Eğitimlere katılan bazı işçiler, bir çok hakkından habersiz olduklarını belirterek, insanca yaşayabilmeleri için örgütlenmelerinin esas olduğunu söyledi. Bazı işçiler ise, 2010 yılında çıkarılan Başbakanlık Genelgesi'nde, "Suça bulaşmamış işçi ve çavuşun işçinin gittiği kaymakamlığa işçi hakkında bilgi verme zorunluluğu" adı altında işçilerin fişlendiğini söyledi.
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'nın Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu desteği ile yürüttüğü, "Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sağlığını Geliştirme" programı kapsamında 75 mevsimlik tarım işçisine eğitim verildi. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Şimşek'in her hafta bir grup olmak üzere verdiği 5'er günlük eğitim programları sonucunda 75 mevsimlik tarım işçisi sertifika aldı. Mevsimlik tarım işçisi Huriye Aslan, 20 yıldır tarım işçiliği yaptığını ve çalışmak için gittiği her yere 9 çocuğu, eşi ile birlikte gittiğini söyledi. Çocuklarından 5'inin yaşça küçük olduğunu bu yüzden çalışamadıklarını, 4 çocuğu ve kendisi ile beraber 6 işçi ettiklerini söyleyen Aslan, "Tarım işçiliği çok zor bir meslek. Sadece tarlada çalışmak anlamında değil, çalışmadan geri kalan zamanlarda hayata tutunmak açısından da çok zor. Herhangi bir sosyal güvencesi yok. Ama yıllardır aileden gelen bir mantıkla biz bu işi yapıyoruz. Çünkü yapabileceğimiz başka bir iş yok. Tarlalarda kazandığımız parayı ise işsiz geçen dönemlerimizde gıda için ayırıyoruz" diye konuştu.
'Farkına varmamışız yıllarca'
Beş günlük eğitimde çok şey öğrendiğini dile getiren Aslan, şunları söyledi: "Tarım işçisi olarak bu eğitimi gördükten sonra çadır hayatını ele aldık. Biz ne şartlar altında yaşıyormuşuz meğer. 'Eyvah' dedim kendi kendime. Bunun farkına varmamışız yıllarca, bilmeyerek olumsuz şartlara maruz kalmışız. Türkiye'nin dört bir tarafına mevsimlik işçi olarak ailece gittik. Afyon'a salatalık için gidiyorduk, pamuk için Aydın ve Adana, pancar için Konya'ya, ama buradaki yaşamlarımız tamamen para kazanmak içindi. Sağlık ve sosyal yaşamdan yoksun bir şekilde 'Nasıl hayatta kalırsan kal' mantığı ile hareket ediyorduk. Mesela tarım ilaçlarından benim çocuklarım defalarca hasta oldu. Ben bunun bilincinde değildim. Bize tankerlerle su getirirlerdi. Biz teşekkür ederdik. Burada aldığımız eğitim tarım işçilerinin ne gibi hakları olduğuna yönelikti."
'Örgütlenmek lazım'
Gördüğü eğitimleri gittiği yerde anlatacağını söyleyen Aslan, "Örgütleneceğiz. Gördüğüm eğitimi gidip komşularıma anlatacağım. Artık onların da insan gibi yaşama haklarının olduğunu anlatacağım. Kesinlikle gittikleri yerlerde kendileri ve çocukları için elverişsiz sağlık koşullarında çalışmasınlar. Bu işin başı da örgütlenme. Örgütlenemezsek o çoğunluğun içinde sessiz kalır gideriz. Bu haklarımızın tamamen uygulanabilmesi için tüm tarım işçilerinin bundan haberdar olması gerekiyor" dedi.
'Haklarımızı anlatıyorum'
Urfa sınırları içerisindeki ilçelerde ve köylerde pamuk işçisi olarak çalıştığını söyleyen tarım işçisi Muazzez Ökkaş ise, işçilikte yaşadığı trajediyi şu cümleler ile aktardı: "Kendimi bildim bileli bu şekilde çalışır ve yaşamımızı bu şekilde sürdürürüz. Bu eğitimi alana kadar bizlerin herhangi bir hakkı olduğunu bilmiyordum. Bunu yeni yeni öğrendim. Akşam eğitim sonrasında komşularıma gidip burada öğrendiklerimi paylaştığımda aynen benim gibi tarım işçisi olan komşularım da hayretler içerisinde kalıyor ve bu kanundan haberleri olmadığını söylüyor."
