Yüksekova Güncel

MELEK'İN KAN DONDURAN HİKAYESİ!

Yaşam

16 yaşında evlendirildi, ilk çocuğuna hamileyken dövülüp dışarı atılması sonucu eksi 30 derecede ölü bir bebek doğurdu ve gördüğü şiddet karşısında bilincini yitirdi.

Yaşadıkları insanın kanını donduran Melek Karaaslan cinayetinin tesadüf olmadığını ve kadın cinayetlerinin planlı bir şekilde işlendiğini belirten KAMER Yönetim Kurulu Üyesi Nilüfer Yılmaz, "Melek haberdar olduklarımız, haberdar olmadığımız bir sürü öldürülen ve gömülen kadın var. Cinsiyet eşitliği sağlanmadığı sürece bu cinayetler devam edecek gibi gözüküyor" dedi.

Ağrı'nın Hamur İlçesi"nde eşi Ferdi Karaaslan, kayınpederi Kudfettin ve kayınvalidesi Naciye Karaaslan tarafından 3 ay boyunca tuvalete kapatılıp aç bırakılan, işkenceye maruz kalan Melek Karaaslan (Levent) (24) ailesinin şikâyeti üzerine polisler tarafından tuvalette üzerinde beyaz bir örtü ile sandalye de yaralı bulundu. Kaldırıldığı Ağrı Devlet Hastanesi'nden Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Melek, 6 gün önce verdiği yaşam savaşını kaybetti. 16 yaşında evlendirilen, ilk çocuğuna hamileyken dövülüp dışarı atılması sonucu eksi 30 derecede ölü bir bebek doğuran Melek"e karşı bu olaydan sonra şiddetin dozu arttırılınca Melek, bilincini yitirdi. İlk çocuğundan sonra 2 çocuğu daha olan Melek"in hayatından şiddet hiç eksik olmadı. Kızlarının sağlık durumundan haberdar olan Levent ailesi, kızlarını tedavi olması için hastaneye yatırdı. Daha sonra aile büyüklerinin araya girmesiyle işkencehaneye geri gönderilen Melek"ten haber alamayan ailesi, durumu polise bildirdiklerinde Melek"in yaşadığı işkence ortaya çıktı.

'Melek bebeğinin ölü doğması neticesinde akli dengesini kaybetti'

Melek"in yaşadıklarına ilişkin konuşan Kadın Merkezi (KAMER) Yönetim Kurulu Üyesi Nilüfer Yılmaz, Melek'in bir “çocuk gelin” olduğunu ve çocuk yaşta evlendirildiğini belirtti. Yılmaz, Melek"in daha sonraki hayatının sürekli olarak şiddetle geçtiğini söyledi. Yılmaz, "Ailesine gitmesine de izin verilmiyor. Zaten gitse bile sürekli olarak 'kocandır döver de sever de' şeklinde telkinlerle kadını tekrar evine gönderiyorlar. Dolayısıyla Melek bu işkencelere sürekli maruz kalıyor. Sonrasında onu bir sandalye üzerine bağlayıp, tuvalete kilitliyorlar. Sürekli aç susuz bırakılıyor. Melek'e uygulananlar cinayete tam teşebbüstür. Bir şekilde ölmesi için oraya kilitliyorlar. Üstelik temizliğine bakılmıyor. Sürekli orada durmaktan ve pislikten vücudunda yavaş yavaş yaralar açılmaya başlıyor. O yaralar giderek etleri çürütüyor ve kurtlanıyor. Yaralardan bir kısmı bir süre sonra kabuk bağlıyor. Ama içinde işlemeye de devam ediyor. Bu şekilde teker teker organları çürümeye başlıyor" diye konuştu.

Kadın kurumları müdahale etti

Ailenin şikâyeti üzerine Sosyal Hizmet uzmanlarının eve giderek, Melek"i bulduğunu belirten Yılmaz, "Ağrı'daki arkadaşlarımız haber verdiklerinde biz hemen olaya el koyduk. Hastanede ziyaretine gittiler doktorlarla konuştular. Doktorlar zaten en fazla 2 ya da 3 gün daha yaşayabileceğini söylemişler. Çünkü tamamen hayati fonksiyonları sona ermiş durumda. Vücut çok güçsüz kalmış, açlık susuzluk, üstelik yaralar organlarda çürüyünce yaşama şansı yok demişler. Tabi olay bu kadar büyüyünce helikopterle Ankara Dışkapı SSK'ya kaldırıyor. 2 gün sonra hastanede ölüyor" dedi.

'Kadın cinayetlerinin hiçbiri tesadüf değil'

Yaşanan bu katliamların ne ilk ne de son olacağını belirten Yılmaz, burada insan içini acıtan çok daha farklı bir tablonun olduğunu belirtti. Yılmaz, bilerek ve isteyerek cinayetin işlendiğini ifade etti. Kadın cinayetlerinin hiçbirinin tesadüf olmadığına dikkat çeken Yılmaz, bütün cinayetlerin planlı bir şekilde işlendiğini belirtti. Yılmaz, "Sadece kadın olduğu için ve itaat etmediği için cinayetler işleniyor. Kadınlar itaat ettirilmek üzere yetiştirildikleri için, itaat etmedikleri zaman mutlaka öldürülüyorlar. Ya da ailenin uyguladığı toplumun koyduğu normlar var, onlara uymadıkları zaman çeşitli şekilde cezalandırıyor. Tabi en acı cezalandırma şekli budur. Melek haberdar olduklarımız, haberdar olmadığımız bir sürü öldürülen ve gömülen kadın var. Cinsiyet eşitliği sağlanmadığı sürece bu cinayetler devam edecek gibi gözüküyor" değerlendirmesinde bulundu.

'Bunu yapanlar kesinlikle cezalarını çekecekler'

Kadınların yaşadığı olayların genelde birbirine çok benzediğine işaret eden Yılmaz, Melek'in çağdışı öldürülmesinden sonra sorumluların tutuklanmamasına tepki gösterdi. Türk Ceza Kanunu'na göre azmettirenlerin ceza aldığını belirten Yılmaz, "Burada bakıyoruz, hiç bir şekilde bile bile ölümüne sebebiyet verdikleri halde sadece ifadeleri alınıp, sanıyorum kısa bir süre gözaltında kalmışlar ve serbest bırakılmışlar. Bunu hangi hukuka dayanarak yaptıklarını anlayabilmiş değiliz. Bu konuda daha açıklık yok. Bunu zaten takip edeceğiz. Hiç bir şekilde bunun böyle kapanmasına izin vermeyeceğiz. Melek öldü, ama kesinlikle bunu yapanlar cezalarını çekecekler" dedi. Diha
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.