol oynayabilecek "hakikatleri araştırma ve izleme komisyonu"na olan ihtiyaca işaret edildi.
Kürt sorununun çözümü konusunda sürdürülen bu ısrar tutumuna rağmen, Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan "demokratikleşme paketi"nde Öcalan'ın bulunduğu önerilerin yer almaması ve sorunun çözümünü sağlayacak bir içeriğin bulunmaması, dikkatleri Öcalan'ın daha önce ifade ettiği 15 Ekim tarihine çekti. Hükümetin soruna tek taraflı müzakere anlayışıyla yaklaşmayı sürdürmesi halinde bu tarihte "süreçten çekilme" uyarısında bulunan Öcalan'ın paketin bu içerikle açıklanması sonrası nasıl bir tavır sergileyeceği merak konusu. DİHA