Erdoğan, 'Yolsuzluk ve rüşvet yok' diyemedi
Erdoğan, 'Yolsuzluk ve rüşvet yok' diyemedi
AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna ilişkin "Yolsuzluk ve rüşvet yok" diyemezken operasyonun "Diyarbakır buluşmasına" suikast olduğunu ileri sürdü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katılarak gündemdeki konuları ve yolsuzluk operasyonunu değerlendirdi. Erdoğan konuşmasına AKP hükümeti icraatlarını sıralayarak başladı. Erdoğan, tersane kazasına ilişkin olarak ise gerekli incelemelerin başlatıldığını söyledi. Bütçe görüşmelerini hatırlatan Erdoğan, muhalefet partilerinin bütçe görüşmelerini ciddiye almadığını ve katılmadığını savundu. Erdoğan, "Bunların yasama organını ne kadar ciddi tuttuklarını ortaya koyması bakımından büyük önem arz ediyor. Yapılan tüm çirkin girişimlere, sözlü ve fiili tüm saldırılara rağmen AKP grubu bütçe görüşmelerini sürdürdü ve sonuçlandırdı" diye konuştu. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinen Erdoğan, iktidar oldukları dönemde mahcup olmadıklarını ve milleti hayal kırıklığına uğratmadıklarını ileri sürdü.
Hukuku hatırladı
"AKP yolsuzluklara göz yummaz. Bizi bu günlere dürüstlüğümüz ulaştırdı" diyen Erdoğan, kendilerinin eser ve hizmet ürettiği için bu günlere geldiğini savundu. Erdoğan, "Okullarda bize hocalarımız 'sizin hayat şeridiniz bem beyazdır. Tek yanlış yaparsanız o dikkat çeker. Hayat şeridi simsiyah olanların üzerindeki lekeler dikkat çekmez' derlerdi. Bizim için sicili siyah olanlar bize örnek teşkil etmez. Hukuk, hakkın ve adaletin tecelli etmesi, iyinin kötüden ayrılabilmesi için vardır" diye konuştu.
Para dolu kutuları savundu
Erdoğan, operasyonun adının ilk günden yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olarak takıldığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İçerden dışarıya sürekli bilgi sızıyor. Güya gizlilik kaydı olan bir süreç. Bunun içinde başka şeyler var. O zaman kusura bakmasınlar. Burada yürütmenin uzantısı ve yargının belirli bir safhası burada servis yapıyor. Bize düşen burayı da temizlemektir. Halk Bank genel müdürünün evinden çıkan kutu konuşuluyor. Ya siz bu kutuların o paraların ne olduğunu nereden biliyorsunuz. Eğer bir insanın evinden kutu çıkıyorsa ana muhalefet partisinin genel müdürüne soruyorum evinden 2,5 euro çıkan adamı neden aday yaptınız. Maşallah yargıyı ve polisi çok iyi savunuyor. İnşallah böyle kalırsınız."
Erdoğan'ın 'Mayıs sendromu'
Erdoğan, "Devlete paralel bir örgütlenme söz konusu ise biz onun da üzerine gideriz. Biz hukuk ile hareket ederiz. Bu olay ulusal bir operasyon değil bunun uluslararası boyutları var. Mayıs ayında yaşananlara dikkat etmek lazım. İstanbul'da dünyanın en büyük havalimanın yapmak için kolları sıvadık bu çeşitli kesimleri rahatsız etti. Ankara'da Japonya başbakanını ağırladık ve nükleer santral için anlaşma imzaladık. İstanbul boğazına üçüncü köprünün temelini attık. Bunları başından beri engellemeye çalışıyorlar. İstanbul borsası tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Bunu da hazmedemediler. Merkez Bankası rezervini Mayıs ayı içinde 135 milyar dolara ulaştırarak rekor kırdık. Apaçık bir ihanete ve ekonomik suikaste bu dönemde şahit olduk. Ardından Ekim ayından sonra Türkiye yine parlak bir dönem yaşıyor. Unutulmaz bir Diyarbakır tablosu oluştu. İnsanlar o meydanda ekranda ağladılar. Çözüm sürecinin nasıl hızlı hareket ettiğini görenler sevindiler. Geçen hafta başından itibaren çözüm sürecine yönelik bir suikast girişiminde bulundular. Gezi'de Mayıs ayının başarıları söndürülmek istendi 17 Aralık'ta Diyarbakır tablosuna suikast düzenlendi. Burada hedef sadece çözüm süreci değil bir paket hazırladılar ve yolsuzluk ambalajı ile bunu sundular" dedi.
