Yüksekova Güncel

ÖZERKLİK TOPLUMUN ÖZ GÜCÜNE DAYANIYOR

Politika

Diyarbakır'da Cegerxwîn Gençlik ve Kültür Merkezi'nde "Öz Yönetim Gücüyle Demokratik Özerkliği Zaferle Taçlandıralım" şiarıyla düzenlenen BDP 2. Yerel Yönetimler Konferansı ikinci gününde de devam etti.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Koordinasyon Kurulu üyesi ve BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, BDP ve Kürt halkının talep ettiği özerkliğin sadece devlet ile olan ilişkisi değil, toplumla, toplumun kendi öz gücüne dayanan örgütlülüğü esas alan bir sistem olduğunu belirtirken, Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan ise, isme sahip olmayan Demokratik Özerklik modelinin Kürtler tarafından isimlendirildiğini söyledi.

Diyarbakır'da Cegerxwîn Gençlik ve Kültür Merkezi'nde "Öz Yönetim Gücüyle Demokratik Özerkliği Zaferle Taçlandıralım" şiarıyla düzenlenen BDP 2. Yerel Yönetimler Konferansı ikinci gününde de devam ederken, "Demokratik Özerklik" projesinin enine boyuna yeniden ele alındığı konferansta önemli görüş ve öneriler ortaya çıktı. Konferansın katılımcılarından DTK Koordinasyon Kurulu üyesi ve BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Türkiye'de halen tartışma konusu olan "Demokratik Özerkliğin" tarih boyunca var olduğunu belirtti. Birçok ülkede birden fazla özerklik ve otonom yapılar bulunduğunu hatırlatan Çelik, BDP ve Kürt halkının talep ettiği özerkliğin sadece devlet ile olan ilişkisi değil toplumla, toplumun kendi öz gücüne dayanan örgütlülüğü esas alan bir sistem olduğunu vurguladı. Kendilerinin özerklik modelin demokratik yanı, yani toplumu esas alan yönünü benimsediklerini söyleyen Çelik, "Bu boyutuyla da devlet arzulamayan, devlet dışı toplulukların kendi öz güç öz yeterlikleriyle kendilerini yönetmeleri anlamına gelecek. Bundan dolayı biz devletin yanı başında toplulukların, halkların kesimlerin kendisini meclisleriyle, köyde komün mahallede, sokakta, kentte meclisleri ile kadın gençlik meclisleriyle kendisini yönetmesi anlamına geliyor" dedi.

Çelik: Geleceğin sorununu yarına erteleyemeyiz

Kürtlerin hazırladığı Demokratik Özerlik projesinin 8 maddelik kısmının ilk 5'inin yerel yönetimler üzerinden şekillenebileceğine dikkat çeken Çelik, ekonomik, sosyal, ekolojik ve kültürel boyutunun merkeziyetçi devletin yerine yerel yönetimler üzerine şekillenebileceğine dikkat çekti. Bunun için devlet, kanun, yasa olmadan bizzat topluma dayanan, toplumun meşru haklı taleplerinin çözüme kavuşturan bir işlev ve role sahip olduğunu bildiren Çelik, "Bugün de yerel yönetimler, il genel meclisleri, belediyeler üzerinden 5 boyutun şekillenmesi demokratik özerkliğin inşası anlamına gelmektedir. Demokratik özerkliğin toplum boyutu somut bir noktaya getirildiğinde de ilişki bölgesel yasama ile merkezi yasama arasındaki ilişki bölgesel yasamanın içinden çıkacak yürütmenin görev ve sorumlulukları da evrensel hukuk çerçevesinde devletle olan hukukla çözümlenecek. Biz onun geleceğin problemi ve sorunu olduğunu düşünüyoruz, ama bugünden yarına ertelenemez noktada yerel yönetimler üzerinden demokratik özerkliğin adını koyduğumuz boyutu şekillendirelim istiyoruz" dedi.

Gökhan: Kürtler isim verdi

Demokratik Özerkliğin tesadüfü olarak ortaya çıkmadığını söyleyen Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan ise, 20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın başında dünyanın gündemi içinde olup isme sahip olmayan modelin Kürtler tarafından isimlendirildiğine dikkat çekti. Tarih boyunca dünyada birçok düzenin yaşandığını söyleyen Gökkan, "Efendilerin düzeni, ağaların feodal düzeni, imparatorların düzeni, kralların düzeni vardı. Sonra devlet oluştu. Şimdiye kadar 6 düzen vardı. Bunlardan 5'i yıkıldı; şimdi devlet devam ediyor. Devlette aslında 21'nci yüz yılda iflas etti. Şu an Yunanistan'a baktığımızda devletin iflas ettiğini görebiliyoruz. Çünkü, bütün yetki merkezde ve merkezin parası bittince devletin iflas ettiğini söylediler. Eğer sen yetkiyi bölgelere, yerellere verirsen, o yerel kaynaklarını kullanarak kendini ayakta tutacak ve merkez de zarar görmeyecek ve aç kalmayacak" dedi.

Gökkan: Kürt halkı devleti tanımıyor çünkü devleti görmedi

İçinde bulunduğumuz yüz yılda dünyanın birçok alanda talan edildiğini ifade eden Gökkan, bunlardan en önemlisinin ekoloji olduğuna işaret etti. Aynı zamanda demokrasinin kalmadığını, kadın-erkek eşitsizliğinin yaşandığını, paylaşımcı bir ekonominin kalmadığını dile getiren Gökkan, "Demokratik Özekliği de bu dört ayak üzerinden bu yüzyılda oluşturmak istiyoruz. Bu bakımdan en iyi örnek Kürdistan'da görünüyor. Kürt halkı devleti tanımıyor. Çünkü, devleti görmemiş. Bu topraklar Demokratik Özerlik'in oluşturulması için çok açık. Devlet gelip vergi alıyor ve 'sana su, yol, okul, hastane yapacağım' diyor. Ama bir şey getirmiyor. Yüz yıldır bunları söylüyor. Ama bir şey yapmıyor. Artık yerellerde devlet kalmadı. Bu durumda halk kendi sorunlarını kendisi çözmeli. Demokratik Özerklik 21. yüzyılda insanların daha iyi yaşaması, kadınların özgürlüğü, doğanın talan olmamasını sağlayacak. Bütün iktidarlar tamamen talandan ibarettir" diye kaydetti.

'Toplumların tecrübelerini iktidar elinde topluyor'

İktidarların, halkların bütün özelliklerini ve güçlerini ellerinde aldığına dikkat çeken Gökkan, "Eskiden toplumlarda savaş bile çıksa, yaşlıların, kadınların ve çocukların dokunulmazlıkları vardı, ama artık bu yetkileri milletvekillerine verdiler. Eskiden insanlar arasında bir savaş çıktığında, insanlar para verirlerdi birbirlerine belki adı tazminat değildi, kan parasıydı, ama şimdi aynı şeyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yapıyor. Toplumların bütün tecrübeleri iktidarın elinde toplandı. İktidarlar toplumları parçaladılar. Ama Demokratik Özerklik ile emeği, dinamiği, ekonomiyi bir araya getiriyor ve kimseye ihtiyacı kalmıyor" diye konuştu. / Diha
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.