Fransa'da cumhurbaşkanlığı: Bir seçim, bir başka seçimi gizleyebilir

2012 yılında seçilen 'Sosyalist' Hollande 3.5 yıl boyunca, eski Cumhurbaşkanı ve rakibi Nicolas Sarkozy’den farklı bir program hayata geçirmedi. Sol adına verilen sözlerin hemen hemen tümü rafa kaldırıldı ve artık bu saatten sonra da hayata geçirilmeyeceği bizzat Başbakan Manuel Valls ve Ekonomi Bakanı Emmanuel Macron tarafından defalarca ifade edildi.

Fransa'da cumhurbaşkanlığı: Bir seçim, bir başka seçimi gizleyebilir
Gelecek 6 ve 13 Aralık’ta Fransa’nın 13 bölgesinde seçimler gerçekleşecek. Ekonomik ve sosyal açıdan birçok yetkisi olan ve dolayısıyla da tüm partiler açısından siyasi mevzi oluşturma açısından önem taşıyan seçimlerin kampanyaları başlamış olmasına karşın ülkede hiç seçim ortamı yok. Yalnız, bu seçimlerin önemini artıran başka bir unsur ise 2017 mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce düzenlenecek son seçim ve tüm siyasi parti ve oluşumların siyasi hazırlıkları açısından bir dönüm noktası teşkil etmesidir. Bu açıdan bu yerel seçimler aslında cumhurbaşkanlığı seçimleri için önemli bir basamak rolü oynuyor ve buraya hazırlanan tüm siyasi formasyonların durumu ve bundan da öte izleyecekleri siyasi taktiklerin daha iyi anlaşılması açısından adeta bir laboratuvar görevi görüyor.

HOLLANDE VE YENİDEN SEÇİLMENİN TAKTİĞİ

2012 yılında seçilen “Sosyalist” Hollande 3.5 yıl boyunca, eski Cumhurbaşkanı ve rakibi Nicolas Sarkozy’den farklı bir program hayata geçirmedi. Sol adına verilen sözlerin hemen hemen tümünü rafa kaldırıldı ve artık bu saatten sonra da hayata geçirilmeyeceği bizzat Başbakan Manuel Valls ve Ekonomi Bakanı Emmanuel Macron tarafından defalarca ifade edildi. “Aman! Sarkozy tekrar seçilmesin” diye 2012’de Hollande’a oy verenler bugün bin bir pişman. Haksız da değiller. Kamuoyu yoklamalarında cumhurbaşkanın desteği yüzde 20’lerde.

60 yıllık 5. Cumhuriyet tarihinde, buna Nicolas Sarkozy’de dahil, hiçbir zaman bir Cumhurbaşkanı bu kadar yüksek oranda toplum içinde reddedilmemişti. Buna rağmen Hollande yeniden seçilme umudunu yitirmedi ve büyük bir sürpriz olmazsa 2017 seçimleri için tekrar aday olacaktır. Yalnız aday olabilmesi için yeniden seçilme ihtimalinin olması gerekir.

RAKİP ÇIKMASINI ENGELLİYOR

Peki, Hollande’a yönelik var olan bunca öfkeye rağmen neden ve nasıl yeniden seçilebilir? Bu soruya cevap verebilmenin koşulu birçok faktörü yan yana koyarak birlikte ve hatta bazen iç içe değerlendirmek gerekir. Her şeyden önce Hollande, Sosyalist parti içinde kendisine karşı bir adayın çıkması ya da partisi içinde kendisine karşı bir muhalefetin oluşmasını engelledi ve engellemeye de devam ediyor. Örneğin geçen yıl parlamentoda sosyalist grup içinde oluşan muhalefet bugün neredeyse dağıldı ve birkaç hafta önce mecliste onaylanan ama geçen yıllara göre daha berbat olan 2016 bütçesini çoğunlukla onayladılar. Oysaki geçen yıl sosyal hizmetler ve sağlık alanında bu kadar kesintiyi öngörmeyen 2015 bütçesine daha fazla karşı çıkmışlardı. Diğer yandan, Hollande ince “sinsi” bir toplum mühendisliğine başvurarak “yenilgi” ya da “başarısızlıklarının” toplum içinde en az iz bırakmasının hesaplarının peşinde.

