Ankara'nın Hacıbayram Mahallesi'nde yaşarken, DAİŞ çetelerine katılan ve farklı aralıklarla toplam dokuz ay boyunca DAİŞ çeteleriyle içerisinde yer alan C.A., Irak ve Suriye'de DAİŞ içerisindeyken yaptıklarını Birgün Gazetesi'ne anlattı. Gazetede bugün üçüncü bölümü yayınlanan haberde Irak'ta Sultan Abdullah'ta gece vakti yakaladığı bir peşmergenin kafasını keserek nasıl 'Kelleci' lakabını kazandığını ve DAİŞ’in 'adalet!' anlayışını normal bir şeymiş gibi anlatan C.A., "Doğduğum büyüdüğüm Türkiye bana bir garip geliyor. Sanki ben ya Irak'ta doğmuşum ya da Suriye'de doğmuşum gibi hissediyorum. Bir de biz alıştık artık çatışmaya girmeye" diye konuştu.
‘Peşmergenin ‘Öcalan’ dövmesi vardı’
DAİŞ çetesi, Irak'ta esir aldığı peşmergenin kafasını nasıl kestiğini anlatırken "Emir geldi, 'Bu senin, keseceksin.' dedi. 'Kesemem' dedim, kızdı. Arkadaşlarıma baktım, kabul ettim. Halkın içine götürdük, beremi taktım. Kestim" dedi. Ardından 'kelleci 'ünvanını aldığını anlatan eski DAİŞ çetesi, kafasını kestiği peşmergenin kolunda PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yüzünün dövmesi bulunduğunu, kendi deyimiyle “peşmergenin kellesi kesilmeden önce tek üzüntüsünün Öcalan'ı göremeden ölmek olduğunu" söylediğini anlattı.
‘Olay Sultan Abdullah’ta oldu’
Olayın Irak'ın Ninova vilayetinde, Sultan Abdullah'ta olduğunu belirten çete peşmergeyi nasıl yakaladığını anlatarak “Peşmergeden olduğu için Kürt'tü. Çevirmen aracılığıyla konuşuyorduk. Kolunda Abdullah Öcalan'ın dövmesi vardı. Hatta, "Öleceğim ama gözüm açık gidecek, bir tek Öcalan'ı görebilmiş olmayı istiyordum." dedi. Adamın ismini de öğrenmiştim ama şimdi hatırlayamıyorum. Kerküklüydü. Sonrasında 10-15 gün kendime gelemedim, uyuyamadım. Tavuğun kıymeti vardı da insanın kıymeti yoktu orada. İnsan ölüsü görmekten artık normal bir şey gibi geliyordu bize. Savaştasın ama. Ya kâfir seni vurur ya sen kâfiri vurursun...” dedi.
‘Cariye pazarı var’
C.A. DAİŞ çetelerinin esir aldığı kadınlar konusunda ise “Kadınları pazarda satıyorlar diyorlar. Vallahi Rakka'da beş ay kaldım, pazarda bir karı görmedim. Tamam, cariye pazarı var. Pazar dediğim de ev; öyle açıkta mal sergiler gibi değil. Eve gidersin, beğenir, parasını verir, alırsın. İmam nikâhını yaparsın, artık o senin himayendedir. İster hediye et, ister azat et.” ifadelerini kullandı.
“İşkence yok, boynunu kesiyoruz”
DAİŞ'in cezalandırmalarının kısasa kısas temelinde olduğunu anlatan çete, uyuşturucu satan birinin kafasının kesildiğini gördüğünü belirterek “Zaten Rabbim ayette, ‘Kâfirleri gördüğünüz zaman boyunlarını kesin’ diyor. Biz işkence etmiyoruz; ya kafasına sıkıyoruz ya da Allah'ın dediği gibi boynunu kesip atıyoruz. Bunlar kısas oluyor.” ifadelerini kullandı
Ürdünlü pilotu kafesin içinde yaktılar
DAİŞ’in eski üyesi C.A., Ürdünlü pilot için ise şunları söyledi: “Herkes, ‘Diri diri adam yaktılar’ deyip DAİŞ’i kötülüyor. Ürdünlü uçakla bomba attığında, çoluk çocuğu yaktığında ona kimse bir şey demiyor. Ona da ne yaptılar, kafesin içinde yaktılar, üstüne molozları döktüler, üzerinden de greyder geçirdiler. Çoluk çocuk binaların altında kalanlara kısas yapıldı. Bu Allah'ın hükmü yani. ‘Sizin için kısasta hayır vardır’ diyor Rabbim.”
Uyuşturucudan DAİŞ’e katılım
“Uyuşturucuya düşünce her şeyi bıraktım. 2002’de esrara başladım. Önce hapa sonra kokaine döndük. Gittikçe artırdık, en son eroine düştük…” diyen doğama büyüme Ankara Hacıbayramlı 29 yaşındaki C.A., İsmet Paşa Mahallesi'nde yaşarken, çevresindeki Selefi örgütlenmenin etkisiyle Şubat 2014’te DAİŞ katılmış. İki defa gidip geldiği Suriye ile Irak’ta 9 ay kaldıktan sonra Türkiye'ye geri dönmüş.
Şu anda da diğer birçok geri dönen çete gibi serbest olan DAİŞ çetesi, röportajın bir bölümünde yaşamının istediği gibi gitmemesi durumunda tekrar DAİŞ'e dönmeyi amaçladığını belirtmesi dikkat çekti. ROJ NEWS