'Tarım işçileri sefalet içinde'
Tarım işçilerini çalışacakları ile götüren ve işveren ile işçi arasında aracı rolü oynayan halk arasında 'Çavuş ve Elçi' olarak bilinen işi yapan Yasin Avdan ise, eğitim süresince çok şey öğrendiğini belirtti. 16 yıldır tarım işçiliği yaptığını söyleyen Avdan, "Ben çavuşluk yapıyorum. İlaçlama ve temizlik konusunda burada çok iyi bir eğitim aldık. Tarım işçilerimiz sefalet içerisinde. Çok eziliyor. Tarla içinde o çadırlarda sefalet dolu bir yaşam sürdürüyorlar. Ama artık öğrendiğimiz kadarı ile tarım işçisi kardeşlerimize bir nebze de olsa yardımcı olabileceğim için çok mutluyum" diye konuştu.
İşçiler haklarından habersiz
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu desteği ile yürütülen proje kapsamında eğitim veren Prof. Dr. Zeynep Şimşek de, 2010 yılında çıkarılan ve 17 maddeden oluşan Başbakanlık Genelgesi'ni tarım işçilerinin bilmediğine dikkat çekti. 2010 yılında çıkarılan Başbakanlık Genelgesi'nde mevsimlik tarım işçilerinin sosyal hayatlarını iyileştirdiğini ve işverene yükümlülükler getirdiğini belirten Şimşek, şu değerlendirmede bulundu: "Mevsimlik tarım işçisi yaşadığı ilden başka illere giderken güvenli taşınmak zorundadır. Üst üste kamyonda gidemez. T arlalar da gezici sağlık hizmetleri verilmek zorunda. Çocukları eğer okula devam ediyorsa, gittikleri ilde eğitime devam ettirilmelidir. Eğer aile yoksul ise çocukların tüm eğitim masrafları Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından karşılanacaktır. Küçük çocuğundan anne ve babaya kadar herkesin insanca bir yaşam sürmesi gerektiğini aktarıyoruz. Sadece iş sağlamının yeterli olmadığını, işverenin aynı zamanda sosyal yaşam ile sağlık koşullarını sağlaması gerektiğini elimizden geldiğince halkımıza aktarmaya çalışıyoruz."
Bir milyon tarım işçisi
Türkiye'de bir milyon tarım işçisi olduğunu ve bunların haklarından habersiz olduğunu söyleyen Şimşek, "Her yıl trafik kazaları ya da dere yataklarına kurulmuş çadırlardaki ölüm haberleri ile gündeme geliyorlar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, sayıları 300 bin civarında verilen mevsimlik gezici tarım işçileri fiilen kayıt dışılar ve çocuklar ile birlikte en az bir milyonluk bir nüfusu kapsıyorlar. Türkiye'nin 48 ilindeki bu bir milyonluk nüfus haklarını bilmiyor ve sırf para kazanabilmek, hayata tutunabilmek için zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor" diye konuştu.
Genelge, işçileri fişliyor mu?
2010 yılında çıkarılan Başbakanlık Genelgesi'nde, suça bulaşmamış işçi tanımlanırken, çavuşlara getirilen "Mevsimlik tarım işçisi götüreceği bölgede kaymakamlık veya valiliğe giderek gelecek işçilerin isimlerini bir liste halinde sunma, işçilerin aile bilgilerini ve kimin tarlasında çalışacağını bildirme, ardından hangi tarihler arasında tarım işçiliğini yapacağını bildirme" yükümlülüğü bölge işçileri arasında kaygı uyandırıyor. İsmini vermek istemeyen bir işçi, haklardan faydalanmamaları için engel olarak konduğunu belirtti. İşçi, "Bölgede 'Terör' adı altında suça bulaşmamış işçi bırakmadılar. Şimdi suçsuz arıyorlar. Çavuş bilgilerimizi neden vermek zorunda?" diye kaygılarını dile getirdi. Ayrıca genelge bilgileri vermeyen çavuşlara 5 bin TL para cezası öngörülüyor. DİHA
Zor koşullarda çalışan tarım işçileri fişleniyor mu?
Zor koşullarda çalışan tarım işçileri fişleniyor mu?
Yüksekova Güncel Yüksekova Güncel
Güncel
Mevsimlik tarım işçisi 75 kişiye Harran Üniversitesi tarafından "Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sağlığını Geliştirme" adlı eğitim kapsamında sertifika verildi.