Yüksekova Güncel

'Onlar adaletin sesi oldular'

Politika

- Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı idam edilişlerinin 41'inci yıldönümünde anan BDP, 6 Mayıs'ta Denizleri idam sehpasına gönderen zihniyetle hesaplaşmanın ve demokratikleşmeyi gerçekleştirmenin sol, sosyalist ve tüm demokrasi güçlerinin önünde duran bir görev olduğunu belirtti.

 BDP Genel Merkezi, 68 kuşağının liderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, idam edilişlerinin 41'inci yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. "Bundan 41 yıl önce, 6 Mayıs 1972'de tarihe kara bir leke düştü. İdam cezaları Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan 68 kuşağının devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edildiler" denilen açıklamada, onların şahsında idam sehpasına çıkartılanların bu ülkenin aydınlık geleceği olduğu vurgulandı. Açıklamada, onların demokratik Türkiye mücadelesinin öncüleri, bu ülkenin ezilen emekçileri, özgürlüğün, adaletin, eşitliğin sesi oldukları belirtilerek, "Onlar; halkların kardeşliği şiarına yürekten inanan, bunun temellerini atan devrimci önderlerdi. Bu ülkede barış ve kardeşlik köprüsünün ilk temellerini onlar attı. Aralarında Ulaş Bardakçı, Mahir Çayan, Ömer Ayna, Sebahattin Kurt, Deniz Gezmiş ve Hüseyin Cevahir'in bulunduğu bir grup Dev-Genç'li, 1968'de Hakkâri'ye kadar giderek, Zap Suyu'nun üzerine bir köprü yaptılar. 'Boğaza değil Zap'a köprü' dediler. Bu köprü aynı zamanda halkların kardeşliğinin de köprüsüydü. Ancak bu kardeşlik ve adalet köprüsü Mahirleri Kızıldere'de hunharca katleden, Denizleri darağacına götüren zihniyetin bombalarıyla 1990'larda yıkıldı. Bu köprüyü yıkanların hedefi halkların kardeşliğini yıkmak, yerine düşmanlığı geliştirmekti. Ama başaramadılar. Türkiye halkları bu kardeşliğin yıkılmasına izin vermedi" diye kaydetti. 

'Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği sloganının etkisini yıkamadılar'

Açıklamada, Deniz Gezmiş'in idam sehpasına giderken haykırdığı, "Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği" sloganının yarattığı etkiyi egemenlerin hiçbir zaman yıkamadıklarını ve bundan da sonra da yıkamayacakları kaydedilerek, şunlar belirtildi: 

"Çünkü; 1970'lerin mücadele ruhunu, direnişini bugünlere taşıyan, bugün de aynı heyecan, coşku ve kararlılıkla mücadele veren bir halk iradesi, bir halk gerçekliği var. Kürtlerin, Türklerin, Alevilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin, farklı kimlik ve inanç gruplarının yürüttüğü barış, demokrasi, özgürlük ve emek mücadelesi herkesin barış içerisinde ve eşit koşullarda özgürce yaşayabileceği demokratik ve özgür bir Türkiye'yi yaratacaktır. Bugün Denizler'i özüne uygun bir biçimde anmak ve anlamak için demokrasi güçlerinin, hepimizin önünde duran görevler vardır. Demokratik kurtuluş için örgütlü gücümüzü daha da büyütmek, dayanışma ve ortak mücadele hattını, duygularını güçlendirmek hepimizin öncelikli görevleri arasında yer alıyor. Bu, hem 6 Mayıs'ta Denizleri idam sehpasına gönderen zihniyetle hesaplaşmak, hem de demokratikleşmeyi gerçekleştirebilmek için sol, sosyalist tüm demokrasi güçlerinin önünde duran bir görevdir." 

Açıklamada, bugün, ülkenin demokrasi, sosyalizm ve özgürlük mücadelesinde, en önde bayrağı taşıyan Denizlerden aldıkları mücadele ve direniş mirasını büyük bir kararlılıkla sürdürmeye devam ettikleri kaydedilerek, "Bir kez daha, Denizler şahsında, yaşamlarını demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesi için feda eden tüm demokrasi ve barış şehitlerini anıyoruz. Anılarının, dün olduğu gibi bugün de demokrasi ve özgürlük mücadelemizi aydınlatmaya devam ettiğini belirtmek istiyor ve önlerinde saygıyla eğiliyoruz" diye belirtti. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.