Erdoğan'dan Diyarbakır ve 'çözüm süreçli' savunma!
Erdoğan, kamuoyunun yolsuzluk ile meşgul edildi arka planda ise Diyarbakır'ın 7 Şubat'ın Mavi Marmara'nın ve Halk Bank'ın intikamını almak için tuzaklar kurulduğunu belirterek, "Sadece Halk Bank'ın uğradığı değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolardır. Şimdi buna ne diyeceğiz. Çok güzel bir iş mi yaptınız diyeceğiz. Elinizde hukuka uygun ciddi belgeler varsa bunları önce bizimle paylaşırsınız gereğini yaparız. Siz Halk Bank'ı çökerttiğiniz zaman bir genel müdürü değil ülkeyi çökertiyorsunuz. 14 ay izliyorsun bundan yargıda ve emniyette birkaç zatın haberi olacak onların bağlı olduğu birimlerin olmayacak. Böyle bir şey olabilir mi? Bunun karşısında atılan adımlara karşı da birileri aklına geldiğini söylemeye devam edecek. 17 Aralık'ta bu medyanın kimin değirmenine su taşıdığı açıkça ortaya çıktı. Türkiye'de kendi ülkesinin değil başkalarının çıkarlarını düşünen, vatana ihanet içinde ajanlık ve casusluk yapan medya kuruluşları, sermaye çevreleri, örgütler ve çeteler var. Devlet içinde böyle taşeronlar var" diye konuştu.
Cemaat eleştirisi
Erdoğan devlet içinde "Paralel devletin" olmasına müsaade etmeyeceklerini belirtirken, ahlakı olmayan bir hareketin ise asla başarıya ulaşamayacağını söyledi. Erdoğan, "Bir taraftan kuran diyeceksin ama adın kasetler ve komplolarla anılacak. Hiç kimsenin bu dine bunu yapmaya hakkı yoktur. Birliğimizi, kardeşliğimizi ilgilendiren bir durum ortaya çıkıyorsa bizde anayasa ve yasaların gerektirdikleri adımı atarız. Dini bir takım örgütlerin bazı uluslararası güçlerin taşeronluğunu yaparak benim ülkemde ameliyat yapmasına kesinlikle müsaade etmeyiz. Milli iradeye yönelik bir tezgah kurdular ama biz dik durarak bunu deşifre etmeye devam edeceğiz. Medyaya, sermayeye, devlet kurumlarına bakın bu anlayışı göreceksiniz" ifadesini kullandı. Erdoğan ayrıca CHP'ye de bu süreçte bir rol verildiğini, onun da bunu oynadığını ileri sürdü. Erdoğan, "Bunlar birlikte ancak beddua seansları düzenlerler. Yapacak başka şeyleri yoktur" dedi.
'Yeni Türkiye' vurgusu!
Soruşturmanın yolsuzluk soruşturması olmadığını ve siyasete karşı açık bir komplo olduğunu ileri süren Erdoğan, bunun 30 Mart'ta sandıkta bozulacağını savundu. Erdoğan, "Yeni Türkiye'de vesayetlere, uluslararası operasyonlara ve bunların maşalarına, devlete paralel yapılara asla yer olmayacak. Yeni Türkiye'de maşalar eliyle kardeşliğe, ekonomiye ve milli iradeye suikast yapılmayacak. Ya millet ya zillet. Milletim meselenin yolsuzluk olmadığını anlasın. Bırakın onlar beddua etsinler. Biz bedduaya lanet duaya evet diyeceğiz" dedi. DİHA