Yüksekova Güncel

Özgür Özel: Erdoğan partiye kayyım koymayı tehdit unsuru yaparak bana rüşvet teklif ediyor!

Politika

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının 100. gününde yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın aday olarak erken seçime davet etti. Özel, "Cesaretiniz varsa, anayasaya göre yapılacak erken seçimde Erdoğan aday olabileceğine göre, 2 Kasım 2025 Pazar günü bizim adayımız Ekrem İmamoğlu'dur, karşımıza ister Erdoğan, kim çıkarsa çıksın, sandık istiyoruz, seçim istiyoruz!" dedi. Özel, CHP kurultayı davasına atıf yaparak, "Erdoğan bana 'Özel, gel etkin pişmanlıktan faydalan, Ekrem Başkan'a sırtını dön, gel partinin başında otur' diyor. CHP'yi yargı eliyle dizayn etmek istediğini itiraf ederek, partinin başında kalmayı bana rüşvet teklif ederek, partiye çökmeyi, partiye kayyım koymayı tehdit unsuru yaparak arkadaşlarımı terk etmemi istiyor" dedi. 

CHP lideri Özgür Özel, İBB operasyonu sonucunda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının tutuklanmasının 100. gününde “100 karası” adını verdikleri toplantıda konuştu. Özel, iktidara sert eleştirilerde bulunurken, "Ey Erdoğan, bundan 2 - 3 ay önce demiştin ki 'bir ay geçsin birbirlerinin yüzüne bakacak, ailelerinin gözünün içine bakacak halleri kalmayacak.' Atılacak iftiralara, yalanlara, gizli tanıklara, ailelerin birbirine düşmesine güveniyordun, bak meydanlarda hep beraberiz! Bu salonu dolduranların gözlerinin içine, Ekrem Başkan'ın değerli eşinin gözlerinin içine, Türkiye'nin gözünün içine bakarak söylüyorum: Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımız masumdur, atılanlar iftiradır, insan içine çıkamacaklar siz iftiracılarsınız!" diye konuştu. 

İBB operasyonuna ve İzmir Büyükşehir Belediyesi operasyonuna atıf yapan Özel, İstanbul mücadelesinin 104. günü, İzmir mücadelesinin ilk günü olduğunu söyleyerek, "Yeni başlıyoruz; umudumuzu kıramayacaksınız, enerjimizi bitiremeyeceksiniz, gerekirse dünyanın en uzun kampanyasını bitirmeye hazırız. Bir yandan iç cephe diyerek bir yandan bu milleti bölenlere sesleniyorum; iç cephe zayıfladıysa siz zayıflattınız, birliğimizi bozdunuz, yeniden kurmaya uğraşıyoruz! Siz milletten, sandıktan korkan acizlersiniz, iftiracısınız, meşru değilsiniz" ifadelerini kullandı. 

"İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olduğunda haritada kırmızı olmayan hiçbir yer kalmayacak!"

Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

"Bir büyük adaletsizliğin karşısında bir demokrasi utancının tam ortasında mücadelemizle dimdik durmak, unutmamak unutturmamak için bir kez daha kenetlenmek için buradayız. Hepinizi umutla dirençle selamlıyorum. Bugün siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçen 19 Mart darbesinin tam104. Günü. İmamoğlu’nun tutuklanmasının ise tam 100. Günü. Milli iradenin adliyelerde, saray koridorlarında boğulmak istendiği, halkın egemenliğine pusuların kurulduğu bir süreci yaşıyoruz. Bugün 100. Gün demokrasinin adaletin yüz karasıdır. Bu süreç Türkiye siyasi tarihinin yüz karasıdır. Miting için eylem için meydanlardayız. Bir darbeye karşı direnme hakkımız kullanıyoruz. Tarihte zalimler hep var olmuştur var olacaktır ama direniş de vardır. kazananlar hep direnenler olmuştur. İmamoğlu 100 gündür gururuyla onuruyla o hücrede dimdik ayakta duruyor. Atılan iftiraların hiçbiri ona yapışması yapılmıyor. Ekrem başkanı hapse atanlar korkudan insan içine çıkamazken biz omuz omuzayız, birbirimizden güç alıyoruz. Bu millet vicdanı karalara değil size, bana, Ekrem Başkana itibar ediyor.

İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olduğunda ve sandıklar açıldığında tabloda kırmızı olmayan hiçbir yer kalmayacaktır! Biz erken seçim istiyorduk, erken seçimin adayı erken belirlenir diye yola çıktık. 23 Mart'ta adayımızı ön seçimle belirleyeceğimizi ilan ettik, telaşla tüm tuşlara birden bastılar, darbe hazırlıklarını erkene çektiler. 

Ey Erdoğan, bundan 2 - 3 ay önce demiştin ki 'bir ay geçsin birbirlerinin yüzüne bakacak, ailelerinin gözünün içine bakacak halleri kalmayacak.' Atılacak iftiralara, yalanlara, gizli tanıklara, ailelerin birbirine düşmesine güveniyordun, bak bu meydanda hep beraberiz! Bu salonu dolduranların gözlerinin içine, Ekrem Başkan'ın değerli eşinin gözlerinin içine, Türkiye'nin gözünün içine bakarak söylüyorum: Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımız masumdur, atılanlar iftiradır, insan içine çıkamacaklar siz iftiracılarsınız! 

"Ekrem Başkan'ın bir vesikalık fotoğrafına yenileceksiniz!" 

Seçilmiş kişinin resmini belediyelerin panolarından, sesini seyahat edilen metroların vagonlarından kaldırmaya çalışanlara söylüyorum: Yasaklamalarla, resim indirmeyle bu milletin gönlünden Ekrem Başkanı sökemezsiniz, yenileceksiniz! 

Bütün resimleri indirtseniz de yenileceksiniz, günü gelecek, Ekrem Başkan'ın bir vesikalık fotoğrafına yenileceksiniz! 

Ekrem Başkan'ın gencecik avukatını görevini yapıyor diye, iftiraları edinmeye çalışıyor, savunma bütünlüğü oluşturmaya çalışıyor diye içeri tıktılar. Bir MASAK raporunu hallaç pamuğu gibi attığı için, bir babaya, bir evlada atılan iftiraları ortaya çıkardığı için, MASAK ve savcıya suçüstü yaptığı için içeri koydular. 

Diyorlar ki Özgür Özel neye güveniyor; millete güveniyorum lan millete! Milletten başka güvenecek kim var! 

Erdoğan, yurt dışına çıkışımı fırsat bilmiş; onu men ettiğim bir işe girmiş. Ahtapot diyordu, kolları orayı burayı sarıyor diyordu. Ben ona, ben sana ahtapotu göstereceğim deyip de gerçek ahtapotu gösterince suspus oldu! Ahtapot dersen izleyeceksin dedim. Ben yurt dışındayken bir cümlenin içinde hızlı hızlı ahtapot demiş, radara girdin Erdoğan, yakalandın! 

Benim kefil olduklarım alnı açık, başı dik geziyor; ama Erdoğan siyaseten birilerini karalamak için savcıya verdiği görevi hukuka dair bir şeymiş gibi kullanmaya çalışıyor. Bazen de bana 'Özel, gel etkin pişmanlıktan faydalan, Ekrem Başkan'a sırtını dön, ailelerine sırtını dön, gel burada partinin başında otur' diyor. Beni partime yapılan yargı kumpasıyla CHP'yi yargı eliyle dizayn etmek istediğini itiraf ederek partinin başında kalmayı bana rüşvet teklif ederek, partiye çökmeyi, partiye kayyım koymayı tehdit unsuru yaparak arkadaşlarımı terk etmemi istiyor. Kendisine cevabım şudur: Gerçek Cumhuriyetçilerde menfaat için makam için enkin pişmanlık yapacak kimse yok, arkadaş satacak kimse yok ama senin son pişmanlığın fayda etmeyecek! Başıma ne gelir demeden ya da buradan ne fırsat bulurum demeden arkadaşlarına sahip çıkanlara selam olsun! Gerçek CHP'liler onlardır! 

Mehmet Şimşek'e MASAK raporu tepkisi

Bozuk düzende sağlam çark olmaz. 19 Mart darbesiyle zaten krizdeki ekonomiyi hepten dibe batırdılar. Bu darbe bölgemizdeki gerilimler yoğunlaşırken yapıldı. Darbenin mali ayağı olup finansmanı sağlayan kişi ise rasyonel politikalara dönüş sözüyle gelen ama Türkiye'yi Avrupa'nın en fakiri haline getiren Mehmet Şimşek oldu. Dünyaya demokrat ortalama AKP'nin, AKP'linin üzerinde demokrat daha yetkin biriymiş gibi servis edilen Mehmet Şimşek. "Biz bu rezervleri bugünler için biriktirdik" dedi.

Darbeye hazırlandıklarını itiraf etti. Darbenin mali ayağı olduğunu itiraf etti. Bundan sonra Mehmet Şimşek'in ne Türkiye'de ne dünyada itibarı yoktur. Onun peşini bu leke bırakmaz. Onun peşini Özgür Özel bırakmaz.

Masa masa hazırlattıkları raporlar çarpıtma ve hatalarla dolu. Birinci MASAK raporunu darbeden aylar önce konuşmaya başladılar. MASAK raporu soruşturma açılınca anladık ki 3 Mart'ta istemişler 10 Mart'ta görevlendirme olmuş 7 gün içinde hızla 17 Mart'a kadar raporu tamamlamışlar. Ve aylarca MASAK raporunda şu var bu var dediklerinin hepsi yalan çıktı.

23 sayfalık raporu hazırlayan uzman yardımcısı Rapora suç gelirinin suç gelirinin ve aklama suçu bulamadım. Ancak yine de takdir Savcılığındır dedi. Nerede o belge? İşte size MASAK raporu. İşte size gizli MASAK raporu. Diyor ki suç gelirini aklama suçunu ben bulamadım. Ancak yine de takdir Sayın Cumhuriyet Başsavcısınındır dedi. Hiçbir delil olmayan o MASAK raporu 1 MASAK raporu bir torba peçete kadar değersizdir. Ondan sonra 2 MASAK raporuna bel bağladılar. 2 MASAK raporu gelince tüm deliller burada. İlki aceleye gelmişti dediler. 44 gün aradılar, taradılar. 181 sayfa rapor yazdılar. Bu raporun sonunda ortaya çıkan şudur. Raporun MASAK'a şu kişileri araştır deyip onun bulduğu kusurlar değil savcının iftiracıya söylettiği gizli tanıktan aldığı ona verdiği ondan aldığı itiraf gibi yaptırdığı iftiraları belirleyip bunları incele dediler.

"Raporda bir hareket 4 kez 8 kez farklı farklı yazılmış" 

181 sayfanın sonunda. Örneğin Ekrem Başkanın evladına yurt dışına para kaçırdı diye iftira atmışlardı. O raporda bir hareket4 kez 8 kez farklı farklı yazılmış.

Avukat Mehmet Pehlivan bunları dakikalar içinde buldu. Koştu geldi. Genel Başkanım dedi. MASAK raporunda olan her şey 48 kat şişirilmiş. Ve Ekrem Başkanın oğlu konusu şu şekilde bir gerçekliği var. Aylardır yurt dışında bir şirkete ortak olmak için babadan para istiyor. Ekrem Başkan benim orada batırılacak param yok. Var paran yaparsın. Ben sana bu konuda para vermem diyor. Annesini ve dedesini ikna ediyor. Annesinin neyi bozdurdu? Dedesinin 17 yıllık mevduat hesabından 17 yıllık mevduat hesabından Kira geliri koymuş, onu koymuş oradan almış. 17 yıllık vadeli mevduat hesabından vadesi dolduğu gün çekip de torununa verdiği parayı yurt dışına kaçırılan rüşvet parası diye gösterecek bir haysiyetsizliğe giriştiler. Ama şu kadarını söyleyelim.

Rapordaki bütün hataları ortaya koyup masa itiraz eden Mehmet Pehlivan'a yapay zekayla çalışıyoruz. Bazen böyle hatalar yapıyorlar dediler. Bu Mehmet Pehlivan televizyon televizyon çıkıp bu raporu anlatmasın. Bu iftirayı anlatmasın diye o gün çağırdılar. Ayağıyla giden Mehmet'imizi tuttular ve Tekirdağ Çorlu'da cezaevine koydular. Mehmet'in masumiyetine de Ekrem Başkanın evladının masumiyetine de Özgür Özel kendi namusu kadar kefildir. Bu kadar söylüyorum.

İzmir Büyükşehir Belediyesi operasyonuna tepki

Demokrasiye dönüşsün diye beklerken birileri adaleti katletmeye devam ediyorlar. İzmir'de İl Başkanımız önceki Büyükşehir Belediye Başkanımız dahil 150'den fazla kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu milleti 100. Kara güne şafak baskınıyla uyandıranların bir amacı sadece kendi gördükleri o hayali ahtapota milleti inandırmaya çalışırken diğer taraftan bugünkü 100. gün mücadelemizi, etkinliğimizi, akşamki Saraçhane birlikteliğimizi engellemek bizi paralize etmek, dikkati İzmir'e çekmek, buradakileri unutulmaya terk etmek hesabı vardır. Ama buradan bütün Türkiye'ye ilan ediyorum ki bugün 100. kara gün İstanbul mücadelemizin 104. günüdür. İzmir mücadelesinin 1 günüdür.

İzmir'de operasyonun İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ihbarıyla yapıldığı gibi bir dezenformasyon az önce yalanlanmıştır. Elbette büyük büyük yapıların içinde soruşturmalar varsa suçlular haklarında işlemler olabilir.

Ancak bugün İzmir'deki bu boyuttaki bir operasyonun yeni bir yargı kumpası olduğundan iftira olduğundan ve kimleri kapsadığına bakıldığında CHP'nin içinde efendim şimdi son kurultayda Özgür Özel'i destekleyenlere operasyon oldu. Özgür Özel onlara sahip çıktı. Şimdi karşısındakilere operasyon yapalım. Onlara sahip çıkmaz partiyi bölelim hesabı ne Özgür Özel'i ne Kuvay-i Milliye'nin partisini tanımamaktır. Biz geride kimseyi bırakmayanların partisiyiz.