OLAĞANÜSTÜ KOŞULLAR

Örneğin aralık ayında düzenlenecek bölge seçimleri. 2004 ve 2010 seçimlerinde Sosyalist parti var olan 23 bölgenin önce 21 daha sonra ise 22 bölgesini ele geçirmişti (Deniz ötesi adalar sayılmazsa). Bu seçimlerde hükümet partisinin büyük bir yenilgi alacağı herkes açısından artık kabul edilen bir gerçek. Ülkeyi 23 bölgeden 13 bölgeye indiren reform gündeme gelmeden önce bu seçimler mart ayında tertiplenecekti ama reformun 1 Ocak’ta yürürlüğe gireceği için seçimlerde aralığa ertelendi. Bu öneri yaklaşık bir yıl önce gündeme geldiğinde kimse bölge seçimleri ile “Hava değişikliğine karşı Birleşik Milletler konferansı”nın (COP21) aynı zamanda tertipleneceğini öngörmemişti.

Geçen hafta listeler teslim edildi ve seçim kampanyaları sözde başladı ama kampanya adeta konferans hazırlıklarının gölgesinde kaldı. Hükümet tüm iletişim olanaklarıyla bu konferansa hazırlanıyor, iç güvenlik önlemlerini en üst safhaya çıkartıyor, Schengen kuralları 1 aylığına iptal ederek olağanüstü bir ortam yaratmak istiyor.

İMAJ ÇALIŞMASI HIZ KAZANDI

Hollande ve Başbakanı arasında bir görev dağılımı gerçekleşmiş, birincisi tüm zamanını hava kirliliği ve insanlığın geleceği ile uğraşmaya ayırırken, Manuel Valls ise bölge seçimleri kampanyası yürütüyor. Ama bunu da sadece ve sadece aşırı sağcı Ulusal Cephenin (FN) siyasi teşhiri üzerinden yapıyor. Örneğin Hollande geçen hafta Çin’deydi ve dünyanın en fazla hava kirleten iki ülkesinden birisi olan Çin’den (diğeri ABD) 5 yılda bir hava kirletme oranını gözden geçirme sözüyle döndü.

Hollande Cuma günü de, BM başkanı Ban Ki-moon’la, Angela Merkel, G20 hazırlıkları için Davutoğlu, Paris konferansına kadar COP başkanlığı yapacak olan Peru başbakanı ile görüştüğü açıklandı. Pazartesi de Latin Amerika’da etkili Devlet liderlerinden olan Eva Morales ile bir araya geldi. Ve tüm bu görüşmeler basın aracılığıyla toplum ile paylaşılıyor, hükümet tüm devlet olanaklarını kullanarak “insanlığın geleceği” için neler yaptığını öne çıkarmadan geri durmuyor. Yalnız konferans için yapılanların bölge seçimleri üzerine bir etki yaratmayacağı kesin, ama zaten burada Hollande için önemli olan kaçınılmaz olan bir yenilgiden “zaferle” çıkmak değil. Onun için burada belirleyici olan yenilginin toplumsal etkisini sınırlamak (Yani sürekli yenilgi alan bir cumhurbaşkanı olarak görülmeme) ve sol seçmenler içinde çevre sorunu ve aşırı sağla mücadele etme üzerinden sempati oranını arttırma. Zira Hollande, olası bir cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda kazanma şansının bu seçmenlerin “kötünün iyisi” diye ona oy vermesiyle mümkün olacağını çok iyi biliyor.

HOLLANDE SEÇİMLERİN İKİNCİ TURUNA KALABİLİR Mİ?

