“1 Mayıs bütün dünyada çalışanların ortak bayramı olarak kutlanır, meydanlar renklenir. Bir bayram havası içinde meydanlar renklenir. Bizim için ayrı bir önemi var, 1977’de 34 yurttaşımız hayatını kaybetti. Bir otelin üst katlarından yüz binlerin üzerine kurşunlar atıldı, ezilenler oldu. Taksim’in, 1 Mayıs’ın bu açıdan özel bir önemi var. Taksim’de kutlamalarına izin verilmedi. Askeri darbe dönemine gittiğimizde Kenan Evren 1 Mayıs’ı kutlamayı ve Taksim’i yasakladı."
"Yıllar sonra 1 Mayıs yeniden bayram kabul edildi ve insanlar 2010’da Taksim’de özgürce kutladılar. Tesadüfün değil mücadelenin eseriydi bu, Taksim’de yeniden kutlamak için mücadele ettiler. Kimsenin burnu kanamadı; esnaf da, bayrama gidenler de memnundu. Sonra ertesi yıl yasak gelmeye başladı. Neden, hangi gerekçeyle? Olaylar çıktı, insanlar yaralandı ve fatura işçiye çıkmaya başladı. İşçiler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu ve ilk kez uluslararası bir mahkeme 1 Mayıs için Taksim’i işaret etti. Şimdi yeniden yasak geldi, 2010’da çıkmadıysa yine olay çıkmaz. Bugüne kadar 34 kişinin katilleri de yakalanmadı. Bırakın insanlar nerede istiyorlarsa kutlasınlar. Siz baskı uygularsanız kavga çıkar, herkesi bu konuda dikkatli olmaya davet ediyoruz.”
"Önlerine 3 sayfalık MİT raporu koyarız"
17 Aralık tarihli yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına adı karışan dört eski bakanın fezlekeleri Meclis gündeminde. CHP lideri Kılıçdaroğlu, soruşturma komisyonlarıyla gerçeklerin biraz daha netleşeceğini söyledi.
"17 Aralık sürecinden sonra soyulan Türkiye gerçeğini gördük. Bir yabancının dört bakanı nasıl satın aldığını, rüşvetin nasıl çalıştığını gördük. 17 Aralık’ta eğer oğluna telefon edip, ‘Paraları sıfırla’ diyorsa oturup herkesin düşünmesi lazım. ‘Efendim Erdoğan’ın haberi yoktu.' Kimse bunu söylemesin. Bunu söyleyenin önüne üç sayfalık, 18 Nisan 2013 tarihli Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) raporunu koyarız. Devletin soyulduğunu Erdoğan’a söylüyorlar, sekiz ay sonra 17 Aralık geliyor. Bu hafta soruşturma komisyonları kurulacak ve neyin yalan, neyin gerçek olduğu biraz daha net olarak ortaya çıkacak."
"Rıza Sarraf'ın heykelini dikin"
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında tutuklanıp serbest bırakılan İran asıllı işadamı Rıza Sarraf'ın A Haber televizyonunda yaptığı açıklamalara sert tepki gösterdi.
"Bir havuz medyası var, temel özelliği iktidar yandaşlığı yapmak ve yolsuzlukların üzerini kapatmak. Bu medya Rıza Sarraf'ı televizyonlarına çıkarmaya başladı. Neymiş Rıza Sarraf Türkiye’nin cari açığını yüzde 15 kapatan adammış. Sarraf’ın heykelini dikmek lazım, samimi söylüyorum. Ama yetmez, İçişleri Bakanlığı'nın önüne de bir heykel lazım. Hani İçişleri Bakanı diyordu ya, ‘Sana bir şey olmaz, önüne yatarım’ diye. Bir de Maliye Bakanlığı’nın önüne dikmek lazım, madem cari açığın yüzde 15’ini kapatıyor. Ama birilerinin cebine para sıkıştırırken dikin. Bir de Başbakanlık’ın önüne heykelini dikmek lazım. Sarraf'ın elinde çikolata kutusu, Başbakanlık’a giderken. Şimdi parlatıyorlar. Rıza Sarraf'ın aile fotoğrafında da önemli bir yeri var. Heykelin arkasına Erdoğan'ın seçimden sonra ailesiyle birlikte yaptığı balkon konuşmasının fotoğrafını koyun. Fotoğrafa Rıza Sarraf’ı da ekleyin. Hayırsever işadamı ya. Rüşvetin adı cari açık oldu. Bir de konuşurken Rıza Sarraf’ın arkasında Türk bayrağı var. En çok da ağrıma giden bu oldu. Havuz medyasından bunun hesabını soracağız."
"Oyları satın almak için para dağıtacaklar"
Kılıçdaroğlu Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Yalova için verdiği iptal kararını da eleştirdi.
“Yalova'da Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimlerinden biri gerçekleşti. Seçimin güvende olmasının yolu yargı denetiminde olmasıdır ama bu seçimler hükümet denetiminde gerçekleşti. Normal bir demokraside oy kullanan yurttaş kaygı içine girmez. Bizim ülkemizde bu olmuyor, neden? Başbakanlık koltuğunda oturan zat bir açıklama yaptı; 'Yalova seçimleri iptal edilecek' dedi mi, dedi. Hangi güvenlikten söz edecğiz, hangi anlayıştan söz edeceğiz? Eğer siz bir seçime müdahale ediyorsanız, arkadan YSK bunu onaylıyorsa bu seçimin güvenliği her yerde tartışılır. Yalova’daki kardeşlerime sesleniyorum: Bir kişiyi seçtiniz, kim ne yaparsa yapsın o kişiye sahip çıkın. Oylarınızı satın almak için dünyanın parasını dağıtacaklardır. Ama ben Yalovalılara güveniyorum.”
Yalova'da CHP altı oy farkla belediyeyi kazanmıştı.