Biz haklıyla haklıyı, haklıyla haksızı vicdanımızda tartan birileri kara çaldı diye onlara siyasi pozisyonlar üzerinden bakan değil herkesi kendimiz kadar, kardeşimiz kadar bu partideki herkesi kardeş bilenleriz. Kardeşini satanlara, yola çıktıklarını yolda bırakanlara kurdukları partiyi 33 kişiyle kurup iki kişi olanlara duyurulur. Cumhuriyet Halk Partisi birlikteliğin ve kardeşliğin partisidir.

Leman'a destek 

Dün akşam saatlerinde Türkiye'de yaygınlaşan ve hızla tansiyonu yükselten olayı ilk duyduğumda, Leman dergisi Hz. Peygamber'in karikatürünü çizmiş. İlk tepkim: Yanlış olmuş, peygamberin resmi mi olur! İkinci tepkim: Ya yapmamışlardır, Leman öyle bir dergi değildir! Vicdan sahibi muhafazakarlara, yazarına çizerine sesleniyorum, dönün bakın. Ben baktığımda Gazze'de bombardıman altında hayatını kaybetmiş bir melek görüyorum, başında haresiyle, kanadıyla. Bir başka bombanın öldürdüğü bir melekle karşılaşıyor. Bunu Hz. Muhammed'i resmetmişler olarak söylüyorlar. Hz. Muhammed peygamber katındadır, melek değildir. Orada Muhammed, Gazze'de öldürülmüş, ismini Muhammed SAV'dan alan bir çocuktur. Gökyüzünde bir başka peygamberden alan bir başka çocuk, bir başka Gazzelidir. Peygamberin adını alanlar burada ölüyor diye resmedilmiş ve bu şekilde açıklanmış bir karikatürdür. Ama kolay, fırsat var; 'peygamberin resmini çizdiler, saldırın Leman'a'! O Leman, hepiniz susarken Mavi Marmara'ya destek karikatürü çizdi, İsrail'e ticarete karşı cephe alan Leman'dır, motokurye Samet'i kapak yaptı. Hz. Muhammed'e bir saygısızlığa da izin vermem ama yapılmamış bir saygısızlık üzerinden o toplumsal lince de sessiz kalmam, herkes doğru yerde kalmayı bilecek! 

Bu yüz karası tablonun ortadan kalkması için yapılacaklar bellidir; hukuksuzluklar bitmeden düze çıkamayız. Demokrasiye, adalete dönülmesi zorunluluktur. Tutukluluklar ve ailelere yönelik tehdit ve kötü muameleye, baskılara, avukatsız ifade uygulamasına son verilmelidir. Tutuksuz yargılamaya geçilmelidir. Açıkça suç işleyen yargı mensuplarına el çektirilmeli, mesleki soruşturulmalar başlatılmalıdır. İddianame bir an önce yazılmalıdır. Bir yandan terörsüz Türkiye deyip bir yandan Kürtlerin belediye meclislerine girmesine suç sayan saçmalık sona ermeli, kayyım atanan belediyeler sahiplerine iade edilmeli. Ve CHP'nin Türkiye ittifakı, İstanbul ittifakı, Şişli ittifakı, Esenyurt ittifakı bir suç değil, Kürtlerin demokratik demine daveti ve kardeşçe siyasi mücadelenin en önemli göstergesidir, arkalarındayız, yanlarındayız! Yargılamaların da TRT'den canlı yayınlanmasını istiyoruz, tüm milletin suçlamalarını görmesini istiyoruz, Türkiye ancak böyle uyanacaktır bu kabustan!

Bugün 100. gün ama biz yeni başlıyoruz; umudumuzu kıramayacaksınız, enerjimizi bitiremeyeceksiniz, gerekirse dünyanın en uzun kampanyasını bitirmeye hazırız. Bir yandan iç cephe diyerek bir yandan bu milleti bölenlere sesleniyorum; iç cephe zayıfladıysa siz zayıflattınız, birliğimizi bozdunuz, yeniden kurmaya uğraşıyoruz! Siz milletten, sandıktan korkan acizlersiniz, iftiracısınız, meşru değilsiniz. Hep birlikte CHP olarak size sesleniyoruz: Biz adayımızı yanımızda, sandığı önümüzde istiyoruz. Cesaretiniz varsa anayasaya göre yapılacak erken seçimde Erdoğan aday olabileceğine göre, 2 Kasım 2025 Pazar günü bizim adayımız Ekrem İmamoğlu'dur, karşımıza ister Erdoğan, kim çıkarsa çıksın, sandık istiyoruz, seçim istiyoruz!"

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.