'Anadilde savunma krizi bitmedi'

"Sistemin kirli işlerine bulaştığı" için 2000'li yılların başında cezaevine girdiğini ancak "ajan ol" tekliflerini kabul etmiş gibi yapıp Diyarbakır'dan ayrıldığını, sonra tekrardan tutuklandığını belirten Kenan Değer, cezaevinden gönderdiği mektupta, "O zamandan bu yana bir türlü devletten kurtulamadım" diyerek, yaşam hikayesini anlattı.

'Anadilde savunma krizi bitmedi'
 Kandıra 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nden DİHA'ya mektup gönderen Kenan Değer'in hayatı ve aldığı disiplin cezaları dikkat çekiyor. 2000 yılında karıştığı adli vakalar nedeniyle cezaevi gerçeği ile tanıştığını belirten Değer, bundan önce 1998-1999 yıllarında Azadiya Welat gazetesi dağıtımcılığı yaptığını kaydetti. O dönemde de bir kaç defa gözaltı yaşadığını aktaran Değer, gerek bu gözaltılar gerekse de o dönem olan bazı gelişmeler nedeniyle siyasal çevreden ayrılarak, "sistemin kirli işlerine" bulaştığını belirtti. Ufak tefek hırsızlık olaylarından dolayı binlerce kişinin cezaevine girip çıktığını belirten Değer, "Ama ben de farklı olan şey ise polisin 'ajan ol' tekliflerini kabul etmiş gibi yapıp Amed'den ayrılmamdı. Ben tekrar Amed'e dönünce ve böyle bir suçtan tekrar ellerine düşünce böylece birçok işlemediğim suçu da kabul ettirdikleri yaklaşık 18 yıla mahkum olduğum serüvenin içine attılar. O zamandan bu yana bir türlü devletten kurtulamadım. Yaklaşık 10 yıldan sonra İzmir Foça Yarı Açık Cezaevi'ne geçtim. Oradan da Antalya Elmalı Kapalı Cezaevi'ne götürüldüm. 12 Mart 2010 yılında da 'cezaevinde Kürtçülük yapıyorsunuz' iddiasıyla bize Antalya Elmalı Kapalı Cezaevi'nde saldıranlardan birini yaralayıp sözde özgürlüğünden alıkoymaktan bana verilen 6 yıl 8 ay hapis cezası gelince (Ki bu cezanın veriliş şeklide çok hukuksuzdur. Ben bir defa tek hakim huzuruna çıktım sonra da gıyabında ceza vermişler) oradan firar ettim. İstanbul'a yerleştim. Orada evlendim. Kendimce firarda olsam bir yaşam kurdum" dedi. 

'Disiplin cezalarından kımıldayamayacak durumdayım'

Sonrasında bir gün tesadüfen Bağcılar'da bir grup genç protesto gösterisi yaparken oradan geçtiğini belirten Değer, "Orda faşist bir kitle onlara saldırıyordu. Ben de onlar Kürt gençleridir diye araya girdim vurmasınlar derken, bunlar bana da saldırdı" diye kaydetti. Daha sonra bilincini yitirdiğini ve ATM'ye molotof atmak iddiasıyla polis tarafından gözaltına alındığını aktaran Değer, "Ben sahte kimlik kullanıyordum. Kimliğim deşifre olmasın diye Kürtçe savunma yapacağım dedim. Meğerse bu beni örgüt üyesi yapıyormuş. 26.06.2011'de cezaevine girdim. Buraya geldiğimden beri hakkımda soruşturma açılmadık bir konu, verilmedik disiplin cezası kalmadı" diye belirtti. Ailesinin kendisini tekrar cezaevine girdiği için evlatlıktan attığını, eşinin İstanbul'da sokakta kaldığını, sonra ailesinin yanına kendisini görmeme şartıyla kabul ettiğini yazan Değer, "Ben cezaevine girdikten 3-4 ay sonra bir çocuğum oldu. Ama ben daha bir defa bile onun yüzünü görebilmiş değilim. Adı Ciwan Roj. Resmi nikahımız olmadığı için telefonda dahi konuşamıyoruz. Diğer önemli bir konu ise bana verilen disiplin ve hücre cezalarından dolayı kımıldayamayacak duruma gelmiş olmamdır" diye kaydetti. 

'Anadilde savunma krizi bitmedi'

Anadilde savunma yapma krizi bitmiş gibi görünse de disiplin soruşturması, asliye ve sulh mahkemelerinde bu krizin devam ettiğini ifade eden Değer, bugüne kadar tek bir ifade vermediğini belirtti. Duruşmasının 10 Ekim'de 15. Ağır Ceza'da görüleceğini belirten Değer, "Ben doğanın değişim kuralına uydum ve değiştim. Onurlu bir yaşam için gerekirse zindanı akademiye çevirir, bütün dünyayı burada kendime yeniden kurarım" ifadesini kullandı. 

'Varolan hakları da cezalarla öteleniyor'

Değer'in gönderdiği mektupta içinde hücre, disiplin cezası, iletişimden men ve benzeri cezaların olduğu 28 cezanın dosya numaralarıyla birlikte vermesi dikkat çekti. Değer'in avukatı Hüseyin Boğatekin ise Değer'e verilen disiplin cezalarının doğru olduğunu ifade ederek, "Burada zaten hayatında en fazla bir kaç kişi olan ve mektupta anlatıldığı gibi çok zor zamanlar yaşayan bir insanın varolan hakları da bu disiplin cezalarıyla ötelenmek istenmektedir. Aslında sadece Değer değil şu an cezaevlerinde olan birçok tutsak bu sorunu yaşamaktadır. Öyle ki; bu cezalar nedeniyle infazlarının yanması dahi gündeme gelmektedir" dedi. 

Söz konusu iddialarla ilgili görüşmek istediğimiz cezaevi yönetimi, bu konuda açıklama yapamayacaklarını söyledi. DİHA

Güncelleme Tarihi: 27 Ağustos 2013, 12:15
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER