Pes etmeme herkes bir sebep arıyorken..
Ben yüreğimin köküne yağmur ektim...
Herkes o yağmurun dineceğini düşünürken,
İçimde ne fırtınalara yelken açtığını kimse bilemedi...
Ben imkansızlığı kabul etmiyorum..
Lakin ben düşlediğim bu hayalin,
derin ve karanlık yanlızlığıma ilk ayak basana haykıracağım...
Hazan içinde, içimdeki ümitlerle bir yol yaptım.
Onca mavi dururken gökkuşağından bile kovulan siyahı bırakmalıydım...
Evet erken vurdular,
Hem de gece soğuk, zehir gibi akarken..
Evet hüzün hep yöremdeydi...
Ama yazmak, düşlemek
Hep mücadele etmek...
Zihnimi bu çağa uydurmalıydım...
Deliliğime pranga atmalıydım..
Gözyaşlarımı kahkalarımla yıkamalıydım.
Yakmalıydım, beni dibe çeken ne varsa...
Çünkü cehennemi kıskandıracak düşüncelerim var benim...
Ölümü, acıyı bu kadar beynimde yaşatmamalıyım.
Yaa basamadığım gökyüzüne uçma vaktiyse...
Yaşama vurgun olmalıyım...
Özgür bırakmalıyım kendimi.
Bu dayatılan algılara baş kaldırmalıyım.
Şehirler değiştirmeliyim.
Yeni coğrafyalar, kültürler keşfetmeyim..
Kendimi ben iğleştirmeliyim...
Tanrıya yaklaşmalıyım.
Bu kadar uzaklaştığım tanrıya yalvarmalıyım.
Önce ona affetirmeliyim kendimi.
Derinliğimin içinde kayboldum.
Yangının ortasında serinleten derinlik...
Bırak artık peşimi...