İki turlu olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk önce 1. turun aşılması gerekir. Bunu yapabilmek için Hollande ve ekibi seçim mühendisliğinin ince hesapları planlar tasarlıyorlar. Hollande’ın ilk turu aşabilmek için bir madalyanın iki yüzünü oluşturan 2 taktik ya da eğilimi olduğu anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı her şeyden önce toplum içinde destek oranını arttırmak için kuşkusuz çaba sarf edecektir, ama en azından bir o kadar da ana rakibi merkez sağ “Cumhuriyetçiler” in bölünmüşlüğü üzerine hesap yapıyor. Adeta bir koalisyon partisi olan “Cumhuriyetçiler” partisi (eski UMP) 2012’de Sarkozy’nin yenilgisinden sonra birbirine düşmüş ve bitmez tükenmez koltuk kavgalarıyla olağanüstü derecede güç kaybetmişti. Birçok başı ve farklı eğilimleri olan bir siyasi parti durumundaydı. Birkaç ay önce Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tekrar parti başkanı seçildi, partinin adını değiştirdi, yönetici organlarını yeniledi ama parti içi birliği sağlayamadı. Parti içinde cumhurbaşkanlığı aday adayları çıkmaya başladı ve Sarkozy’nin doğal cumhurbaşkanı adayı olmasını engelleyerek Kasım 2016’da aday adaylarının yarışacağı bir iç seçim düzenlemeyi dayatabildiler.

SARKOZY’NİN PLANLARI DA TUTMUYOR

7 Kasım Cumartesi günü Paris’te Sarkozy partisinin tüm bölge seçimleri adaylarını tanıtmak için büyük bir toplantı tertiplerken, cumhurbaşkanlığı seçimleri aday adaylarının hiç biri bu toplantıya katılmadı. Parti’nin lideri olarak herkesi etrafında toparlamaya çalışan Sarkozy’nin elinin güçlenmemesi için ne Alain Juppe, ne François Fillon, ne de Bruno Le Maire katılmıştır. Görülen parti içi birlik sağlanmamış ve kaçınılmaz olarak partiyi zayıflatacak iç rekabet artarak devam edecektir. Bu rekabeti kızıştıran başka bir etken ise bir yandan Nicolas Sarkozy’nin diğer yandan ise partinin birçok hukuksal davasının devam etmesidir. Türkiye’de olduğu gibi Fransa’da da adalet siyasi çıkarlara alet ediliyor ve şimdiden birçok defa muhalefet, adalet bakanının (ve dolayısıyla Hollande’ın) bu davaların ilerleme takviminin seçimlere göre ayarlanması için hesap yapmasını teşhir etti.  Seçimlere yakın bir süre önce Cumhuriyetçiler partisinin kimi yöneticileri, ya da Sarkozy’nin bizzat kendisinin davalarında yaşanabilecek hızlı gelişmeler seçim sonuçlarını kuşkusuz olumsuz etkileyecektir ve Hollande’un en büyük rakiplerini nötralize edebilecektir.

AŞIRI SAĞ POLİTİKALARIN BELİRLEYİCİLİĞİ

Cumhuriyetçilerin partisinin içinde var olan bölünmelerin ya da kimi yöneticilerin etkisiz kılınması Hollande’ın seçilmesini nasıl sağlayacaktır? Bu soruya cevap verebilmek için ülkenin durumu ve Cumhurbaşkanının taktiğinin ikinci yönüne bakmak gerekiyor. Uzun yıllardır Fransa’da aşırı sağ, Ulusal Cephe (FN) partisi güçleniyor, seçimlerde art arda başarılar kaydediyor.

Kuşkusuz faşizan geçmişi ve kemikleşmiş ırkçı çıkışları ile tanınan Jean-Marie Lepen FN başkanlığını kızı Marine Lepen’e bıraktıktan sonra, FN içinde merkez sağa doğru bir siyasi kayma yaşanmaya başlandı. FN eskisi gibi sadece göçmenler üzerinden kampanyalar yürütmeyi bıraktı ve çoğu defa ilerici ve solcu olan Sol Cephe’nin slogan ve önerilerini kullanmaya başladı.

Sarkozy yıllarında kışkırtılan milliyetçilik, laiklik tartışmaları üzerinden yürütülen Müslüman düşmanlığı da kuşkusuz FN’nin güç toplamasına neden oldu ama partide yaşanan merkez sağa siyasi kayma yadırganmaması gereken önemli etkenlerden birisi oldu.

