Yüksekova Güncel

'Devletin yeni ilkesi en iyi Kürt tutuklu Kürt'tür'

Genel

"KCK" ana davasında delil ikamesi yapılan DTP eski Genel Merkez çalışanı Lütfü Dağ, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana Kürtlere karşı imha ve inkar politikalarının sürdüğünü belirterek, "1990'larda 'En iyi Kürt ölü Kürt' idi, şimdi ise 'En iyi Kürt tutuklu Kürt' anlayışı devlet tarafından bir ilke gibi uygulanmıştır.

 Kuşkusuz bu politikalara karşı Kürt halkı hep bir var olma arayışında bulunmuştur. Bu arayış 1970 ile 1980 yılları arasında Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan öncülüğünde PKK adı ile örgütlenmiştir" dedi.

Aralarında BDP milletvekilleri, belediye başkanları, insan hakları savunucuları ve gazetecilerin de bulunduğu 98'i tutuklu, 175 kişinin yargılandığı "KCK" ana davası duruşmasına Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada, 27 tutuklunun yanı sıra müdafi avukatlar ve Kürtçe tercümanlar hazır bulundu, aileler de duruşmayı izledi. Davanın öğleden sonraki ikinci oturumunda tutuklu yargılananlardan DTP eski Genel Merkez çalışanı Lütfü Dağ'a ilişkin delil ikamesine devam edildi. Dağ, savunmasını Kürtçe tercüman aracılığı ile yaptı. Mahkeme heyeti ikinci oturumun başlangıcında, müdafi avukatlardan avukat Mehmet Emin Aktar'ın duruşmanın ilk oturumunda talep ettiği ve hukuk dışı bir şekilde elde edildiğini kaydettiği telefon ve tape kayıtlarına ilişkin kararını açıkladı. Savcı, 2008 yılına ait olan telefon ve tape kayıtlarının mahkeme kararıyla hukuka uygun bir şekilde toplanıldığını savunarak, talebin reddi yönünde karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti verdiği kararda Aktar'ın talebini reddetti. Talebin reddinin ardından telefon ve tape kayıtları okundu.

'Kürtlerin var olma arayışı PKK adı ile örgütlenmiştir'

Delil ikamesinin ardından söz alan Dağ, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulduğundan bu yana Kürtlere karşı imha ve inkar politikalarının sürdüğünü belirterek, "1990'larda 'En iyi Kürt ölü Kürt' idi, şimdi ise 'En iyi Kürt tutuklu Kürt' anlayışı devlet tarafından bir ilke gibi uygulanmıştır. Kuşkusuz bu politikalara karşı Kürt halkı hep bir var olma arayışında bulunmuştur. Bu arayış 1970 ile 1980 yılları arasında Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan öncülüğünde PKK adı ile örgütlenmiştir" dedi. PKK adı altında Kürt halkının içinde aydınlanma ve bilinçlenmenin başladığını kaydeden Dağ, "Bu aydınlanma ile onlarca kurum, siyasi parti kuruldu, fakat devlet Kürtlerin varlığını daha önce de kabullenemediği için tüm yol ve yöntemleri deneyerek bu kez bu kurumların çalışmasını engelliyordu" diye konuştu. Mahkeme heyeti Dağ'a müdahale ederek, "Yani sen şimdi PKK'yi terör örgütü olarak görmediğini mi söylüyorsun?" şeklinde sordu. Dağ, "Ben PKK'yi terörist örgüt olarak görmüyorum. Bu senin görüşündür" diye cevapladı. Dağ, yargı eliyle Kürt siyasi partilerin kapatıldığını ve gazetelerin bombalandığını belirtti. Devletin Kürt kurumlarına illegal kurum gibi yaklaştığını söyleyen Dağ, "Devlet Kürt kurumlarına terörist kurum, Kürt halkını da eşkıya ve hain olarak, dış güçlerin taşeronu olarak görüyor" dedi.

'Önce asit kuyularına, şimdi cezaevlerine atıyoruz'

Dağ, devletin Kürt halkına karşı her zaman özel savaş konsepti uyguladığını ifade ederek, "Devlet JİTEM ve Hizbullah'ı yaratarak Kürt halkını katletti, fakat Kürt halkı tüm öldürülmelere, köy yakılmalarına rağmen mücadeleden vazgeçmedi. Devlet bu sefer, 'Başı kesersek gövde dağılır' diyerek uluslararası komplo ile Kürt Halk Önderi'ni esir ederek İmralı Adası'na götürdü. Ama bu yolla da Kürt halkının mücadelesi daha da arttı" diye konuştu. Dağ, 2008 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un gazeteci Cengiz Çandar'a verdiği demece dikkat çekerek, "Başbuğ, Çandar'a Kürt halkının örgütlenmesinin önünü kapatmanın ne kadar önemli olduğundan bahsederek, 'Biz PKK'nin önünü alamıyoruz, PKK'ye katılımı bitiremedik, şehirlerdeki örgütlenmeleri bitirmemiz lazım' demişti. Bu operasyonların kararı MGK'de alınmıştır. Hükümet, yargı, MGK, emniyet birlikte örgütlenerek cemaatle birlikte hareket etmiştir" diye konuştu. KCK davalarının siyasi davalar olduğuna dikkat çeken Dağ, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in 14 Nisan 2009 tarihinde gerçekleştirilen operasyonlara ilişkin konuşmasını hatırlatarak, "Mehdi Eker, 'Önceleri yakaladığımızda asit kuyularına atıyorduk, şimdi cezaevlerine atıyoruz' demişti. İşte bu söz AKP'nin gerçekliğini gösteriyor" diye belirtti. Dağ, Kürt halkının KCK operasyonlarını özgür yaşam ve demokratik kurtuluşla boşa çıkartacağını kaydetti. Dağ, savunmasının ardından iddianamenin dayanaksız ve siyasi olduğunu belirterek, iddia makamının sorduğu sorulara cevap vermeyeceğini söyledi. Dağ, iddia makamının sorularına cevap vermedi.

Dağ'ın ardından savunma yapan avukat Aktar, müvekkilinin savunmasının iddianamenin bütününe cevap olduğunu belirterek, toplanan delillerin hukuka aykırı olduğunu belirtti ve müvekkilinin tahliyesini talep etti.

Avukat savunmasının ardından mahkeme heyeti yarın devam etmek üzere duruşmaya ara verdi./ Diha
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.