Yüksekova Güncel

'Türkiye Suriye'ye için savaş çığırtkanlığı yapıyor '

Politika

Rojava'ya geçmek için Hewler'de Federal Kürdistan Bölge hükümetinden izin almayı bekleyen DÖKH heyetinde yer alan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, Türkiye'nin Suriye'de sırf Kürtlere düşmanlığından dolayı savaş çığırtkanlığı yaptığını ve çete gruplarını desteklediğini söyledi.

 Federal Kürdistan Bölge hükümetinin de Rojava'ya ilişkin yanlış bir siyaset izlediğini belirten Tuğluk, "Güney Kürdistan hükümeti Rojava'da halkın ortaya çıkan güç ve iradesini tanımalı ve destek vermelidir" dedi. 

Rojava'da bir dizi görüşme gerçekleştirmek için Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na yaptıkları başvurunun kabul edilmemesi üzerine Federal Kürdistan Bölgesi üzerinden Rojava'ya gitmeye çalışan DÖKH heyeti, Semalka Sınır Kapısı'ndan Rojava'ya geçmek için Federal Kürdistan Bölgesi Dışilişkiler Dairesi'ne yaptıkları başvurunun sonucunu Hewler'de bekliyor. Aralarında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Aysel Tuğluk, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu, Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, Lice Belediye Başkanı Fikriye Aytin ve DTK Daimi Meclis üyesi Nurhayat Altun'un da bulunduğu 10 kişilik DÖKH heyeti, Hewler'de bulunduğu süre zarfında çeşitli temaslarda bulunacak. Hewler saldırısında hayatı kaybedenler anısına Bölge İçişleri Bakanlığı'na taziye ziyaretinde bulunacak olan heyetin, Rojavalı mültecilerin yaşadıkları kampları ve Mahmur Mülteci Kampı'nı da ziyaret etmesi bekleniyor. 

Heyetin Rojava ziyaretinin amacını DİHA'ya değerlendiren DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, Türkiye'de Rojava'ya ilişkin çok fazla bilgi kirliliği, dezenformasyon ve manipülasyon olduğunu, bundan dolayı da Rojava devriminin durumunu yerinde görmek ve izlenimlerini Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşmak için ziyaretti planladıklarını söyledi. Rojava devriminin halkın yönetime doğrudan katıldığı bir özyönetim modeli olduğunu söyleyen Tuğluk, "Uzun süredir kadın kurumları olarak hem Rojava halkıyla dayanışma hem duygudaşlığı ifade etme hem de mücadelelerine destek olmak amacıyla Rojava'yı ziyaret etmek istiyorduk" dedi. 

'Türkiye Dışişleri Rojava ziyaretini istemiyor'

Rojava devriminin bir bütünün parçası olduğunu, hem Kuzey'in hem Güney'in hem de Doğu'nun devrimi olduğunun altını çizen Tuğluk, Türkiye devletinin Kürt halkının birbirinden etkilenmesini önlemek için sınırlarını kapattığını ve bu çerçevede DÖKH heyetinin de Rojava'ya geçmesine izin vermediğini belirtti. Tuğluk, Türkiye Dışişleri Bakanlığı nezdinde yaptıkları başvuruya ilişkin şunları söyledi: "Çok net şekilde izin vermeyeceklerini belirttiler. Her zaman olduğu gibi güvenlik gerekçe olarak gösterildi; ama esas amaç Rojava halkıyla dayanışma içinde olmamızı engellemektir." 

'Türkiye Suriye'ye için savaş çığırtkanlığı yapıyor '

Son günlerde Mürşitpınar Sınır Kapısı'nın insani yardım amaçlı da olsa açılmasının Türkiye açısından olumlu bir adım olduğunu ve bunu önemsediklerini kaydeden Tuğluk, fakat bu tutumun yetersiz olduğuna dikkat çekti. Türkiye devletinin Rojava politikasının hala düşmanca bir nitelikte olduğunu söyleyen Tuğluk, hükümetin Rojava ilişkin yanlış bir siyaset izlediğini vurguladı. Hükümetin Rojava'da çete guruplarını destekleyen siyasetinin ileride Türkiye aleyhine döneceği uyarısında bulunan Tuğluk, şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye'de devletin ve hükümetin hiçbir şekilde Rojava devrimini ve siyasi iradesini kabullenen bir politikası söz konusu değil. Bütün çabaları oradaki iradeyi yok sayıp, gayrimeşru bir zemine çekme temelindedir. Uzun süredir bu politikayı izliyorlar. Türkiye devleti Rojava'da Kürtlerin bir statü kazanmasını istemiyor. Bunu da doğrudan askeri bir müdahalede bulunmasa bile dolaylı bir askeri müdahaleyle yapmaya çalışıyor. Çeteler eliyle bunu yapıyor. Rojava halkıyla savaşan çeteleri kendi ülkesinde besleyip oraya gönderiyor. Doğrudan yapamadığı siyaseti bu şekilde yapıyor. Bir nevi eldiven kullanarak bunu yapmaya çalışıyor. Çetelerin Türkiye'de nasıl eğitilip sınırlardan nasıl geçirildiğine çok iyi biliyoruz ve buna dair bilgiler var elimizde. Hükümet savaş çığırtkanlığı yaparak, Suriye'de savaş çıkarmak istiyor. Böylesi bir savaşı da fırsat bilip Rojava devrimini bitirebilir miyim, boğabilir miyim hesapları içinde. Bu politikanın hiçbir şekilde dostça ve insani bir tarafı yoktur." 

'Ulusal kongre tarihi bir fırsatı yakalamanın hamlesi olacak'

Kürtlerin çıkarlarının bütünlük arz ettiği için Rojava'ya yönelik saldırıları da kendilerine yönelik saldırılar olarak gördüklerini kaydeden Tuğluk, Federal Kürdistan Bölge yönetiminin de bunu böyle görmesi gerektiğini vurguladı. "Kürtler ulusal birliktelik çerçevesinde olaya bakarlarsa; ancak o zaman özerk bir sisteme kavuşabilir, özgürleşebilirler" diyen Tuğluk, şunları dile getirdi: "Bu dönemde Kürtlerin birlikteliği zorunludur. Bunu yerine getirmeyen güç tarih karşısında ciddi bir zorlukla karşı karşıya kalacaktır. Sayın Öcalan bunu gördüğü için buna öncülük ediyor. Sayın Öcalan Kürtlerin özgürlük yürüyüşünde çok çeşitli oyunların olduğunu bildiği için Kürtlerin biraraya gelmelerini, güçlerini birleştirmelerini ve ortak bir strateji belirlemelerini bu kadar önemsiyor. Bu dönemde ortaya çıkan fırsatların Kürtler tarafından çok ciddi bir şekilde değerlendirmeleri gerektiğini düşüyorum. Bu çerçevede ulusal kongreyi bir kez daha ertelenmeden, kendi iç meselelerini çok fazla büyütmeden, stratejik bir bakış açısıyla birlikteliklerini sağlamak için ulusal kongreyi gerçekleştirmeleri gerekiyor." 

'Semalka Kapısı derhal açılmalı'

Federal Kürdistan Bölgesi hükümetinin Rojava politikasının değişmesi gerektiğine vurgu yapan Tuğluk, bölge hükümetinin Rojava'da halkının ortaya çıkan güç ve iradesini tanıması ve destek vermesi gerektiğini önemle belirtti. Sınır kapısını kapatıp, halkı açlığa mahkum etmenin mantıklı ve insani bir politika olmadığının altını çizen Tuğluk, "Rojava kapısının şimdiye kadar kapalı olmasının hiçbir izahı yoktur ve bu durum Kürtler arasında tepkiye yol açıyor. Kürtler olarak bir yerlerden değil de kendi gücümüze güvenerek ve bir takım ilkeler üzerinden bu süreci götürmeliyiz. Oradan buradan politikalar ihraç etmenin kimseye bir faydası yoktur. 'Kardeş kavgası' dediğimiz şeye yeniden yol açacak nedenlerden kaçınmamız gerekir. Bu konuda Güney Kürdistan hükümeti bir takım oyunların aracı haline kendisini getirmemelidir. Daha dikkatli bir politika izlemelidir. Güney Kürdistan hükümetinin bu politikalardan vazgeçip, Rojava kapılarını açması gerekiyor" dedi. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.