Avrupa parlamentosu ve belediye seçimlerinde FN üst üste iki büyük başarı elde etti ve gelecek bölge seçimlerinde de 2 bölgeyi ele geçirmesi bekleniliyor. Yalnız FN’nin büyümesi, esas olarak Sarkozy’nin partisini etkiledi, zira geleneksel olarak merkez sağa oy kullanan bir seçmen kitlesi gitgide FN’ye oy vermeye başladı. Sarkozy bu seçmenleri tekrar “kazanabilmek” için daha sağcı söylemler geliştirmeye başladı.

Yalnız daha fazla sağa kayarak da bir yandan FN ile ortak bir noktada buluşacağını, dolayısıyla da seçmenler açısından daha fazla bir muğlaklık yaşanmasına neden olarak oylarını artıramayacağını hissediyor. Diğer yandan ise daha fazla sağa kaymanın başka bir seçmen kitlesinin oyunu kaybetmesine de neden olabileceğinin kaygısını yaşıyor. Örneğin Cumhurbaşkanı Aday Adayı Alain Juppe bu kitlenin desteğini aldığı için ciddi bir rakip olmaya devam ediyor. Parti Lideri Sarkozy bir yandan FN’yi, diğer yandan rakipleri Alain Juppe ve François Fillon’u güçlendirmeme çapası içerisinde cebelleşip duruyor.

HOLLANDE’IN ÜÇ BOYUTLU PLANI

François Hollande bu durumu kendi lehine değerlendirerek birinci turu aşmayı umuyor. Ama diğer yandan Cumhuriyetçilerinin zayıflamasının esas olarak aşırı sağcı FN’ye yaradığını da görüyor ve buradan üç sonuç çıkartıyor:

1) FN’nin güçlenmesi Cumhuriyetçileri daha fazla sağa çekiyor ve merkez sağda boşalan yerin kendisinin doldurması gerektiğini düşünüyor, en azından buradan etkilenen seçmen kitlesinin desteğini almanın hesabını yapıyor.

2) Sosyal ve ekonomik alanda saldırıyı hızlandırmaya paralel olarak siyasi alanda da FN’ye karşı bir mücadele kampanyası başlatma planı yapıyor. Bu rolü partisinin sağ kanadını temsil eden Başbakan Manuel Valls üstlenmiş ve son haftalarda FN’ye karşı siyasi mücadeleyi ön plana çıkartan bir tavır içinde.

Bu kampanya bir yandan geleneksel olarak sola oy veren kitlenin desteğini hedeflerken, diğer yandan da merkez sağın FN ile ideolojik yakınlaşma eğiliminden rahatsız olan herkesi etkilemeyi hedefliyor. Hükümet bu konuda “sorumlu” davranacağı ve FN’nin bölge seçimlerini kazanmaması için gerekirse kendi adaylarını çekip “cumhuriyetin değerlerini” savunan adayları destekleyeceğini ilan etti. Ama şu da açık ki, FN’nin geniş seçmen kitlelerini etkileyebilmesinin sosyal ve ekonomik temellerinden arındırılmış bir mücadele başarısız olacaktır. Zaten hükümetin buradan umduğu FN’yi zayıflatma değil (Ki bunun temel sorunlularından birisi de kendisidir), ona karşı mücadele odağının kendisinin olduğunu göstermedir.

3)  FN’nin Adayı Marine Lepen’in 2017 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura kalması kesin görülüyor. Bu iki anlam taşıyor: Birincisi FN’nin yüzde 20-25 arası kalıcı bir seçmen kitlesini muhafaza ettiği, ikincisi ise 2. tura kalan diğer adayın kaçınılmaz olarak Cumhurbaşkanı seçileceğidir. Hollande, zayıflamış bir merkez sağa karşı ikinci tura kalmanın hesabını yapıyor, aşırı sağa karşı “tüm” solun ve merkez sağın en azından yarısının oyuyla yeniden seçilebileceğini biliyor. Bu durumda “aşırı sağ” ülkeyi ele geçiriyor tehdidi solun ve sağın ezici çoğunluğunu kendi arkasında hizaya dizebilecektir.Evrensel

Güncelleme Tarihi: 11 Kasım 2015, 10:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER