Hakkari Yüksekova'da kışın gelmesiyle kar yağışı ve dondurucu soğuklar başladı. Özellikle Dostki bölgesinde son yağışlarla yer yer 2 metreye ulaşan kar, yaşamı durma noktasına getirdi. Özellikle yaz boyunca devam eden askeri operasyonlardan dolayı yasaklı bölge ilan edilen yaşam alanlarında bağ bahçelerinde ürün hasadı yapamayan, yaylalarını kullanamayan köylüler için, hazırlıksız karşılanan kış tam bir işkenceye dönüştü.
Karla kaplanan bölgede en büyük sorun hayvanlara verilecek yem sıkıntısı oldu. Karın yolları kapamasından dolayı ilçe merkezine de inemeyen köylüler, yem ve saman temin etme sıkıntısı yaşıyor. Köyleri 1995 yılında askerler tarafından boşaltılan ve yazın ancak özel izinle köylerine giderek ot biçen, meyve ve sebzesini toplayan, cevizlerini döken Bostancık (Şagolord) köyü sakini Sait Çakır, devletin uygulamalarından dolayı perişan olduklarını dile getirdi. Yaz boyunca yaşanan askeri hareketlilikten dolayı çok zorluk çektiklerini belirten Çakır, "Burada yaşayacak durumumuz kalmadı. Yazın otlarımızı biçemedik, her öğün koyunlarımıza azar azar ot veriyoruz. Otlar çok pahalı alamıyoruz, dağlarda otlarımız kaldı getiremiyoruz. Her sene otlarımız hayvanlarımıza yeterken bu sene dışardan almak zorunda kaldık. Yüksekova dağlarında otlarımız çok ama devlet biçmemize izin vermiyor. Halk dağa gitmeye korkuyor, bu yüzden çoğu köylü koyunlarını sattı" diye konuştu.
'Yayla yasakları bizi perişan etti'
PKK'nin alan hakimiyetini kırmak için yaylaların yasaklandığı, köylülerin göçe zorlandığını dile getiren Befircan Köyü sakini Alaattin Canan ise, "Bilindiği gibi Temmuz ayında çatışmaların yoğun olduğu Dostki mıntıkasında yayla yasağı oldu. Giriş çıkışlar yasaklandı. Köylüler göçe zorlandı. Köyler boşaltıldı. Ayrıca kışlık erzaklarını hazırlayamadılar. Biz bu yıl bütün yemleri dışarıdan almak zorunda kaldık. Şimdi ise kar yağışından dolayı yem dahi getiremiyoruz. Bu yıl hem kuraklık hem de yasaklardan dolayı perişan olduk. Bizim buralar hep yayla olmasına rağmen Urfa ve Adana gibi yerlerden yem getiriyoruz. Bu bir işkencedir" dedi.
Yazın operasyonlara rağmen koyunlarını dağa çıkarmak zorunda kalan Mehmet Şerif Karaoğlu ise, kendisine ait 20 koyunun, atılan havan topuyla telef olduğunu söyledi. Karaoğlu, "Telef olan hayvanlarımın zararını devlet karşılamadı. Bu sene ot çok pahalı, yaşanan savaştan dolayı otlarımızı biçemedik. Koyunlarımız yaylaya çıkarıyorduk, askeriye tarafından defalarca havan atıldı. Bir seferinde atılan havan koyunlarıma isabet etti, 20 koyunum telef oldu. Devlet koyunlarımızı nerede görse, her seferinde top atışları yapıyordu. Köylüler bile ot biçmeye gittiklerinde askeriye tarafından taranıyorlardı. Bu sene otlarımız hep dağlarda kaldı. Mecburen dışarıdan alıyoruz" dedi. Yaşadıkları zorluklar nedeniyle koyunlarını satmak zorunda kaldığını belirten Karaoğlu, koyunları zararına sattıklarını sözlerine ekledi. DİHA